Mehmet Ocaktan
‘Milli Görüş gömleğini çıkararak’ başladıkları AK Parti yolculuğunun ilk on yılı demokratik değerlerin ön plana çıktığı, hukukun üstünlüğüne sadakat yeminlerinin edildiği, ekonomide Maastricht kriterlerinin hedef alındığı ve de bolca demokrasi şarkılarının söylendiği bir dönemdi.
Ama sonrasında her şey değişti ve AK Parti kendi ilkelerine bile meydan okuyan bir dille siyaset yapmaya başladı. Sonunda artık AK Parti iktidarı bütün demokratik değerleri askıya aldı, ‘hukukun üstünlüğü’ne itibar etmez oldu, yargının üzerindeki siyaset gölgesini yoğunlaştırdı, liyakati unutarak devlet kurumlarını eş-dost-akraba çiftliğine dönüştürdü.
Bütün bunların sonunda haliyle milletin teveccühüne mazhar olacak icraatlar yapamaz hale geldi. Doğal olarak icraat olmayınca, seçim kazanabilmek için yeni enstrümanlara ihtiyacı vardı. İşte tam bu noktada “ezan-bayrak-beka” ve “şanlı tarih” retoriği üzerinden yolsuzluk algısını, hukuksuzlukları ve ekonomik krizi perdeleyecek müthiş bir propaganda dili keşfetti.
İktidarı eleştirenleri, farklı düşünen herkesi ‘hain-terör yandaşı-dış güçlerin içerideki uzantıları” olarak suçladı. Bu argümanların da yetmediği anlarda Ayasofya’yı açtı, cami avlularında miting yaptı ama sonunda seçim kazanmayı başardı.
Kısacası “beka” tehlikesi ve siyaset yolunda dinin araçsallaştırılması her seçimde iktidar lehine güçlü bir rüzgar oluşturdu. Ama kimse çıkıp, “Madem beka tehlikesi var, 22 yıldır iktidardasın, neden ülkeyi beka tehlikesiyle karşı karşıya bıraktın” diye sormadı, soramadı…
Ancak 2024’e geldiğimizde bambaşka bir rüzgar esmeye başladı. Zira ülkede öylesine derin bir ekonomik kriz yaşanmaya başlandı ki yoksullar nefes alamıyor, emeklilerin ucuz ekmek ve et kuyruklarındaki görüntüleri iktidarın her seçimde kullandığı “beka-hain-terör yandaşı” sloganlarını duyulmaz hale getirdi. 31 Mart seçimleri öncesinde neredeyse bütün televizyonlardan, gazetelerden bangır bangır yükselen iktidarın sesi ve de “belediyeyi biz kazanmazsak hizmet gelmez, doğal gaz hizmeti alamazsınız” tehditleri bile işe yaramadı. Sonuç AK Parti için kelimenin tam anlamıyla sandık hezimeti oldu.
31 Mart seçimleri Türk siyaseti için yeni bir yön tayin etti. Sandığın özellikle AK Parti’ye dönük en kayda değer mesajı “Artık seninle olmuyor, millete tepeden bakmayı bırak, aksi taktirde biz kendimize başka bir adres buluyoruz” oldu.
Ve buldu da şimdilik CHP… AK Parti henüz farkında değil belki ama CHP, iktidarın neredeyse bütün argümanlarını elinden almış bulunuyor. Sandık sonuçları bir gerçeği ortaya koydu ki AK Parti’nin ‘din eksenli’ politikaları toplumun beklentileriyle örtüşmüyor.
CHP’nin geleneksel kodları 31 Mart başarısıyla birlikte nasıl bir değişime evrilecek şimdiden kestirmek zor elbette ama bu seçimde ortaya koydukları tavır, toplumun bütün kesimleriyle kucaklaşan bir fotoğrafı ortaya çıkardı.
CHP’den seçilen başkanların önemli bir bölümüne ve kullanılan dile baktığımızda, tıpkı AK Parti’nin 2002’de yola çıkarken ortaya koyduğu modele çok benzeyen bir görüntü ile karşı karşıyayız sanki… Öyle ki seçimde yarışan AK Parti adaylarıyla CHP adaylarını karşılaştırdığımızda, CHP adaylarının milletin değerleriyle daha fazla örtüştüğünü görmek bile mümkün.
Buradan da anlıyoruz ki AK Parti, geçmişte devletle fazla özdeşleşen ve de otokrat CHP’nin yerini alırken, CHP milletle bütünleşen bir çizgiye doğru evriliyor.
Hakkaniyetli olmak gerekirse, CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel kimsenin beklemediği bir performans sergiliyor.
Başkalarını bilemem ama özellikle AK Partililerin, Özgür Özel’in şu sözlerini dikkatlice okumalarında yarar var: “Devletle millet ne zaman yarışırsa hep millet kazanır. CHP bazen yanlış tarafta durdu. Bu sefer devlet ile millet yarışırken, milletin tarafındaydık.
Devlet – millet rekabetinde CHP devletin kurucu partisi olduğu için yanlış tarafta duruyor. Esas olarak CHP halkın partisi olduğu için doğru taraf, milletin tarafı.”
CHP liderinin sözlerinden hareketle söylemek gerekirse, sanki AK Parti ile CHP arasındaki roller değişmiş gibi görünüyor. Çünkü AK Parti devlete yaslanıp milletle gönül bağlarını koparırken, CHP milletle gönül köprüleri kurmaya çalışıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları


































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.12.2025
22.12.2025
8.12.2025
5.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
26.11.2025
21.11.2025
19.11.2025
17.11.2025