İbrahim Tığlı
Türkiye’den binlerce kilometre uzaklıktaki Güney Afrika hem Afrika hem de değil. Afrika kıtasında olmasına rağmen Cape Town, Durban, Johannesburg gibi şehirler Avrupa ya da ABD’de yaşıyorsunuz hissi uyandırır. Afrika’nın gerçekleri ile yüzleştiğiniz kadar küresel dünyanın sorunlarıyla da uğraştığınız da ancak fark edersiniz. O yüzden modern bir dünya kadar geleneksel bir Afrika’dır. Hep Afrika’nın içine daldığınızda uyanıp modern dünyaya döndüğünüz yerin adıdır Güney Afrika.
Türkiye’nin Afrika’ya ne kadar önem verdiği artık insanımız tarafından anlaşılır hale geldi. Özellikle içinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntıları Afrika ile de aşmak mümkün. Yeter ki Afrika’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başlattığı adımları izleyerek yolumuza devam edebilelim.
Osmanlı Güney Afrika’nın önemini 160 yıl önce anladı
Osmanlı padişahı Abdülaziz döneminde Güney Afrika’ya Erzurumlu bir alim olan Ebubekir Efendi gönderildi. Ebubekir Efendi, çok yönlü birisi olup, yerleştiği Cape Town şehrinde eğitimden, hukuka, dilden edebiyata kadar birçok sahada çalışarak, Osmanlı kimliğini Güney Afrika’da temsil etti. Ebubekir Efendi tekrar ana yurduna dönemedi ve orada vefat ederek Cape Town’a ve Atlas okyanusuna bakan bir tepenin eteğindeki mezarlığa gömüldü.
Güney Afrika’ya giderseniz Ebubekir Efendi’nin nasıl bir iz bıraktığını anlayabilirsiniz. Özellikle Güney Afrika’daki Müslümanlar arasında önemli bir yeri vardır. Açtığı okullar, yaptırdığı camiler, Müslümanlar arasındaki sorunları çözmeye çalışması hala dilden dile anlatılır.
Cape Town Belediyesi onunla özdeşleşen Bookap adında bir müze yaptırmış ve Ebubekir Efendi’yi anlatan bir de kitap bastırmıştır. Ebubekir Efendi’nin çocukları hala kendilerini bırakılan mirası sürdürürler. Apartheid dönemdeki baskılara rağmen “Efendi” soyadını gururla taşımışlardır. Ebubekir Efendi hala bir köprüdür; Güney Afrika ile Türkiye arasında. Öyle güçlü bir köprüdür ki, aradan yüzyıldan fazla süre geçmesine rağmen iki toplumu birbirine bağlamış, karşılıklı aynı his ve duyguları sürdürmelerini sağlamıştır.
Yeni Ebubekir Efendiler gerekiyor
Güney Afrika için Türkiye üç açıdan diğer Afrika ülkelerine göre daha önemlidir. Beyazların siyahların, melezlerin ve Asya kökenlilerin bir arada gökkuşağı gibi yaşadığı Güney Afrika, ekonomik potansiyeli bakımından Afrika ülkeleri içinde önemli bir yere sahiptir. Güney Afrika ile kurduğunuz her ekonomik münasebet, aynı zamanda Mozambik, Namibya, Zimbabwe, Botsvana ile de ilişki demektir. Güney Afrika ile kuracağınız ticaret doğrudan bu ülkelerin pazarlarına da girmek demektir. Zimbabve’de Türkiye’nin ürettiği malları görmek istiyorsanız öncelikle Güney Afrika’nın kapısını çalacaksınız. Üstelik bu ülkeler, üretim alanında Türkiye’nin rakibi değil, birbirlerinin karşılıklı desteğine ihtiyaç duyacağı ülkelerdir. Tekstil, inşaat, ilaç, otomotiv gibi sektörlerde yerli iş adamları ile pek verimli işler yapılabilir.
Güney Afrika’nın en önemli sorunlarından biri işsizlik. Burada yapılacak yatırımlarla istihdam sorunu çözülerek ülke ekonomisine katkı sağlanabilir. Özellikle siyah Güney Afrikalı vatandaşlara yeni istihdamlar yaratmak, buradaki Türk iş adamı varlığını güçlendirir.
