Metin Münir
Geçenlerde, bir yerlerde, sert avokadonun yanına olgun bir muz konarak çarçabuk yumuşatılabileceğini okumuştum.
Okumuş ve pek inanmamıştım. Nasıl olabilir, diye merak etmiştim.
Şimdi biliyorum.
Eski çağlarda bile insanlar meyveleri hızla olgunlaştıracak yöntemler biliyorlardı.
Firavunlar zamanında eski Mısırlılar birkaç inciri yarıp açarak bütün incirlerin olgunlaşmasını sağlıyorlardı. (Bu yaz bunu deneyeceğim.)
Eski Çinliler ise armutlarını depoladıkları yerlerde buhur yakarak meyvelerin hızlı olgunlaşmasını sağlıyorlardı.
Ağaçtan sert iken toplanan avokado, çabuk yumuşaması için kahverengileşmiş bir muz ile aynı kahverengi kağıt torbaya konurdu.
Yirminci Yüzyıl’ın başlarında Florida’daki üreticiler erken topladıkları portakalları meyve depolarında gaz yağı yakarak olgunlaştırırlarmış.
Olgunlaşma sürecini gaz yağının çıkardığı ısının hızlandırdığını sanırlarmış.
Bunun, mantıklı olsa da yanlış olduğunu ambarları elektrikle ısıtmaya başladıklarında anlamışlar. Portakallar elektrik ısısına hiç tepki vermemiş.
Demek ki marifet gaz yağında imiş. Ama gaz yağının nesinde?
1924 yılında Amerikan Tarım Bakanlığı’nda çalışan bir bilim adamı gaz yağı dumanında eser miktarda etilen diye adlandırılan bir molekül bulunduğunu, etilene tabi tutulan herhangi bir meyvenin olgunlaşmaya başladığını keşfetmiş.
İncelediği limonlar bu moleküle karşı o kadar hassaslarmış ki havada 1’e 100 milyon oranında etilene bile tepki gösteriyorlarmış.
Daha sonra yapılan incelemeler, Çinlilerin yaktığı buhurda da etilen olduğunu ortaya çıkarmış.
Mısırlılar ise inciri yararak meyvenin etilen yaymasını sağlıyorlarmış.
Sonuç: Burnu olmasa da, meyve veren ağaçlar havadan etilenin kokusunu alıyorlar ve bunu meyvelerini olgunlaştırmak için bir sinyal olarak algılıyorlar.
Neden oluyor bu ve nasıl?
Batıda daha sonra yapılan birçok araştırma olgunlaşan bütün meyvelerin etilen çıkardığını ortaya çıkardı.
Olgunlaşan bir meyvenin saldığı ve yaydığı etilen ağaçtaki diğer meyveleri dürterek onların da olgunlaşmasını sağlar. Bu “koku,” daha doğru adıyla hormon, bir ağaçtan diğerine yolculuk eder, bütün meyveleri eş zamanlı veya eş zamana yakın olgunlaştırır.
Çiğ avokado, kese kağıdının içinde olgunlaşmış muzdan yayılan etilenin kokusunu alınca bunu olgunlaşmak için bir sinyal olarak algıladığı için çarçabuk yumuşar.
Olaya daha geniş bir açıdan bakıldığında ortaya çıkan bilimsel sonuç şudur:
Nasıl biz koku alırsak bitkiler de koku alırlar. Hem kendi çıkardıkları kokuyu alırlar hem de yakınlarındaki ağaçların çıkardığı kokuyu.
Ağaçlar meyvelerinin olgunlaştığını bilirler, komşularının dalı budanırsa bunun farkına varırlar. Yakındaki bir bitkinin yaprakları bir zararlı tarafından yenmeye başlanırsa bundan da koku yoluyla haberdar olurlar.
Bunlar ve daha birçok muhteşem şey masal değil bilimsel gerçektir. Bitkiler orada öylece dururmuş gibi görünürler ama müthiş, karmaşık tamamı daha keşfedilmemiş yetenekleri vardır.*
*
Bir insanın sahip olabileceği en değerli niteliklerden biri meraktır.
Merak bilgiye götürür, bilgi örtüleri kaldırır, evreni daha görünür, anlaşılır yapar.
Doğadaki mucizelerin önündeki perdeyi aralar.
Canlıların mucizevi yaratıklar olduğunu, bütün yaratıkların aynı planın değişik çeşitlemesi olduğunu öğretir.
* What a Plant Knows (Bitkilerin Bildikleri) Daniel Chamovitz. Türkçesi yok.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2021
1.02.2021
24.01.2021
18.06.2020
4.06.2020
29.02.2020
27.02.2020
25.02.2020
13.02.2020
30.01.2020