Elif ÇAKIR
Bir kez daha hepimizin başı sağ olsun. Bir kez daha sözün bittiği yerdeyiz. Bir kez daha... Son bir ayda üçüncü kez ‘sözün bittiği yerde’ olduk. Ve fakat ülkecek kaçıncı kez ‘sözün bittiği yerde’ olduğumuzu çoktan unutmuş durumdayız.
Yeni yılın ilk takvim yaprağı da kana bulandı. Terör bu kez İstanbul’un en popüler eğlence merkezi Reina’yı hedef aldı.
Hayatını kaybedenlerin çoğunluğu yabancı uyrukluymuş. Yani biraz nefes alabilmek, eğlenebilmek için ‘güle oynaya’ geldikleri ülkemizden tabutlar içerisinde ülkelerine dönecekler.
***
Her terör saldırısı sonrasında hayatını kaybeden insanların yürek burkan hikayeleri çıkıyor.
Her terör saldırısında, ‘bir kişi’, hayat hikayesiyle o katliamın sembolü olarak zihinlerimize kazınıyor. Reina katliamının sembolü de Trabzonlu Mustafa Sezgin Seymen ve geride bıraktığı nişanlısı Sezen’in veda sözleri oldu. Mustafa Sezgin, nişanlısını görebilmek için İstanbul’a gelmiş; mayıs ayında nişanlanmışlar, temmuzda da evleneceklermiş.
Hakeza garson Kenan Kutluk. Kenan Kutluk’un tabutuna sarılan eşinin ‘gözleri açık gitmedi değil mi’ sözlerini de sanırım uzunca bir süre unutmayacağız.
Evet, lanet olsun. Lanetler olsun üzerlerine. Bu katliamın arkasında hangi eller varsa elleri kurusun. Onların da yürekleri yansın. Ocaklarına ateş düşsün. Uykuları bölünsün.
Başkaca da ne denir, bilmiyorum.
Kaldı mı söyleyecek sözümüz, lanetlemek için söylenmedik bir söz? Kalmadı.
***
Reina katliamı, 2017’nin daha ilk bir buçuk saatinde gerçekleşmiş olması, eğlenen insanların hedef alınması ve yılbaşı olması hasebiyle pek çoğumuz tarafından doğal olarak ‘yaşam tarzına müdahale’ diye nitelendirildi.
Nitekim burası Türkiye! Olabilir. Oluyor da...
Mini etek giydiği için darp edilen Ayşegül hemşirenin yediği tekmelerin morluğu daha geçmemiştir bile.
Pekala diğer türlü bir saldırıya uğramanın da mümkün olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Her geçen gün kutuplaşıyoruz, her geçen gün toplumsal olarak daha da geriliyoruz.
Ancak Türkiye’nin dört bir yandan terör saldırılarıyla kuşatıldığı, terör sarmalına alındığı bir süreçte böylesi bir saldırıyı ‘yaşam tarzı’ diye nitelemekte sanırım biraz acele ettik.
Nitekim Reuters’ın haberine göre saldırıyı IŞİD üstlenmiş!
Demek ki Reina katliamı ‘yaşam tarzına müdahele’ amacıyla yapılmamış! ‘Yılbaşı kutlaması haramdır’ diyen bir meczubun saldırısı değilmiş!
Ancak...
Evet, burası Türkiye. Ve yaşadığımız süreçleri gözönünde bulundurduğumuzda, ki ‘toplumsal gerilimin’ had safhada olduğu gerçeği de önümüzdeyse, Diyanet gibi bir kurumun daha hassas olması gerektiğini gönül rahatlığı ile söyleyebiliriz.
En azından ortalama her hafta bir terör saldırısıyla karşılaştığımız şu ortamda ‘terörün ekmeğine yağ sürecek’, toplumsal kaosu kışkırtacak açıklamalardan kaçınmak gerekiyor. Normal zamanlarda normal karşılanacak bir açıklama, bir demeç, anormal zamanlarda amaç dışı anlaşılmalara sebebiyet verebilir.
Zira terör, topluma korku salarak halkta bıkkınlık ve yılgınlık duygusunun oluşmasını sağlamak kadar toplumda kaos ortamı yaratmayı da hedefler...
Terör, vatandaşın devlete olan güvenini sarsmak kadar kargaşa yaratıp toplumu gruplara ayırmayı da hedefler...
Tamam, terörün siyasi bir amacı vardır, terör uluslararası bir siyasetin parçasıdır; o yüzden terör örgütleri başka güç ve güçlerin taşeronluğunu yapar ve devletler arası bir diz çöktürme, yola getirme yöntemi olarak kullanılır. Unutmayalım ki bir devleti yola getirmek, bir ülkeyi zayıflatmak, bir ülkeye diz çöktürmek o ülkede çıkacak kaosla, kargaşa ile mümkündür.
O yüzden terör saldırıları acımasızdır, istismarcıdır ve kuralsızdır. Hiçbir kutsalı yoktur.
Terör saldırıları bir yandan yürekleri yakarken bir yandan da kargaşa çıkartacak dinamikleri tetikleyerek o ülkeyi yaşanmaz kılmayı amaçlar.
Madalyonun öteki yüzünde ise elbette devletimiz ve yetkililerimiz var.
Bütün bunlar tamam. Türkiyemiz, ülkemiz, vatanımız dört bir koldan saldırı altında.
Sadece IŞİD’in gerçekleştirdiği saldırılar dolayısıyla 13 kez ‘sözün bittiği yere’ gelmişiz.
Peki, ama neden?
Neden devletimiz bizi koruyamıyor? Neden hala güvenlik zafiyetimiz var? Neden hala istihbarat zafiyeti var bu ülkede?
Tamam, anlıyoruz. Teşekkür de ediyoruz. Son bir ay içerisinde, son bir yıl içerisinde bilmem kaç yüz tane, kaç on tane eylemi engellemiş olabilirsiniz, tamam da...
Neden ortalama her hafta bir terör saldırısıyla yüreklerimiz yanıyor?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024