Güney Afrika önemli bir turizm cenneti; kumsalları, doğal güzellikleri ile yılda 20 milyondan fazla turist çekiyor. Fakat Güney Afrikalıların en fazla görmek istedikleri yerlerden biri de Türkiye. Yaklaşık 10 milyona yakın Güney Afrikalı her yıl, Avrupa, Hindistan ve Uzakdoğu’ya gidiyor. Eğer Türkiye’nin güzelliklerini tanıtabilirsek, ülkemiz, Güney Afrikalılar için önemli bir turizm lokasyonu olabilir.
Güney Afrikalı Müslümanlar ile Türklerin refleksleri birbirine çok benzemekte. Filistin konusunda duyarlılıklar, “dünya beşten büyüktür” sözünün yansımaları hemen hemen aynı. Tek Parti döneminde Müslümanların çektiği sıkıntılar ile apartheid dönemde Müslümanların yaşadıkları birbirine çok benziyor. Müslümanlar azınlık olmalarına rağmen ülkenin siyasi ve ekonomik yapısında da etkililer. Türkiye, Ebubekir Efendi ile kurduğu bağı daha güçlendirerek sürdürerek devam ettirebilir. Yeter ki yeni Ebubekir Efendiler ortaya çıksın.
Afrika’da FETÖ ile mücadele etmenin yolu Güney Afrika’dan geçiyor. FETÖ konusunda, Güney Afrika ikna edilebilirse Afrika’nın yarısında FETÖ’yü yok etmiş olursunuz. Güney Afrika’da kurumsal, ülkenin şatlarına özgü bir mücadele gerçekleştiremezseniz başarılı olma şansı da azalır. Bu yüzden Türkiye’nin Güney Afrika için ayrı bir parantez açması, bütün kurumları ile bölgede bulunması şart. Eğer Ebubekir Efendi gibi Güney Afrika şartlarını ve özelliklerini bilerek hareket ederseniz varlığınız daha da kalıcı hale gelir. Kimse de sizin önünüze çıkamaz, başarılar sizin yoldaşınız olur.
Güney Afrika aynı zamanda PKK’nın en etkili olduğu Afrika ülkesi. Güney Afrika’da işler halde olan Türkiye aleyhine lobileri dahi bulunmakta. PKK yandaşları özellikle Güney Afrika basınında, iktidar partisi Afrika Ulusal Kongre Partisi’nde de etkililer. Fakat onların başarısı bizim orada bulunmadığımızdan kaynaklanmakta. Eğer biz orada olursak, kendimizi iyi anlatırsak Güney Afrika’da, hiçbir terör yandaşının dahi esamisi okunmaz.
Türkiye’nin, Güney Afrika üzerine daha fazla düşünmesi gerekli. Orada Ebubekir Efendi’yi örnek kabul etmiş, Maarif, TİKA, Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumlar ve MÜSİAD ve İHH gibi sivil toplum kuruluşları da var. Bu kurumların arasına Diyanet Vakfı ve TRT de eklenmeli. Neden Güney Afrika ile Türkiye arasındaki üniversitelerle iş birlikleri kurulmasın, neden bu gökkuşağı ülkesinde SETA, ORDAF, AFAM, İNSAMER gibi düşünce kuruşları merkezleri bulunmasın? Güney Afrika’da kuracağınız bir araştırma merkezi Afrika üzerine daha iyi düşünmenizi, anlamanızı ve uygulamalara geçmenizi sağlayacaktır.
Ebubekir Efendi 160 yıl önce geldiği Güney Afrika topraklarına ilk ayak bastığında ne düşündüğünü bilmiyorum, ama bir daha ülkesine dönemeyeceğini biliyordu herhalde. Bu yüzden yıllar sonra kurduğu köprüden Türkiye’den gelenlerin geçeceğini bildiği için sağlam temeller inşa etti. Şimdi bize düşen o köprüden geçmek, Ebubekir Efendi’nin misyonunu taşıdığımızı göstermek. Biz daha şanslıyız diğer milletlerden, çünkü önümüzde Ebubekir Efendi gibi bir kılavuz var….
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.02.2019
18.12.2018
13.11.2018
30.10.2018
16.10.2018
25.09.2018
18.09.2018
4.02.2018