Elif ÇAKIR
Şu tuhaf değil mi: Dün, Avrupa ülkelerinin liderlerinden övgü aldığımız dönemde “Çünkü Türkiye güzel şeyler yapıyor” diye seviniyorduk, doğru yoldayız diye. Bugün mesela “bize bu kadar saldırılıyorsa demek ki iyi şeyler yapıyoruz” diye seviniyoruz ve doğru yolda olduğumuza inanıyoruz! Bu nasıl oluyor. Yok mu burada bir tuhaflık?
***
Rusya ile büyük bir krizi gerimizde bırakmış olsak da yarın ne olacağını kestirmek pek mümkün değil. Hollanda ile yaşadığımız krizin üzerinde hala dumanlar tütüyor. Brüksel ve Ankara arasında çok değil iki yıl öncesine kadar bahar havası hakim iken, şu anda sert rüzgarlar esiyor.
Fransa ile bir kriz kapıda gibi görünüyor. Zira Fransa Cumhurbaşkanı Macron, vatandaşı olan Loup Bureou’nun acilen serbest bırakılıp ülkesine gönderilmesi için ikinci kez telefon açmış durumda. Türkiye Fransa krizinin kaderi Loup Bureo’nun serbest bırakılıp bırakılmamasına bağlı!
Almanya Türkiye ilişkileri ilk defa bu kadar kötü bir seviyeye düşmüş durumda. Şubat ayında Alman Die Welt gazetesinin muhabiri Deniz Yücel’in Türkiye’de tutuklanmasıyla patlak veren kriz her geçen gün iki ülke arasında yapılan açıklamalarla daha da aşılmaz bir noktaya doğru gidiyor.
Almanya ve Türkiye arasında yaşanan gerilimin Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızı etkilememesi mümkün mü? Değil.
Devletler arasında sonsuz iyi ilişkiler olmadığı gibi sonsuz düşmanlıklar da olmaz. Diplomasi bunun için vardır. Ülkeler kendi menfaatlerinin gereği olarak zaman zaman ilişkide olduğu ülkelerle gerilim yaşarlar, yine menfaatleri gereği de bu gerilimi yerinde ve dozunda bitirirler. Devletlerarası gerilimlerin kronik bir sorun haline dönüşmesi devletlerin pek tercih edebileceği bir durum değildir.
Daha dün, AB ülkelerinin liderlerinden övgü üstüne övgü alan ve (2016 Haziran) Türk vatandaşlarının AB ülkelerine vizesiz girişinin önünün açılması konuşulurken bugün gelinen nokta vahimdir.
Dün vizesiz Türkiye için 72 kriteri konuşurken bugün 172 sorunla boğuşuyoruz. Sıfır sorun politikasından hepsi bize düşman politikasına gelinmiş durumda.
***
Dün, AK Parti hükümetini 2002 geçmiş iktidarlarla ve geçmiş Türkiye’siyle mukayese ederken, Türkiye hangi kazanımları sağladığını bir bir sayarken...
Bugün AK Parti hükümetini, kendi ilk pırıltılı iktidar yıllarıyla “ne güzel dönemlerdi” diye mukayese ediyoruz.
Çünkü, AK Parti’nin kurucu ayarlarıyla hareket ettiği, ortak aklın hakim olduğu dönemde, AK Parti hükümetinin dışişleri bakanlığı koltuğunda, uluslararası ilişkilerde bir gerilim olduğunda, tansiyon yükselmeye başladığında, bir çatlak oluştuğunda, o gerilimi azaltmak, tansiyonu düşürmek ve çatlağın daha fazla büyümemesi için olağanüstü çaba sarf eden, öngörü, vizyon ve liyakat sahibi isimler otururdu. Çünkü bulundukları makamın gereğinin bu olduğunu da bilirlerdi.
Mesela bir örnek verelim. 2003 yılında, hükümetin dış politika vizyonu, stratejisini dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül şöyle anlatıyor:
“Çevremiz düşmanlarla çevrili, varsayımına dayanan çatışma psikolojisinden hızla çıkarak, ‘çevremizle işbirliği ve diyalog ortamının kurucu aktörü’ psikolojisini benimsemek zorundayız. Büyük ülke ideali, ancak ve ancak böyle bir özgüven psikolojisiyle gerçekleştirebilir diye düşünüyoruz ve bunun gereklerini yapma gayreti içinde bulunuyoruz.”
“Zaman zaman önyargılar vardır, zaman zaman ülkelerin farklı tehdit anlayışları vardır. Zaman zaman tarihten gelen ve hala devam eden problemler olabilir. Çağdaş dünyada, bütün bunlar diyalog içinde, karşılıklı çıkar anlayışı içinde çözüleceğini gösterebilmek için yine çok iyi bir kamu diplomasine ihtiyaç vardır.” (22 Aralık 2003, TBMM Genel Kurul)
***
AK Parti’yi AK Parti yapan bu özellikleriydi. Kadrolarını, likayatlı, meselere hakim kişilerden, ülkenin sorunlarına dair çözüm önerisi olan ve katkı sağlayacak kişilerden oluşturmasıydı. AK Parti hükümetini diğer geçmiş siyasi iktidarlardan ayıran en önemli özelliklerinden birisi de dış politikasında izlediği stratejinin Türkiye’nin imajına sağladığı katkıydı. Bir yandan kronikleşmiş iç sorunlarını çözmek için devrim niteliğinde reformlara imza atıp, hamleler yaparken, diğer yandan da sorunları nedeniyle içe kapanmış Türkiye imajının uluslararası arenada düzeltmiş olmasıydı.
Devraldığı enkazdan çok kısa bir süre sonra mücevher pırıltısında bir Türkiye imajı yaratmayı başarmıştı AK Parti.
AK Parti hükümeti, AK Parti iktidarlarının daha uzun yıllar devamı için teşkilatlarında revizyona giderken, iç ve dış politikalarında da revizyona gitmesi gerekiyor. Ekonomik istikrar için de, güçlü Türkiye için de bunu yapması gerekiyor. Duygusal değil akılcı ve pragmatist olmak zorunda.
Yarına...
Bu inançta bu görüşte olan AK Parti’nin o dönemde çıkan bir krize yaklaşımına yine kendisinden bir örnek vereceğiz. AK Parti hükümetinin dış politikaya yaklaşımında hamaset değil pragmatizmin hakim olduğu o dönemde Fransa ile bir kriz yaşandı. Yıl 2006....
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları


















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.11.2025
19.11.2025
11.11.2025
5.11.2025
17.10.2025
8.10.2025
7.10.2025
4.10.2025
30.09.2025
24.09.2025