Cemil KOÇAK
Kendi tarihimi yazacak yaşa gelmiş olmak da biraz tuhaf geliyor bana; doğrusunu isterseniz. Siyah beyaz fotoğraf karelerimden iki tanesi de katıldığım 1 Mayıslar’dır.
1974 yılının sonlarında başlayan üniversite öğrenciliğimin en başından itibaren devrimciydim. Pek çok yoldaşım, sosyalizmle ancak üniversiteye geldikten sonra tanışmıştı. Bense daha lise yıllarından epey birikimle gelmiştim zaten. ‘Teorik’ bilgim epey vardı yani. 1975 yılının ilerleyen döneminde o zaman sosyalistlerin pek çok siyasî fraksiyonundan biri olan, ama kısa sürede hayli güçlü bir akım oluşturan İlerici Gençler Derneği’ne (İGD) katılmıştım. İGD, kısaca özetlemek gerekirse, o zaman DİSK’in yönetiminde çok etkin olmaya başlamış gizli Türkiye Komünist Partisi (TKP) -aman ha, lütfen rica ediyorum, bugünkü TKP denilen partiyle karıştırılmasın sakın!- çizgisindeydi. Bu bakımdan DİSK’in, ama özel olarak DİSK’in en güçlü ve etkin birimi olan Maden-İş sendikasının desteğindeydi. Bir anlamda maddî ve manevî himayesinde de diyebiliriz. Elbette İlerici Kadınlar Derneği (İKD) de bu üçgeni tamamlayan diğer önemli örgütlenmeydi.
1 Mayıs 1976
O sırada Ankara’da öğrenciydim; fakat birkaç gün önceden mühendis odasının Antalya’da ünlü Berec pil fabrikasındaki işçi grevine, dayanışma amaçlı ziyaretine katılmıştım. Bundan dolayı önce İzmir’e gelmiştim. Bir otobüsle gece Antalya’ya gidilmiş, grev çadırı ziyaret edilmiş ve işçilerle dayanışma gösterisinde bulunulmuştu. Bu sayede Antalya’yı da ilk kez görmüştüm. Ardından da yine otobüslerle 1 Mayıs sabahı erkenden İstanbul’a Harem/Üsküdar’a inmiştik. Ben hayatımda ilk kez bu sayede İstanbul’u görmüş oldum. Şimdilerde ‘miting meydanına otobüslerle taşınmak istemiyoruz’ diyenleri işitince içimden yazmak geldi: O zamanlar şehir dışındaki devrimci eylemlere ister istemez otobüslerle ‘taşınır’dık. Üsküdar’dan motorla Beşiktaş’a geçtiğimizde hayatımda boğazı da ilk kez görmüş oldum. Yirmi yaşındaydım! Belki bugün olsa, bana da denizi görmemişler muamelesi yapanlar çıkardı, bilemem. Fakat elbette İzmir’li olduğum için, hem daha önce denizi görmüştüm -hatta yüzme bile biliyordum-, hem de ayıptır söylemesi, midye bile yemişliğim vardı!
Beşiktaş’da Yıldız yokuşunda toplanan kalabalığa karıştık. O gösteride mühendis odalarıyla birlikte idim. İlk kez yürüyerek geçtiğim Dolmabahçe’nin o ağaçlı yoluna hayran kalmıştım doğrusu. O günden aklımda kalan nedense bu uzun yürüyüş olmuş. O zamana katıldığım en kalabalık sosyalist gösteriydi. Alan daha çok işçilerin ve sendikaların hâkimiyeti altındaydı. Bir tarihe tanık olmak, onun içinde hemhâl olmak, onunla bütünleşmiş olmak duygusu hepimizde egemendi. Büyük ve önemli bir merhale geçilmişti. Gücümüzü test etmiş; onaylamıştık. En küçük bir gerginlik olduğunu bile hatırlamıyorum. Törenden sonra ilk kez İstiklâl Caddesi’ni de görme fırsatım oldu; yakınlarımla birlikte (hiç unutmam) Çiçek Pasajı’na gittik ve orada bira içtik.
