Cem SANCAR
Olan bitene İstanbul'dan bakmak kolay. Göğüs göğse yürütülen yurt savunması için uzaktan abuk sabuk konuşmak serbest.
İlle ve lakin vatan için canını feda edenleri içinde hissetmek, göğsünde kalp taşıyanlara mahsus bir yetenek olsa gerek.
Yoksa her şey boş. Yüreğinde taş ocağı işletenlerden vicdan çıkarmak, aydın çıkarmak, sanatçı falan çıkarmak safiyane bir gayret.
Kendi ülkesiyle alay edebilmek, şahadetleri siyasi garezleri için not eden köşe yazarlarının durumuna düşmek, bir gün Putin, bir gün Esad olmak…
Ama bir türlü Türkiyeli olmamak, olamamak!
Gayri milli, mandacı ve yerlerde sürünen bir lejyoner.
Nasıl da büyük bir ibrettir. Ne yalan bir cumhuriyetçiliktir bu…
Silahlı "tek parti" örgütünün şehirlerin altına bomba seren Stalinci deliliğiyle çarpışan, nefsi müdafaa yapan askerler, polisler, o civanlar; Türkmen Dağına koşmuş dağ gibi delikanlılar terütaze hayatlarını bu ülke "Suriye olmasın!" diye feda ediyorlar.
Siyasi düşüncesi ne olursa olsun mahallesini, milletini seven bir an için durur, susar. Hürmet eder...
Bu kuyruğu kaptırmış "ulu-solcuların," bu şifonyer Kemalistlerinin umurunda bile değil ama. Hala laf sokuşturmanın peşindeler.
Başımızı eğiyor ve düşünüyoruz…
Geçen gün güneş çıkınca, adanın Balıkçılar Kahvesinin önünde güneşe verdik yüzümüzü Kemal ile! Kemal, taşımacılar kâhyası. Hoş sohbet. Lehçesi sıcak. Amelelikten gelme bir Anadolu insanı.
"Bunların derdi Kürtlük falan değil. Biz neler çektik ya!" diye başlıyor. "Şu parkın önünde oturuyorduk. Aman diyorlardı önünüze bakın etrafa bakmayın anında ihbar eder, alırlar sizi! İnşaatlarda çalışıyorduk. Akşamüstü yıkanıp o banka oturuyor, karşı kahveden çay almaya bile çekiniyorduk. Yine de şikâyet ediyorlardı bizi. Polis gelip alıyordu, falaka hakaret.
Bir dükkânım vardı. Çocuklar İbrahim Tatlıses'ten Kürtçe bir şarkı çaldılar diye yıkacaklardı neredeyse, sen ne diyorsun beyim? Şimdi oho her şey serbest. Nankörlüğün lüzumu yok. Bunlar yalan söylüyor.
Neler gördük. Her hırsızlıkta, şunda bunda bizim çocuklar alınıyordu. Sonra bir komiser geldi de buraya, yukarda şantiyedeydik. Oturdu bizle, makarnayla sahur yaptı. Bizi anladı. Bütün arkadaşları terörcü değil de memleket sevdalısı o komiser yaptı! Çünkü bize insan muamelesi yaptı. Bu insanları hep o kazandı..."
En ufak bir sarsıntıda ırkçı-linç edici sözlere kapılanlara da tahammülün zamanı geçti artık. Geriye dönüşün olamayacağı daha net anlatılmalı. Bunu bileğe dövme yapmalı, diye geçiyor içimden.
Sonra bizim ünlü aydınların meyhanede çektirdikleri bir fotoğraf geliyor gözümün önüne.
Şöyle bir konuşmayla paylaşıldı sosyal medyada:
Garson: Efendim, sizleri burada görmek büyük mutluluk!
Cemal Süreya: Kim istemez ki mutlu olmayı? Ama mutsuzluğa da var mısın?
Garson: Anlamadım efendim?
Can Yücel: Geldiğin kadar değil, göründüğün kadar mutlusun ve sakın unutma; gittiğin kadar değil, hak ettiğin kadar unutulursun…
Garson: Anlıyorum efendim… Neyse, ne alırdınız?
Nilgün Marmara: Sen ne getirdin bana çocukluğundan?
Garson: Çocukluğumdan mı? Siz ne isterseniz mutfaktan onu getireceğim işte.
Edip Cansever: Bu aralar ellerim hep üşür benim. Doktor 'kansızlık' der, ben 'sensizlik' derim.
Nilgün Marmara: Üşümüşüm, düşlerimin üzeri açıktı.
Garson: Ekrem klimayı aç oradan, çattık ya!
Tomris Uyar: Bazen sessiz kalmak, kırıldığını göstermenin en iyi yoludur.
Garson: Estağfurullah efendim, ne kırılması, bugün kötü bir gün sanırım benim için.
Yaşar Kemal: Gülümse karamsarları şaşırt, gülümse güller açsın yüzünde, gülümsemenle yayılsın ışık, dünyayı ısıtmasan da güneş gibi çevreni ısıt.
Garson: Ekrem, klimayı kapat, gülümsüyorum…
Yıl 1981. Dışarda 12 Eylül var. Sokakta içeri alınmadık genç kalmamış. Neyse ben garsona taktım kafayı.
O garsonu düşündüm. Sabah eve ekmek götürecek olanı. Şımarık müşterilerin başında alesta ayakta bekliyor. Yerli ve "zenci" bir hizmetkâr.
Ziyafet masasına oturan entelektüel seçkinler, romancılar, öykücüler, şairler garsonu tiye alıyorlar. Dalgalarını geçiyorlar adamla. Gariban, müşterinin suyuna gidiyor, idare ediyor, etmek zorunda. İşi bu.
Zatı şahanelerinin isteklerini alamıyor fakat bir türlü! Bizim "sosyalistler" gırgır şamata! O, filmlerdeki ava çıkmış prensler, prensesler kadar hınzır ve çakır keyifler. Garson ayakta kıvranıyor. Hizmet etmesi yetmez eğlendirmeli de onları. Soytarı olmalı.
Sonunda noktayı koyuyor Garson. Allameleri kendi tuzaklarına düşürüyor…
"Evet, bizim adımız Ekrem!" diye gülüyorum hamallar ve esmer insanlar kahvesinin önünde, kendi kendime. Ekrem, cömert ve onurlu demek sözlüklerde…
Kemal de gayri ihtiyari gülümsüyor. Gümüş dişi, diri bir nükte gibi parlıyor kışın ortasında.
Klimayı kapatan da açan da biziz, diyorum. Hayat bizim elimizde…
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019