Cem SANCAR
Öyle şeyler yaşıyoruz ki, aklımızı kaybediyoruz...
Çok partili hayata geçerken bu olay Kayseri'de cereyan etmiş. Orada partililerle konuşurken Milli Şef'i, yani İsmet İnönü'yü, "Efendim hiç Allah demiyorsunuz, Allah deseniz iyi olur" diyerekten ikaz etmişler. İnönü, "Olmaz laikliğe aykırı" diye terslemiş. Israr etmişler, "Efendim millet Müslüman, biliyorsunuz!"
İnönü bunun üstüne, Kayseri'den ayrılırken halka "Allahaısmarladık" diye veda etmiş. Ankara'ya dönerlerken onu ikaz edene dönmüş:
"Sevindin mi?"
"Neye sevindim mi Paşam?"
"Allahaısmarladık dedik ya!.."
Tarihimiz enteresan, onu diyorum...
***
Öte yandan Mesnevi'deki fabllar, yani hayvanlar üstüne mecazlı hikâyeler takdire şayan.
Bir hikâye var, beni fena çarpar:
Bir gün çakalın biri yolda giderken, içinde çeşitli boyaların bulunduğu bir boyacı küpüne düşmüş.
Çıkmak için çabaladıkça, her tarafı boyaya batmış. Sonunda kurtulmuş ama sırılsıklam bir gökkuşağı halinde!
Boyalar güneş açınca kurumuş, daha bir parlamış, renkler ortaya çıkmış.
Çakal, inmiş su kenarına, kendine bakmış. Şahsını yeşil, kırmızı, pembe, sarı bir renk cümbüşü şeklinde görmüş, pek beğenmiş. "Lan oğlum" demiş "Tavus kuşu oldum be!"
Arkadaşlarının arasına gitmiş, gören şaşırmış, sonunda sormuşlar:
"Çakal-spor bu ne hal ya? Neşeli, şık renklere bürünmüşsün, pek havalı olmuşsun. Millet sana bakmış, sen kabarmışsın. Böyle güzel renkleri nereden buldun da kendine yakıştırdın a uyanık!"
Yalnız çakalların arasında da külyutmaz biri bulunmaktaymış. "Sen hile yapıyorsun hemşerim ya da bu işte bir numara seziyorum. Biz senin asıl karakterini biliriz, yeme bizi!" diye olaya çomak sokmuş.
'Boyacı Küpüne Düşen Çakal', külyutmaz çakala yanaşmış, "Kardeş hele bir bak bana. Bu renkler ressamlarda bile yok be! Çiçek bahçesi benim yanımda solda sıfır. Şu şirinliğime göz at. Bütün bunlar bana tanrının ihsanı, hediyesi! Anlamadın mı hala?"
"Beni sev. Bana bayıl. Beni kendine efendi yap, başkan yap. Bana dünyanın direği de, dinin sancağı de, bana bayıl!" diye de eklemiş.
Çakallar şaşkınlık içindeymişler. Boyalı Çakal'ın etrafını sarmışlar: "A dilber, a nükteli afitap. Bir çakalda böyle bir güzellik olur mu? Cinsin belli, neslin belli. Hasta olduk valla sana" diye iltifat kıyamet etmişler.
"Peki, biz seni nasıl çağıralım?" diye sormuşlar. "Çakal desek olmaz" demişler.
Boyalı Çakal, şöyle bir göbeğini içeri çekmiş, burnunu havaya kaldırmış:
"Bana gökyüzündeki yıldızlar gibi berrak, selviler gibi serin, bir ceylanın gözleri gibi parlak deyin, bana erkeklerin ilahı tavus deyin, beni ancak o tatmin eder."
Arkadaşlarını pek beğenen çakallar "Tamam, bundan sonra sana tavus diyoruz, elini ayağını öpüyoruz, ama bir problem var! Sen tavus gibi gül bahçeleri bulabilir misin, bizi oralara götürebilir misin?"
Boyalı Çakal, "Kafayı mı yediniz siz ya" diye çıkışmış. "Kişi yollara çıkıp bir ömür tüketmedikçe gül bahçesi hedefine varabilir mi? Çiçek bahçelerine yakışabilir mi? Daha dün bir, bugün iki, yeni renklendik birader" demiş.
"Peki, ona da eyvallah, bari tavus gibi ötebilir misin" demişler. "Hiç olmazsa o kuş gibi ses versen de bizi berhudar etsen" diye şey etmişler.
"Ne ötecem ya!" diye bozulmuş 'Boyacı Küpüne Düşen Çakal'. "Benim olayım bu kadar işte. Renktir, makyajdır, falandır, filandır..."
Bu cevap üstüne çakallar "Hadi len boya güzeli" demişler. "Sen tavus değilsin ve de olamazsın. Tavus kuşunun letafeti doğallığından, samimiyetinden. Seninki laf cambazlığı, hile, desise. Gerçek değilsin, sahte bir şeysin. Git dereye atla, temizlen gel..."
***
Tam bu noktada gökten üç elma düşmüş.
Biri, bu hikâyeyi -bayram mübarek- böyle değiştirerek anlatan yazarın başına: Küttedenek!
Biri, bu yazıyı yan gözle okuyan okuyucunun kafasına: Takkadanak!
Üçüncü elma, Mevlana Celaleddin Rumi'nin elinde saklı imiş. O elmayı bilen, aklını kaybettiği yerde aramış.
Şakkadanak da bulmuş...
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları











































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019