1 Mayıs 1977
Ama hayır; 77 öyle değildi. Bir kere bir yıl öncesine göre siyasal ortam çok sertleşmişti. Sonradan ‘yavaş çekimli iç savaş’ olarak nitelendirilecek olan sokak vuruşmaları da sıklaşmış ve şiddetlenmişti. Sadece (klasik deyimle) sağcılarla solcular vuruşmuyordu sokakta. Güvenlik kuvvetleriyle sosyalistlerin vuruşması da tırmanıyordu. Zaten bu kadarı yeterli sayılırdı; fakat bir de sosyalist örgütler arasındaki anlaşmazlıklar, çatışmalara; çatışmalar da sokak kavgalarına ve hatta vuruşmalarına kadar varmıştı. Ben 1 Mayıs’tan önce yine İzmir’deydim. Bu kez 1 Mayıs hazırlıklarına uzun zaman Ankara’da katıldıktan sonra, son birkaç günü İzmir’de geçirmiştim. İzmir’de de hazırlıklara katıldım. Her gün şehrin değişik noktalarında gerçekleşen bildiri dağıtımına katılmıştım. Ortam sertti. Basmane civarında bildiri dağıttığımız sırada MHP’lilerin saldırısına uğradığımızda, hemen yakındaki DİSK’e ait bir binaya sığınmıştık. Orada saatlerce mahsur kaldık. Hem MHP’liler, hem de polisler binayı sarmıştı çünkü. Neyse ki, bir süre sonra kalabalık dağıldı; polisler de sendikaya gelip, bizleri orada gözaltına aldılar.
Oysa akşama afişlemeye katılacak grubun içindeydim ve bu nedenle afişlemeyi kaçırmıştım. Akşamın ilerleyen saatinde yeniden binadan
çıkmamıza izin verildiğinde afişleme saati geçtiğinden doğru evime gittim. Ertesi sabah o akşam bizim gruba ateş açıldığını ve bir kişinin yaralandığını öğrendim. Ama galiba ölen de olmuştu. Bu kez ateş açanlar (o zamanki jargonla) ‘maocular’dı. Yaralının felç olduğunu ve sonradan tedavi için Macaristan’a gönderildiğini de ilâve etmeliyim. O günden sonra aklım hem bu gençte kalmıştı. Sonra, aradan geçen uzun yıllardan sonra, onu yakından tanıyan bir arkadaşım, tedavinin olumlu sonuçlandığını ve yıllar sonra yeniden ülkeye geri döndüğünü anlattığında içim çok ferahladı. O akşam orada olmamam tamamen bir tesadüftü. Eğer polis bizi daha erken bıraksa, o grubun içinde ben de bulunacaktım.
Çatışma ‘geliyorum’ demişti
Herkes gibi ben de farkındaydım; bu kez şiddet görülebilirdi. Hem hükûmet cephesinden gelebilirdi bu şiddet; hem de sosyalist grupların fraksiyon çatışmalarının bir benzeri, Taksim’de de görülebilirdi. DİSK, yani bizler, ‘maocular’ı alana almamaya kararlıydık çünkü. Onlar da girmeye. Bu bakımdan nişanlıma gösteriye gelmemesini rica ettim. Ama beni dinlemedi ve geldi. 1 Mayıs sabahı erken İstanbul’a vardık otobüslerle. Üsküdar’dan Beşiktaş’a geçildi yine. Yıldız yokuşunda İGD’nin Ankara grubunu buldum. Onlara katıldım, katıldık. Ankara’da birlikte aynı öğrenci evlerini paylaştığımız neredeyse bir düzinenin üzerinde İzmirli genç arkadaştık. Birbirimizi bulduk ve korteje dahil olduk.
Uzun bir günden sonra; Taksim’e girdiğimizde alan tıklım tıklım dolmuştu. Bizim grup, bugünkü Marmara otelinin tam önünde, adeta Marmara kafenin İnönü caddesine yakın kısmında, ama biraz önde konuşlanmıştı. Biz yerimizi aldığımızda hemen arkamızdan bu sefer Kurtuluş grubu alana giriyordu ve mutat olduğu şekilde aramızda slogan savaşı başlamıştı. Bazı arkadaşlar, otobüslerinin hareket saati geldiğini görünce, dönmek üzere aramızdan ayrıldılar. Saat galiba tam yediydi. Galiba radyoda ajansın anonsunu da işittim. Belki de böyle hatırlıyorum sadece. Tam o sırada ilk kurşun sesini duydum. Bizim bulunduğumuz yerden hayli uzaktaydı. Sanırım sular idaresi tarafında. Ardından aralıklı birkaç tane daha işittim. Ama sayılabilir kadar azdı. Sonra birden bire hayatımda hiç duymadığım kadar çok silah sesi oldu. Sayılabilir olmaktan çok uzaktı ve nereden geldiği de hiç belli değildi. Daha önce de silah sesi duymuştum; ama bu kez duyduğum çok yoğundu. Hiçbir zaman böylesini bir daha da duymadım zaten.
