Elif ÇAKIR
Anayasa Mahkemesi, kurulduğu tarihten bu yana kendisine en çok başvuran siyasal parti istatistiği çıkartmış olsa açık açık ara birincilik Cumhuriyet Halk Partisi’nin olurdu.
Öyle ki CHP’nin bulduğu her fırsatta bir koşu AYM’ye gitmesinin, ‘Millet AVM’ye gider CHP AYM’ye’ kafiyeli esprisi bile yapılmıştır.
Ancak CHP bu kez alışılmadık şekilde alışılmışın dışına çıkarak ve kendisinden yüzde yüz beklenenin yüzde yüz tersi bir hamle yaparak muazzam bir şekilde şaşırttı. Bakınız, Türkiye’de bir kez daha anayasa değişikliği için referandum yapılıyor ve Cumhuriyet Halk Partisi referandum öncesinde ‘değişiklik paketini’ Anayasa Mahkemesi’ne götürmeme kararı aldığını açıklıyor.
Deniliyor ki, “CHP samimi değil!” Diyorum ki, ne yapalım, önemli olan netice! Deniliyor ki, “siyasi hamle yaptı!” Diyorum ki, CHP sonuçta siyasi bir parti, siyaset dediğiniz şey de hamlelerden oluşur. Diyorum ki, bırakın samimiyet sorgulamasını, niyet okumasını, önemli olan sonuçtur. CHP, Anayasa Mahkemesi’ne gitseydi daha mı iyi olacaktı? Türkiye’ye ne kazandıracaktı? Bırakın, CHP sivilleşsin. Sahada siyaset yapmayı öğrensin.
CHP’yi Anayasa Mahkemesi’ne gittiği zaman eleştiriyorsak, Anayasa Mahkemesi’ne gitmeyen CHP’yi de takdir etmemiz lazım.
İlanihaye doğru olanı yapmıştır.
Tamam, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun sonrasında yaptığı “Öyle görünüyor ki bizim AYM’ye gitmememiz birilerini hayal kırıklığına uğrattı” türündeki açıklaması pek hoş değil. Ancak değişim dediğiniz şey öyle kolay olmuyor. Böyle böyle öğrenilecek.
Sonuçta zifiri karanlıkta, gözleri bağlı, ayağına taş değdirmeden Anayasa Mahkemesi’ne gidip gelebilen CHP, rotasını ‘millete giden’ yola çevirmişse ve “Asıl yüce divan halkın divanıdır, milletin divanıdır” noktasına gelmişse bu bir kazanımdır.
Yine tek güvendiği makam olarak Anayasa Mahkemesi’ni belleyen CHP, bugün ‘millete güvenme’ noktasına gelmişse bu ülkemiz için bir kazanımdır.
***
Bugüne kadar ‘çözüm kapısı’ olarak, hakem olarak Anayasa Mahkemesi’ni gören CHP, çözüm makamının ‘halk’ olduğunu görmüşse “halkın konuya el atıp bu meseleyi çözmesi lazım” noktasına gelmişse, açıkça söylüyorum ülkemizde demokrasinin rayına oturması noktasında bu büyük bir kazanımdır.
Gerisi teferruattır. CHP’nin bu tavrı kim ne derse desin ülkemiz için bir kazanımdır.
Milletin hakemliğine güvenen, çözüm makamının halk olduğunu anlayan, saldırıya uğrayan başörtülü öğrenciyi ziyaret edebilen, inadına “AKP” demekten vazgeçerek doğru söylemi tercih eden bir CHP ülkemizdeki ‘muhalefet sorununun’ çözümü açısından da, ülkemiz açısından da bir kazanımdır.
CHP, keşke doğru adımlar atmaya devam edebilse.
İktidara geldiği 2002 Kasım ayından bu yana anayasamızda yer alan antidemokratik yasaları değiştiren, özgürlüklerin önünü açan reform niteliğinde kanunlar yapan, yasalar çıkartılmasına vesile olan AK Parti yasalarla yapılamayacak olanları da yapabilse.
Yenikapı ruhunu daim kılabilse, ‘merhamet’, ‘adalet’, ‘hak’, ‘muhabbet’ kavramlarının topluma yayılmasına vesile olabilse. Diyeceksiniz ki, nasıl olacak bu?
Elbette ki AK Parti bunu tek başına başaramaz. TBMM’deki tüm siyasi partiler bunu başarabilir.
Ve yasa yapmaktan, kanun çıkartmaktan daha zordur bu. Ancak ülkemiz için yapılması gereken de budur.
Bakın CHP çıktı ve “AKP demeyelim, AK Parti diyelim” dedi. Bu önemli bir gelişmedir.
Binali Yıldırım, Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli arada bir araya gelseler, (Binali Yıldırım CHP kulisine çat kapı gitmiş ve Kılıçdaroğlu ile birlikte çay içmişlerdi) göz göze gelseler, sohbet etseler, günlük muhabbet etseler, aralarında bir muhabbet oluşmuş olsa...
***
Birbirlerine karşı meydanlarda, grup toplantılarında o kadar sert ifadeler, birbirlerinin onurunu zedeleyecek sözler kullanırlar mı?
Kullanmazlar. Kullanamazlar.
Yasalarla demokrasinin önü açılabilir, yasalar önünde eşit vatandaşlık hakları sağlanabilir, topluma zararlı eylemler yasaklanabilir, kamu düzeni sağlanabilir, vatandaşın devlet karşısındaki hukuku belirlenebilir, vesaire... Çoğaltınız...
Ancak toplumsal birlikteliği, bir arada yaşama kültürünü, başkalarının haklarına saygı göstermeyi, hangi inanç ve ideolojiye sahip olursa olsun karşımızdakinin insan olduğu gerçeği ve inancını hiçbir yasayla mümkün kılamayız.
Yasalar şiddet yoluyla nefret suçu işlenmesini engelleyebilir, ancak toplumdaki kamplaşmayı, toplumun birbirinden nefret etmesini engelleyemez.
Bu büyük ölçüde siyasi partilerin kullandıkları dil, üslup ve tabanına verdikleri mesajlarla mümkün olabilir.
CHP’deki olumlu adımları en çok bundan dolayı önemsiyorum. Kıyasıya yarışsınlar. Sonuçta muhalefet dediğin iktidar partisini yıpratır, iktidar partisi de kendi hakkını yaptığı icraatlar ile savunur.
Bir ülkenin anayasası ne kadar demokratik olursa olsun, en mükemmel ceza kanunlarına sahip olalım, en sivil yasalara sahip olalım...
Toplum her geçen gün daha sert bir şekilde kamplara ayrılıyorsa, toplumsal gerilim giderek daha sertleşiyorsa, insanlar birbirine nefretle, kinle bakıyorsa...
O yasaların hiçbir anlamı kalmaz. Demokratik yasaların yanı sıra toplumda demokratik kültürün de oluşması sağlanmalı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024