Elif ÇAKIR
Seçim gecesinin ortaya koyduğu iki önemli husus var. İlki üzücü ikincisi ise sevindiricidir.
İlk husus; Pazar gecesi hukuk nedir, neden ihtiyaç duyulur, devlet nedir, neden tarafsız olmalıdır, kamu kurumu nedir ve adında neden “kamu” vardır, gibi soruların cevabı ve hayati derecedeki önemi görüldü.
Görüldü çünkü, bir ülke halkının bütünü adına çalışması gereken bir kamu kurumunun “tarafsızlık”, “saydamlık”, “dürüstlük”, “kamu yararını gözetmek”, “nezaket ve saygı”, “saygınlık ve güven”, “çıkar çatışmalarından kaçınmak” ilkelerini alaşağı ederek hatta yüzyıllık kurumsal itibarını bir çırpıda hoyratça harcayarak sistemi nasıl zedelediğine şahit olundu.
Net olarak şunu söylemek mümkün: 31 Mart seçimleri maalesef Cumhur İttifakı’nın ya da Millet İttifakı’nın kazandığı veya kaybettiği yerlerden ziyade Anadolu Ajansı’nın “dondurduğu veri akışı” ile hatırlanacak.
Anadolu Ajansı, tarihinde görülmemiş bir şekilde, sandıklar kapanır kapanmaz bir başka “kamu” kurumunun “seçim yasağı” kuralını tepeleyerek, büyük bir heyecan içinde veri akışı sağlaması da, sonrasında garip bir şekilde saatlerce veri akışını dondurması da akıllardan çıkmayacak.
O yüzden şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, seçimin kaybedeni Anadolu Ajansıdır.
Gelelim sevindirici dediğim ikinci hususa: Ağır aksak, kör topal, işlese de, arada raydan çıksa da, istediğimiz seviyeye bir türlü çıkmasa da ülkemiz adına umutlanabiliriz, demokrasinin genel kuralı işliyor, seçimle gelen seçimle gidiyor.
AK Parti, iktidara geldiği 2002’den bu yana girdiği her seçimden oylarını artırarak çıktığı için, muhalif parti seçmelerinde “AK Parti seçimlerde kaybetmez” düşüncesinin oluşturduğu bir umutsuzluk hali hakimdi.
İşte Pazar gecesi, AK Parti’nin de kaybedebildiği, AK Parti’nin de normal bir siyasal parti olduğu görüldü. İşte Pazar gecesi, 2002’den bu yana sonucu belli seçime giden AK Parti için aslında her halükarda kazanamadığı, AK Parti için de “çantada kekliğin” olmadığı bir seçimin mümkün olduğu anlaşıldı.
Bunun AK Parti açısından ve özellikle ülkemiz hakkında Avrupa’da oluşan “Türkiye’de demokrasi rayından çıkıyor, otoriter bir yönetime doğru gidiliyor” şeklindeki yanlış algının düzelmesi açısından önemli olduğuna inanıyorum.
31 Mart seçimlerinin, “hukuk” gibi “demokrasi” gibi uluslararası endekslerde sonuncu sıralarda yer alan ülkemizin imajını düzeltmek açısından büyük bir fırsat olduğunu düşünüyorum.
Seçmen ne dedi?
Enteresan bir seçim olduğu muhakkak. Millet İttifakı için önemli bir seçim başarısı olduğunu söylemek mümkün olduğu gibi ekonomik kriz ve 17 yıllık iktidarda olmanın “yıpranmışlık”, “yorgunluk”, “yozlaşma” gibi dezavantajlarla seçime giren Cumhur İttifakı’nın amirali AK Parti için de bir seçim başarısı olduğunu söylemek mümkün.
Cumhurbaşkanı’nın memleketi Rize’de AK Parti’de olan bir ilçe CHP’ye geçerken, yine AK Parti’de olan üç ilçe ittifak ortağı olan MHP’ye geçti.
MHP’nin kalesi sayılan Adana İyi Parti desteğiyle CHP’ye, yine MHP’de olan Mersin CHP’ye, AK Parti’de olan Antalya CHP’ye geçti.
Özetle AK Parti’de olan kimi belediyeler CHP’ye ve İyi Parti’ye geçerken, CHP’nin kalesi denilecek yerlerden bazıları AK Parti’ye, MHP’nin kalesi denilecek bazı yerler İYİ Parti’ye geçebildi.
AK Parti’ye tepkili olan seçmen kitlesi tepkisini Cumhur İttifakı içinde kalarak MHP adaylarına oy vererek gösterdi. “Zillet ittifakı”, “beka seçimi” söylemlerini satın almadı. Kutuplaştırma diline, kavgacı söylemine itibar etmedi.
İktidara aklını başına al derken, muhalefete de “al istediğin fırsatı veriyorum bakalım ne yapacaksın” dedi.
Velhasıl 31 Mart seçimlerinin, Karar Gazetesi’nin attığı doğru manşetle “değişim seçimi” olduğunu söyleyebiliriz.
Umarım Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı içinde yer alan partiler seçmenin vermiş olduğu “değişim” mesajını iyi okurlar ve kendi paylarına düşen kıssadan hisselerini alırlar.
Sonuçta 5 yıl dediğin su gibi gelip geçiyor.
Adaylar üzerine analizi yarın yapacağım: Ekrem İmamoğlu neden kazandı, Binali Yıldırım neden kaybetti? Mansur Yavaş neden kazandı, Mehmet Özhaseki neden kaybetti?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024