Elif ÇAKIR
Baştan şunu söyleyeyim. Yarın bana zulmedebilecek kişiler için bugün adalet ve özgürlük istemek birilerinin nezdinde saflık olarak değerlendiriliyorsa, bilinsin ki ben saf olmaya, saf kalmaya talibim.
Bu köşede onlarca kez, “hukukun bir sopa olarak” kullanılmaması gerektiği üzerine yazdım. Ve hukukun bir sopa olarak kullanılmasının tarihimizde ülkemizde nasıl acılara, travmalara sebebiyet verdiğini, bunun bir fayda sağlamadığını; toplumsal gerilimi artırmaktan, toplumu kamplaştırmaktan ve toplumda sürekli rövanşizm duygularını körüklemekten başka bir şeye yaramayacağını yazdım.
Hâkim güçler tarafından hukukun sopa olarak kullanılması, yani bir ülkenin adalet dağıtıcılarının kararlarını hukuk ve adalet ilkelerine göre değil de zamanın ruhuna göre ve konjonktürün gerektirdiği gibi vermesi hukuk devletinin temellerine dinamit konulmasından başka bir şey değildir.
Bu ülkenin düzelmesini istiyorsak, ki en azından çocuklarımızı düşünerek, öncelikli olarak yargının düzelmesi gerekiyor. Devletin mutlak surette hukuk devleti rayına oturması gerekiyor.
Buraya nereden geldim.
Habertürk’ten Nagehan Alçı birkaç gün evvel “Faşist çetelere de özgürlük istenebilir mi” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Ve kendi ruh dünyasını anlattı. Bir nevi, okur karşısında bir muhasebe yaptı ve “çelişkili duygular içindeyim” diyerek, belli ki okurundan hakemlik istedi.
Alçı şunu diyor:
“Gülen’i destekleyen herkesin FETÖ çuvalına atılmasına karşı çıktım, siyasi hasımlıktan ötürü yapılan yanlışların suç görülmemesi gerektiğini ifade ettim. Sözcü, Cumhuriyet ve Enis Berberoğlu gibi davalara ve tutuklulara karşı tavır aldım. Bu yaklaşımımdan dolayı da devlet ve yargıyla ters düştüm.”
***
Devlet ve yargıyla ters düşmek!
Bu sözün altını çizelim...
Alçı’nın yazısında benim asıl takıldığım noktaya, vahim bulduğum, resmen ürktüğüm noktaya gelelim.
Nagehan bu davalardaki “adil” yaklaşımı nedeniyle “devlet” ve “yargıdan” üst düzey yetkiler tarafından “saf olmakla”, “yanlış davranmakla” itham edilmiş ve şu söylenmiş:
“Eğer güç onlarda olsa bize çok daha beterini yaparlar. Bu adamlara taviz verilemez. Sırası geldikçe hepsi tutuklanacak.”
Korkunç. Vahim. İnsanı iliklerine kadar ürküten bir yaklaşım.
Tekrar söylüyorum, asıl sorunumuz işte bu. Yargımızın ve devletimizin tepelerinde birilerinin böyle düşünmesi korkunçtur. Vicdansızlıktır.
Alt kademelerdeki bürokrasi ne yapar bu durumda, alt kademe mahkemeler nasıl adaletle hükmedecekler?
Bugün görülmekte olan bazı davaları “Eğer güç onlarda olsa bize çok daha beterini yaparlar” sözüyle birlikte düşününce ürktüm.
Ürktüm çünkü, bugün böyle düşünen ve Nagehan Alçı’ya bunları söyleyen bir yargıç, yarın konjonktür değiştiğinde diyelim ki Nagehan Alçı’nın karşı karşıya kaldığı adaletsizliğe üzülen birisine de aynı tavsiyelerde bulunmaz mı?
Sadece CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun davası bile adalet sorunlarımızı ortaya koyması açısından örnek bir dosyadır. Tarihe geçecek bir dosya. Bu dönemin yargı sorunlarını anlatılırken mutlaka Enis Berberoğlu dosyasına atıf yapılacaktır.
Dosyada doğru dürüst tek delil olmadığı halde mahkeme elini “müebbetten” açtı, “25 yıl ağır hapis” cezasına çarptırdı, bir üst mahkemenin bozduğu karar alt mahkemenin direncine uğradı.
Ve bu kadar çelişkili bir dosyada dün Enis Berberoğlu 5 küsur yıl ceza aldı.
Yıllarca tartışacağız bu mahkeme kararlarını.
Hem de “devlet” ve “yargı”dan üst düzey kişilerin kayda geçen vahim sözleriyle birlikte.
Ancak, asıl vahamet ise bütün bu hukuksuzlukların faturasının AK Parti hükümeti dönemine yazılacağıdır.
İnsan düşünmeden edemiyor.
Mesela Enis Berberoğlu’na önce müebbet, ardından 25 yıl ağır hapis cezası isteyen, sonra beş yıla düşüren hakimler, mesela AYM’nin hak ihlali var kararlarına direnen yerel mahkemeler “faturanın AK Parti hükümetine” yazıldığını bilerek art niyetle mi böyle davranıyorlar.
Yazının başlığına gelecek olursak...
Herkes için adalet, özgürlük istemek saflık değil, erdemli insan olabilmenin gereğidir.
Hele bir de inandığı din ondan adaletli olmasını istiyorsa...
Zira Allah kullarını “adil” davranmaları için formatlayarak yaratmadı. Ancak kullarından hangi konum ve vasıfta olursa olsunlar “adaletli” olmalarını istedi. Adil olup olmadıklarıyla sınayacağını bildirdi.
Velhasıl, bu ülkenin yargıçları kararlarını, kanun neyi gerektiriyorsa, ona göre verdiklerinde, dahası “onlar- biz” ayrımı yapmadıkları gün, bu ülkenin adalet sorunları hallolmuş demektir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024