Sezin ÖNEY
Akademik olarak başlıca çalışma konum popülizm. , temel olarak “Bizler ve Onlar” düşmanlaşmasına, toplumsal gerilimine, kutuplaşmasına dayanan ideoloji ve politik strateji. Popülist politikacılar, “Halk”ı temsil ettiklerini, hatta halkın kendilerinde vücut bulduğunu öne sürüyorlar. Bu iddialarının temel dayanağı olarak da, “Halk düşmanı olanlara karşı savaşlarını” gösteriyorlar. Bu “savaşın”, halkı “bastıran”, “zincirleyen”, “ezen” seçkinlere, “yoPopülizmzlaşmış elitlere” karşı verildiği iddia ediliyor. Bu “iç mihrak kötülerin”, dış bağlantıları da var.
Dünya, adeta “halka” karşı bir komplo. “Halk” olarak tahayyül edilen kitle, bu düşman algısı üzerinden giderek somutlaşıyor, kemikleşiyor. Ve “halk” giderek kendini, popülist hareket veya liderin kurduğu ekonomik, sosyal, kültürel evreni soluyarak, yaşayarak varlık bulan bir hayali gerçekliğe kavuşuyor.
Tabii, popülizmin “halk” tahayyülü, kutuplaşmaya dayandığından, bir ülkedeki gerçek halk kitlelerinin hepsini, vatandaşların tümünün içerilebilmesine imkan yok. Muhakkak ki, birileri dışlanacak, düşmanlaştırılacak, itilip kakılacak. Zaten de, popülizmin ötekileştirici, kutuplaştırıcı söylemini kaldırabilmek, sindirebilmek de herkes için mümkün değil. Yani, popülizmin “halkı” sadece toplumdaki “bazı kişilerden” oluşuyor.
Popülizm, biraz boş bir kap gibi; içine söz konusu toplumun içinden çıkan kültürel ve politik kodları ile içi dolduruluyor. Bir ülkede İslam, diğerinde Hıristiyanlık, hatta laiklik; birinde sol, birindeyse sağ siyaset baskın çıkabiliyor.
Popülizmi anlattıkça, dinleyenlerin aklına Türkiye’de ve Türkiye dışında, hep söz konusu ülkenin siyaseti ile güncel çağrışımlar geliyor. Sıklıkla karşılaştığım bir soru da, “popülizmin sonu ne oluyor”; yani, bir nevi, filmin sonunda ne var?
Popülizmin etkisi, ABD’de Cumhuriyetçi Parti’nin aday adayı Donald Trump’tan, Polonya’da Cumhurbaşkanı Jarosław Kaczyński’ye, Hindistan’da Başbakan Narendra Modi’ye bir çok farklı figürde beden bularak karşımıza çıkıyor. Tabii, bir ülkenin popülist lider veya hareketin ne kadar etkisine girdiği, yani popülizmin bir ülkede ne kadar egemen hale geldiği de önemli. İşte, o derece, ülkede neyin ne kadar ters gittiğini veya gidebileceğini de belirliyor.
İşte, bu sorunun yanıtı, her ülkenin kendisinin verebileceği bir şey; ancak, kritik kavşaklardan dönülmezse, uçurumdan savrulmak kaçınılmaz gözüküyor. Çünkü, popülizm bir nevi uyuşturucu gibi; egemenliği pekiştikçe, popülist hareket veya lider gücünü sürdürmek için popülizmin dozunu arttırıyor. Arttıkça artan doz sonunda ülkedeki kamplaşmayı “tek gerçek” haline getiriyor ve sorunlar çözülmeye çözülmeye, ülkeyi bir nevi “çöp eve” döndürüyor.
Popülizmin son evresine örnek, bugünlerin Venezüella’sı. “Karizmatik”, “devrimci” lider Hugo Chávez, 2013’te kanserden öldü malum. 1998’den beri iktidarda olan Chávez, ülkenin sistemini kendi ekseninde baştan aşağı değiştirdi. Ölümünden sonra yerine geçen selefi Nicolás Maduro’nun dört yıllık devlet başkanlığı da, kutuplaşmanın iyice arttığı, sistemsel değişikliğinin negatif etkilerinin patlak verdiği, yolsuzluğun tavan yaptığı bir dönem oldu. 2015 sonundaki seçimlerde, muhalefet, yaklaşık 20 yıldan sonra iktidara geldi ama hem devlet başkanlığı süren Maduro ile çekişme, hem sorunların kangrenleşmesi derken, çözümler artık çok zor.
Bugün itibariyle de, petrol dışında dayanacağı kaynağı kalmayan, endüstrisi durma noktasına gelen Venezüella’da, günde dört saat sürecek, ülke genelinde elektrik kesintilerine başlıyor. Halka da, “vatanseverlikle” sadece elektrik kesintileri değil, karne ile gıda alımı, çökmüş sağlık sistemine tahammül etmeleri söyleniyor.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPahalılık turisti de vurdu... 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDiyanet iğneyi çuvaldızı kendisine batırırsa… 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKKM kalktı, müjde! 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBir hâkim Caprio'muz niye yok? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUAklını başına, vicdanı kalbine toplasan ya! 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİddia: Ziraat’te ‘Gizem B. skandalı’! “Günooo kızlar… Paralar sizin için yükleniyor” 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024