Hadi ULUENGİN
İNKÂRCIYIZ, zira bugün sembolik bir tarih olarak yine yüzüncü yıldönümünü idrak ettiğimiz 1915 Ermeni Büyük Felâketi’ni vicdanen, hukuken ve resmen kabullenmiyoruz.
İttihat ve Terakki canilerin bütün bir halka karşı uygulamış olduğu ve bilfiil devlet mekanizmasını kullandığı korkunç kıyama bir asırdır mazeret uyduruyoruz.
Bin bir dereden su getirerek kâh karşılıklı mugalata diye azımsatmaya çalışıyoruz, kâh zorunlu tehcirden dem vuruyoruz, kâh da maktullerin rakamı üzerinde oynuyoruz.
En kabadayısı, “o tarihte böyle bir kavram yoktu, dolayısıyla ‘soykırım’ olamaz” gerekçesini öne sürüyoruz ama havaya bakıp, aynı kavramı uluslararası hukuk lügatine yerleştiren Rafael Lemkin’in 1915 emsalinden hareket ettiği gerçeğine ıslık çalıyoruz.
***
ÖTE yandan, İttihatçı canilerden birkaçını Ermeni katliamından dolayı mahkûm etmiş 1919 tarihli Divan-ı Harb-i Örfi mahkemesinin işgal altındaki İstanbul’da toplanmış olması, ucuz ulusalcı demagojilerin aksine, hiçbir şekilde ne o cürmü, ne de o cezayı hükümsüz kılar.
Nüremberg’de Alman Naziler, Tokyo’da ise Japon suçlular hem işgal altında, hem de bizzat işgalci hâkimler tarafından yargılandılar. Ve onlara “masum” demek de aynı Almanya’da bir tek neo-Nazi, aynı Japonya’da ise bir tek neo-militarist inkârcıların aklına geldi.
Oysa biz hâlâ, sözkonusu neo-Nazizmin yerli varyantı olan ve katiller katili Talat adına komite kuran Karanlıkçı Maocuların Strasbourg rezaletini desteklemeye kalkışıyoruz.
***
KALKIŞIYORUZ da ne oluyor? Yüz yıllık yalnızlık bitiyor mu? Ne gezer!
Her 24 Nisan’da acaba ABD Başkanı “soykırım” kelimesini telaffuz edecek mi diye yine hop oturup, hop kalkıyoruz. Etmezse, “vartayı yine atlattık” düğün bayram yapıyoruz.
Yahut daha önceki sayısız ülkeye ek olarak şimdi de İsveç, Vatikan ve Avusturya aynı tanımı kullanınca elçimizi yine Stockholm’den, Roma’dan, Viyana’dan Ankara’ya çekiyoruz.
Ve tabii yine bir müddet sonra tükürdüğümüzü yalayarak tekrar geri gönderiyoruz.
Üstelik kolektif hafızamız üzerinde öylesine devasa bir baskı uyguluyoruz ki, Avrupa Parlamentosu’nun aynı “soykırım” kararını zaten ta 1987 yılında almış olduğunu unutuyoruz.
Her hâlükârda, bütün dünyanın bize düşman olduğu ve Ermeni soykırımı tezinin de Türkiye’yi çökertmek, bölmek, parçalamak için kullanıldığı hezeyanıyla yaşıyoruz.
***
BÖYLE bir şey yok! Asla da olmadı! Çok muhtemelen de hiçbir zaman olmayacak!
Kimse Türklerden Türk oldukları için nefret etmiyor. Lânet ve gazap yağdırmıyor.
Oysa bizi bir asırdır dünya nezdinde yalnız kılan şey, aslında korkunç cürümden bizatihi sorumlu olmamamıza rağmen o cürmü hâlâ inkâr etmeyi sürdürmemizdir!
Zaten bugünkü sorumluluğumuz ve suçluluğumuz da buradan kaynaklanıyor.
Bunun geri planında, derin bilinçaltında, itiraf edilmeyen gerçekliğinde ise İttihatçı ideolojiye ve çeteye duyulan manevi, ruhi, milli bağlılığın çok ötesindeki bir temel yatıyor.
***
SÖZKONUSU temel maddidir!
Ermeni soykırımı sayesinde gerçekleşmiş mülkiyet değişiminden faydalanmış olmak olgusudur ki, “derin egemenler” yüz yıldır işte bunun korkusuyla inkârcılıkta ısrar ediyorlar.
Tabiatıyla da bu korkuyu kitlelere manevi, ruhi ve milli ögelerle donatarak sunuyorlar.
Fakat böylesine bir inkârcılık daha ne kadar devam eder? Ne kadar edebilir?
Bir 24 Nisan daha etmesin ki, yüz yıllık yalnızlığımız artık bitsin!
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015