Elif ÇAKIR
Hatay’da “Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse o şehre hizmet gelmez” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin Ordu’daki mitinginde bu sözlerini netleştirdi, seçmene oyunu AK Partiye vermediğinde şehre hangi hizmetlerin gelmeyeceğine bir de örnek verdi:“Önümüzdeki dönemde Akkuş, Çaybaşı, Gölköy, Gürgentepe, İkizce, Kabadüz ve Ulubey’i de doğal gaza kavuşturacağız. Bizim olmadığımız bir büyükşehir belediyesi kusura bakmayın, açık konuşuyorum, doğalgazı nasıl getirecek? Biz varsak doğal gaz var. Biz yoksak doğal gaz yok.”
Erdoğan’ın bu açıklamasının ortaya çıkardığı bir gerçek var. Yıl olmuş 2024, ülkeyi 22 yıldır yöneten Erdoğan Akkuş’a, Çaybaşı’na, İkizce’ye hala doğal gaz götürememiş.
Bu çağda doğalgaz artık vatandaş için normal, sıradan, elzem bir ihtiyaç.
Doğalgaz bir lüks tüketim değil, zenginliğin bir göstergesi de değil.
Bilakis bugün hala Çaybaşı’na, Ulubey’e doğalgaz ulaşamamışsa bu olsa olsa 22 yıldır ülkeyi yöneten bir iktidarın ayıbıdır, utancıdır.
Ama Erdoğan iktidarının bu ayıbını tehdit olarak kullanıyor, vatandaşa “bize oy yoksa size doğalgaz yok” diyebiliyor.
Madalyonun öteki yüzüne gelelim:
Şimdi bu durumda, köyüne, evine doğal gaz gelmesini isteyen Akkuşlu, Çaybaşılı, Gölköylü, Ulubeyli gariban seçmen, 14-28 Mayıs seçimlerini kazanmış, önümüzdeki 5 yıl boyunca ülkeyi yönetecek olan Cumhurbaşkanı’nın bu açık tehdidi karşısında ne yapabilir?
Cumhurbaşkanı kendisi “açıkça söylüyorum, doğalgaz istiyorsanız şehrinizde, ilçelerinizde bana kazandıracaksınız” diyor.
Erdoğan seçmene açık açık “ortada gizli saklı bir durum yok” mesajı veriyor.
Kaldı ki “oy yoksa hizmet yok” diyen sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan da değil. AK Partili siyasetçiler de Cumhur İttifakının kazanmadığı illere, ilçelere hizmet gitmeyeceğini söylüyorlar.
Eski Çalışma Bakanı Faruk Çelik, partisinin Artvin Kemalpaşa’daki aday tanıtım toplantısında Artvinlilere hizmetten mahrum kalmak istemiyorlarsa belediyeleri muhalefete teslim etmemeleri gerektiğini söyledi.
AK Partili Çelik’in sözleri şöyle:
“Hizmetten mahrum olmak istemiyorsak, hizmet almak istiyorsak, parti kimliğinizi kenara koyun. Kemalpaşa’yı düşünün. Bakın sizin hizmetkarlarınız karşınızda. Hizmet etmek için can atan arkadaşlarınız olarak bunu bilin ve ona göre tedbirlerde bulunun."
Geçmişte korku, tehdit siyasetini açıkça reddeden, belediyeleri şu partili, bu partili diye birbirinden ayırmamakla, oy veren, oy vermeyen vatandaşa hizmette eşit, adil davranmakla övünen Erdoğan şimdi “milli iradeyi” açıkça tehdit ediyor.
Oy vermezseniz hizmet vermem diyor.
***
Sözcü Gazetesi’nden Deniz Zeyrek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hatay ve Ordu’da kullandığı korku, tehdit siyaseti diliyle ilgili olarak AK Partideki kaynaklarıyla konuştuğunu ve Erdoğan’ın bu söylemi bilinçli olarak kullandığını yazdı.
Zeyrek “Vaat kalmadı, tehdit verelim” başlıklı yazısında “Hemen AK Parti’deki kaynaklarıma sordum: 'Bunlar gaf olamaz. Tesadüf hiç olamaz. O halde bilinçli mi yapıyorsunuz?'
Tahmin edin ne cevap aldım: 'Evet bilinçli yapılıyor.'
Neden olduğunu merak ettiyseniz hemen paylaşayım: 31 Mart seçimleri öncesinde AK Parti kurmaylarınca yapılan kamuoyu araştırmalarında yerel seçimlerde, özellikle de küçük il ve ilçelerde bu yöntemin sonuç getirdiği görülmüş.
İktidar, 'Oy yoksa hizmet de yok' söyleminin, küçük yerlerde halkın 'hizmetten mahrum kalma' korkusunu” tetiklediği görülmüş (…)”
Eğer bu iddia doğruysa Cumhurbaşkanı Erdoğan önümüzdeki günlerde AK Parti’nin kazanmadığı şehirlere hangi hizmetlerin gitmeyeceğini tek tek anlatacak demektir.
