Elif ÇAKIR
Pazar günü Selahattin Demirtaş “başlarına gelen halleri” anlatmak ve bölge halkının desteğini almak için Diyarbakır’daydı.
Öyle görünüyor ki, ‘darbeye karşı, demokratik direniş’ çağrısıyla tüm Türkiye’yi dolaşacak.
Yine öyle görünüyor ki, bu çağrının öyle çok fazla bir karşılığı yok.
Bakırköy ve Diyarbakır mitingleri böyle söylüyor.
Diyarbakır HDP’nin kalesi.
Bağlar’dan, Sur’a, Dicle’den Yenişehir’e, Hazro’dan Ergani’ye kadar 17 ilçenin 15’i HDP’li yönetimlerde. Çüngüş ve Çermik hariç.
Diyarbakır’ın Ankara’ya gönderdiği milletvekili sayısı 11 ve 11 milletvekilinin dokuzu yine HDP’nin.
Bütün bunları neden yazdım.
Şundan...
Bir parti, hele hele kendisiyle özdeşleşen, burası benim kalemdir dediği bir şehirde miting yaptığında halk oraya yığılır.
Bir lider, evim, ocağım dediği bir şehre geldiğinde, hele bir de ‘size diyeceklerim var, beni bir dinleyin’ mesajı uçurulmuşsa, ilan edilmişse, duyurulmuşsa, o şehrin, civarının, yanının, kıyısının insanları, sokaklara, caddelere sökün eder...
Hele hele mensubu bulundukları, destekledikleri partilerinin başına “bir haller” gelmişse, o şehrin insanlarını evlerine hapsetsen, zincirlere vursan tutamazsın.
Hele bir de söz konusu olan şehir Diyarbakır ise... Söz konusu olan insanlar bölge insanı ise...
Haksız mıyım?
Peki, pazar günü ne oldu Diyarbakır’da?
HDP’nin hazırlattığı ‘irademe dokunma’, ‘milletvekilime dokunma’, ‘onuruma, irademe dokunma’, ‘irademe sahip çıkıyorum, darbeye direniyorum’ pankartlarını kaç kişi tuttu?
Selahattin Demirtaş’a kaç kişi kulak kabarttı, ne dediğini kaç kişi merak etti?
Resmi ve gayriresmi kaynaklarımın verdiği bilgiye göre, Selahattin Demirtaş’ı dinlemeye giden kişi sayısının bin kişi dahi olmadığı.
Düşündürücü değil mi?
Değil aslında.
Eğer, Selahattin Demirtaş, bırakın çözüm sürecine destek vermeyi, çözüm sürecini başlattığı için Erdoğan’a ve AK Parti’ye teşekkür etmeyi falan, Erdoğan’a karşı yürüttüğü muhalefetin onda birini Kandil’e yapabilseydi...
Erdoğan’a ‘seni başkan yaptırmayacağız’ diye ortalara düşen Selahattin Demirtaş, Kandil’e karşı da ‘sana silah sıktırmayacağım, hendek açtırmayacağım’ diye ortalara düşseydi...
Kandil’in sözcülüğünü yapmak, hendek kazanlara ‘aslanım, kaplanım’ diye selam çakmak yerine, Diyarbakır halkının sözcülüğünü yapsaydı, yanında durabilseydi...
Ey Kandil, bu halkın oyunu aldım, sana buraları bombalatmam. Yeter artık diyebilseydi...
O zaman siz görseydiniz pazar günü Diyarbakır’da tablo nasıl olurdu?
İnsanlar sokaklara düşmüyor muydu?
“Milletvekilime dokunma” pankartlarını kendileri evlerinde yazıp getirmiyorlar mıydı?
Selahattin Demirtaş ve HDP bundan ders çıkartır mı? Ortaya çıkan tabloyu okuyabilirler mi? Hiç sanmıyorum.
Gelelim madalyonun diğer yüzüne.
Dokunulmazlıklarının kaldırılması konusundaki düşüncemi bu sütunları okuyanlar bilirler. Dokunulmazlıklara dair yazdığım yazılar ortada.
Dün de savunmadım bugün de savunmuyorum.
Dün de yanlış buluyordum. Bugün de yanlış buluyorum.
Sonuçta, başlattığı çözüm sürecini ‘gerekirse baldıran zehri içerim’ diyerek statükoya, derin devlete, PKK’ya her türlü derinlere, karanlık odaklara meydan okuyan Erdoğan ve çözüm sürecini nihayetlendirmeye ahdetmiş olan AK Parti’nin 14 yıllık hikayesinde en pişman olacağı hamlelerden birisi olacağına inanıyorum.
Yıllar sonra, bir kez daha geçmişe döndüğünde, bugünleri yorumladığında, hesap kitap yaptığında ‘yanlış yapmışız’ denilecektir.
Yıllardır bu hep böyle oldu.
Bakmayın bugün ‘ama durum bugün daha farklı’ falan dendiğine...
Dün 94’te dokunulmazlıklar kaldırılırken de, gerekçeler aynıydı, bugün de aynı. Mesele geçmişten ders alamama meselesi.
Mesele, çözüm sürecinde ihtiyaç olan ‘istikrarı’ gösteren siyasi iradenin AK Parti bile olsa, onca zorluğu aştıktan sonra, gelip bir yere tökezleyebilmesi.
Başka bir şey değil.
Demem odur ki...
İki tarafın da... Hükümetin de HDP’nin de bölgede bir özeleştiri yapması gerekiyor.
Olan biteni izah etmeleri gerekiyor.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.09.2025
19.09.2025
14.09.2025
9.09.2025
6.09.2025
29.08.2025
27.08.2025
2.08.2025
19.07.2025
18.06.2025