İlk üst üste silah sesleri üzerine kitle önce dalgalandı ve birkaç saniye sonra herkes koşmaya başladı. Biz de. Beş, on saniye kadar sonra önümüzdekiler diğerlerinin üzerine kapaklanarak düşünce, biz de onların üzerine düştük. Arkalarda olduğumuz için bizi kimse çiğnemedi. Ama üst üste tam siper olmuştuk. Bu arada silah sesleri hiç ara vermeden sürüyordu. Yerde herhalde birkaç dakika falan kalmış olmalıyız. Bugün süreyi asla hatırlayamam. O sırada kürsüden de ‘yere yatın’ diye bağrıldığından herkes yere yatmış, kimse kimseyi ezmemişti. Yoksa Kazancı yokuşundaki facia, alanda da görülebilirdi. O sırada meydandaki herkesi öldüreceklerini düşündüm; ‘devrimden sonra buraya bir anıt dikerler artık’ diye kafamdan geçirdiğimi hatırlıyorum. Sonra -silah sesleri azalınca ya da bitince- ayağa kalkarak AKM’nin önünden Mete caddesine doğru koştuk. Önümüzde kimse yoktu. O sırada alandan patlama sesleri geliyordu; dinamit atıyorlar diye düşündüm; meğerse ses bombası imiş. Karşımıza yolu kapatmak üzere bir polis barikatı çıktı. Fakat bize engel olmadılar. Olmaya kalksalardı; çatışmaya hazırdık.
Birden bir taksi gördüm. Ve o anda yanımdaki arkadaşlarımla taksiye binip, Beşiktaş iskelesine indik. Bir vapur kalkmak üzereydi, bindik. Karşıya geçtik. Bizden sonra iskeleye gelenlerin hepsini polis gözaltına almış; sonradan anlattılar. Ancak akşam radyoda ölenlerin sayını duyunca, içim ürperdi ve titredim. Bugün ‘nereden; kim ateş etti’ diye soran olursa; tek kelime ile yanıt vereyim; ateş eden kimseyi görmedim. Yere yatmadan önce gördüğüm son şey, alanda eski otobüs duraklarının üzerinde ayakta pankart açmış olan Dev-Yol’cuların silah sesleri üzerine yere atlamaları olmuştu. Meğer bazıları vurulduğu için oradan düşüyormuş; öyle işittim. İşte benim 1 Mayıslar’daki görgü tanıklığım.
TARİHİ DAHA YAZILMADI
Ne tuhaf, hafızam beni yanıltmasın diye kütüphanemde solun tarihine yönelik kitap raflarından birkaç 1 Mayıs kitabı indirince fark ettim ki, Türkiye’de ilk kez yığınsal olarak kutlanan 1 Mayıs 1976’a ilişkin hiçbir kitap yazılmamış! İnanılmaz mı buldunuz? Evet, ben de açıkça şaşırdım. Hele günümüzden geriye bakınca ve 1 Mayıs’ın ve Taksim alanının “kutsal” bir gün ve mekân olduğuna ilişkin açıklamaların eşliğinde, gerçekten de şaşırtıcı; adeta inanılmaz. Gözlem yayınlarından 1977 yılının ilk günlerinde yayınlanan ‘Türkiye İşçi Sınıfı 1976 Yıllığı’ kitabında bile bu 1 Mayıs’tan sadece tek bir fotoğraf karesi var. Dört yüz sayfaya yakın kitapta bu törene yalnızca iki sayfa yer ayrılmış. ’76 1 Mayıs’ından geriye maalesef fazla bir şey kalmamış.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları











































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016