Bu yöntem AK Parti’ye seçim kazandırır mı?
Bunun sonuçlarını 31 Mart gecesi hep birlikte göreceğiz elbette. Ancak peşin peşin seçmen korku, tehdit dilini sevmez demekten kaçınmak lazım.
***
Normal bir dönemden geçmediğimizi not edelim. Bir de iktidarın 14-28 Mayıs seçimlerinde de seçmenin üzerine korku saldığını ve korku siyasetinin seçimleri kazanmasında önemli bir etken olduğunu hatırlayalım.
İktidar beş yıldır korkuyu, ötekileştirmeyi, düşmanlaştırmayı kendi varlığında sıradanlaştırdı, kendi iktidarını korku, ötekileştirme, düşmanlaştırma üzerinden doğallaştırdı, “tehdit et ve yönet, düşmanlaştır ve yönet, kutuplaştır ve yönet” mottosunun konforunu gördü, seçmende karşılık bulduğunu, seçmende ters tepmediğini farketti.
Bu yüzden uzunca bir süredir kolektif korkular üretiyor, en güçlü korkuları üretiyor ve seçmenin zihnine salıyor.
***
Erich Fromm’un tespitiyle iktidarların oluşturduğu korku iklimlerinde insanların doğası bozulur, doğası bozulan insan kendisi olmaktan çıkar ve korku iklimine kendisini teslim eder.
Yıllardır iktidarın yarattığı korku ikliminde insan doğası bozuldu. Anormaller normalimiz haline geldi.
Bakın mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan partisine seçim kampanyası yapıyor, AK Parti Genel Başkanı olarak mı? Seçim kampanyasını hangi kaynaklarla gerçekleştiriyor?
Devletin bütün musluklarını AK Parti Genel Başkanı olarak mı açtı, Cumhurbaşkanı olarak mı?
Erdoğan’ın seçim ekonomisi için kullandığı bütün kaynaklar bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının vergilerinden oluşuyor. Normal bir ülkede yaşamış olsaydık bu kaynakları partisine seçim kazandırmak için kullanabilir miydi? Çünkü bu kaynakların kullanılması hukuki olarak da etik olarak da yanlıştır. Modern devletin vatandaşlık ilkelerine aykırıdır.
Ama görüyorsunuz değil mi artık kamu kaynaklarının yerel seçimlerde kullanılmasını kimse yadırgamıyor neredeyse!
Devam edelim…
14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecini hatırlayın, iktidarın ortaya koyduğu akıllara durgunluk veren, akıl saçması dediğimiz şeyler toplumda karşılık bulmadı mı?
***
İktidar olmayan korkular üretti, toplumun üzerine korku saldı sonra da korkan topluma sığınılacak liman olarak kendisini sunmadı mı?
Halis Çetin İletişim’den yayınlanan “Korku Siyaseti ve Siyaset Korkusu” kitabında korku siyasetini şu hikayeyle tarif ediyor, siz okuyun ben aradan çıkıyorum:
“Filler hep aynı suyolunu takip ederlerdi. Bunu kes¸feden insanlar tuzaklarını bu suyolu u¨zerine kurarlardı. Kendileri de siyah kukuletalı “siyah” elbiseler giyerlerdi. Tuzagˆa du¨s¸en filleri gu¨nlerce ac¸ bırakır ve bas¸ına, yu¨zu¨ne, kulaklarına, hortumuna ve bacaklarına c¸elik kancalı mas¸alar ve u¨zeri c¸ivili sopalarla vurarak is¸kence edip onları o¨lu¨me terk ederlerdi. Bu sopalara “terbiye” sopası derlerdi. Fillerin o¨lu¨m, ac¸lık ve korkuya kars¸ı direnc¸lerinin bittigˆi noktada siyah elbiseli aynı insanlar “beyaz” elbiselerini giyer ve filleri tuzaklardan kurtarır, yaralarını tedavi eder, karınlarını doyururlardı. Filler, hayatlarını borc¸lu oldukları bu beyaz elbiseli insanlara kayıtsız s¸artsız itaat ederlerdi. Tarih boyunca sadece hayvanlar degˆil, insanlar da korku ile terbiye edilip kayıtsız s¸artsız itaate zorlandılar. Montaigne’in ifade ettigˆi gibi “acı c¸ekecegˆinden korkan insanlar, zaten korkuları yu¨zu¨nden acı c¸ekiyorlardı.”
Yazarlar
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.11.2025
19.11.2025
11.11.2025
5.11.2025
17.10.2025
8.10.2025
7.10.2025
4.10.2025
30.09.2025
24.09.2025