Sezin ÖNEY
“İki Amerika” kavramını, Demokrat Parti’nin başkan adaylarından John Edwards, 2004’te ortaya atmıştı. Edwards’ın kastı, Amerika içindeki gelir eşitsizliğinin yarattığı, biri son derece zengin, müreffeh, ileri, diğeri ise Üçüncü Dünya’ya yaklaşan bir yoksullukla kuşatılmış iki farklı dünya idi.
Bir ülke, iki toplum...
Bu niteleme, şimdi Ukrayna için de kullanılıyor.
Ukrayna’da sokaklara dökülenlerin, ülkenin çoğunluğunu temsil etmediği, “Batı kesimindeki bir azınlık” olduğu da yazılıp çizildi.
Bir kere, bu “ne kadar büyük?”, “ne kadar çok?” takıntısının, ne bir sosyo-politik durumu anlatmaya, ne de önemini belirlemeye yararı var.
Türkiye’de, yıllarca yüzde 90’lardan aşağı inmeyen “orduya güven” seviyeleri, bugün Gallup’un 2013 araştırmasına göre, şehirdeki kesimlerde yüzde 59’a düşmüş durumda. Bu oran, nüfusu 100 binin altındaki kırsal kesimdeyse yüzde 81’de.
Hükümete güven, şehirlerde yüzde 43. Son beş yılın en düşük seviyesinde.
Kırsal kesimde, yüzde 68. Son beş yılın en yüksek seviyesinde.
Yargıya güven, şehirlerde yüzde 49. Bu rakam da, 2011’deki yüzde 57’lik seviyeden, irtifa kaybetmiş.
Kırsal kesimdeyse, 2012’de yüzde 53 olan yargıya güven oranı, 2013’te yüzde 66’ya çıkmış.
Bir ülke, iki toplum mu?
Neyse ki, toplum olarak ortak noktalarımız da var. Üstelikte, aradan geçen yıllarla, nesilden nesle “miras bırakılan”, ortak algılar!
İnfakto Araştırma’dan, Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Emre Erdoğan’ın dikkat çektiği önemli bir nokta var.
Avrupa Birliği üyelik sürecinin gerektirdiği reformların, “Sèvres Anlaşması”ndan farksız olduğu görüşüne katılanların seviyesi, 2003’ten 2012’ye kadarki süreçte, hemen hiç değişmiyor. 2003’teki İnfakto araştırmasında, yüzde 57,2 bu görüşü desteklerken, 2012’de bu oran yüzde 56,2.
Sadece Sèvres Sendromu diye anılan, “Batı tarafından parçalanma” korkusunda değil, ilintili konularda da, takıntılı refleksler sergileyen bir toplum tablosu ortaya çıkıyor.
2012’de sonuçları açıklanan, Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Hakan Yılmaz’ın proje koordinatörü, Emre Erdoğan ve Güçlü Atılgan’ın da danışmaları olduğu araştırmada, benzer noktalara işaret eden başka veriler de var.
AB reformlarının, “kapitülasyonlardan farksız” olduğu, Batı’nın Osmanlı’yı bölmek istediği gibi, şimdi de Türkiye’yi de parçalamaya çalıştığı, Batılılaşmanın sadece taklit düzeyinde kaldığı, Batı’nın “PKK destekçisi” olduğu, Batı’nın Türkiye’ye “Haçlı seferleri” mantalitesi ile baktığı...
Bu görüşler, 2003-2012 arası, hep yüzde 50, 60, 70 gibi oranlarla desteklenmiş, destekleniyor.
Belli ki, “Batı” kavramı ile ciddi sorunları olan bir toplumuz.
Bu sorunların, siyasete malzeme edilip, özellikle iktidar partisi ve onun hükümeti tarafından sürekli, “Batı’nın ikiyüzlülüğü” vurgusu yapılması, toplum genelindeki “komplo teorilerine” eğilimi nasıl etkiliyor acaba?
Veya “komplo teorilerine” eğilim, “Batı paranoyası”, toplumsal hoşgörü ve demokrasi ile ne kadar ilintili?
Gene, İnfakto’nun 2007-2012 arası “orta sınıf” algıları ve eğilimlerini karşılaştıran araştırmasında, demokrasiyi destekleme, toplumsal sorunların uzlaşı ile çözüleceğine olan inanç, baskı rejimlerine “asla” deme gibi alanlarda, de ufak düzeyde de olsa, düşüşler var.
2012’de, beklenenin aksine, biraz daha fazla insan otoriterlik yanlısı, biraz daha fazla insan demokrasiye ve uzlaşıya inançsız...
Acaba, hangi Türkiye bu?
[email protected]
http://www.taraf.com.tr/sezin-oney/makale-bir-ulke-iki-toplum.htm
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024