Elif ÇAKIR
Aşağıdaki alıntılar, dün kaleme aldığım “Muhacirler ‘kaçak göçmen’ oldu” başlıklı yazıma gelen okur yorumları ile yine aynı yazıya yönelik sosyal medya paylaşımlarından... Mesaj sahiplerinin profillerine bakıldığında görülüyor ki bunlar özellikle dindar muhafazakâr kesimin Suriyeli mültecilerle ilgili duygu ve düşüncelerini yansıtıyor:
“Bıktık artık bu Ensar-Muhacir demogojisinden yeter artık. Sağıma bakıyorum Suriyeli soluma bakıyorum Suriyeli. Sokaklar Suriyeliden geçilmiyor.”
“Gitsinler demiyorum ama iktidar da devamlı ‘Biz 4 milyon kişiye bakıyoruz’ demesin. Bir çare bulunsun. AB bize toplam 6 milyar avro veriyor bunun için.”
“Biz Suriyelilere yurt olacağız diye uğraşırken kendi geleceğimizi, gençlerimizi kaybediyoruz. Çünkü onlara harcadığımız para...”
“Erdoğan ne demişti Suriyeliler için, ‘biz onlar için 40 milyar lira harcadık’ demişti. Kendi halkı açlıktan sürünürken emekliler aç gezerken insanlar ay sonunu getiremezken Erdoğan bu asalaklar için 40 milyar lira harcamış. Gel de isyan etme.”
“İktidar böyle davranırsa tabii bunlar kendilerini ‘şehrin sahibi’ hissederler.”
“Seçim sonuçlarından ders çıkartılmalı, Fatih, Zeytinburnu seçmeni “alın size Suriyeliler” diye haykırdı.”
“Yorumlardan anlaşıldığına göre millet bu Ensar-Muhacir saçmalığından bıktı. Ülkeyi sosyal çöplüğe çevirdiler.”
***
Bu yorumların iyi analiz edilmesi gerekiyor. Bu yorumlar Suriyeli mültecilerin artık dindar muhafazakâr kitlenin ‘gözüne battığını’ gösteriyor.
Peki, göze ne batar? Gözüne batacak kadar gözün yakınında duran...
Artık diyorum, çünkü bir yıl öncesine kadar bu kadar gözlerine batmıyordu...
Eminim bu yorumları yapan kişiler, yanı başımızda cereyan eden insanlık dışı zulümler karşısında yürekleri sızlayan insanlardı. Evlerini barklarını geride bırakarak kapımıza gelen Suriyelilere Türkiye’nin kapılarını sonuna kadar açmasını takdirle de karşıladılar. Canlarını kurtarmak için zulümden kaçan insanları “ekmeklerinin düşmanı” olarak da görmediler, bilakis “bir somun ekmeği”paylaşmak istediler. Nitekim ocakta pişen aşlar, eve giren ekmekler paylaşıldı da...
Türk halkı bu insanlara kardeşçe bir yaklaşımla kucak açtı. Bunun altını hassasiyetle çizmemiz gerekiyor.
Bu kadar büyük sayıda bir sığınmacıya Türkiye’den başka ev sahipliği yapacak başka bir ülke de yoktu.
O yüzden Suriye politikası artısıyla eksisiyle eleştirebilir, aşırı hamaset diliyle hatalı ve yanlış hesaplar yapıldığı söylenebilir ancak Türkiye’nin mültecilere yönelik “açık kapı” politikası ülkemizin yüz akıydı. Türkiye “açık kapı” politikası ile bütün dünyaya insanlık dersi verdi.
İnanç ve kültürümüzdeki “Ensar-muhacir” ahlak anlayışı da Suriyelilere insanca ve yardımseverce bakmamıza büyük katkıda bulundu.
Toplumun bir kesimi ırkçılıkla bir kesimi ise sadece AK Parti düşmanlığı yüzünden mültecileri düşman olarak gördü.
Dokuz yıldır dile getirilen, gündemde tutulan bir düşmanlık büyüdü. Bazı şehirlerimizde Suriyeli mültecilerin dükkanlarına, yaşadıkları evlere saldırılar oldu. Suriyeli kadınlar arasına tacize uğrayan, öldürülen, darp edilenler oldu. Yaşandı bütün bunlar.
Ancak bütün bunlar yaşanırken en azından muhafazakar dindar AK Partili seçmen kitlesi Suriyeli mültecilere yönelik yapılan bu insanlık dışı yaklaşımları kınadı. Durumdan pek hoşnut olmasalar ev sahibi nezaketi içinde davrandılar ve hoşnutsuzluklarını dile getirmediler. Her “Suriyeli istemiyoruz, defolup gitsinler”korosu sahneye çıktığında can havliyle kapımıza gelen bu insanları celladına teslim etmek isteyen bu kesimi en sert sözlerle kınadılar, ayıpladılar.
***
Peki şimdi ne oldu da dindar muhafazakâr AK Parti tabanı bile isyan noktasına geldi. “Suriyeli istemiyoruz, defolup gitsinler” korosuna katılmaya başladılar?
Ne oldu da Avrupa’da ortaya çıkan ırkçılığı, yabancı düşmanlığını kınayan bizler bu noktaya gelmeye başladık?
Suriyeli mültecilere kapılarımızı sonuna kadar açtık ama mülteciler konusunda maalesef esaslı bir şey yapamadık.
Aradan dokuz yıl geçti. Türkiye’de dört milyonun üzerinde mülteci var.
Ancak bütün bunlara rağmen hala Türkiye’nin esaslı bir mülteci politikası yok. Rehabilitasyon ve entegrasyon çalışması yok. Yerleşim planlaması yok. Göç Bakanlığı yok. Bu insanların hiç değilse bir kısmının ülkelerine geri dönüşünü sağlamaya yönelik bir politika zaten yok.
İşte bunlar olmadığı için artık AK Parti tabanının önemli bir kesimi bile Suriyeli mültecileri “ekmek düşmanı” olarak görüyor, ülkemizde istemiyor.
Mültecilere yönelik entegrasyon politikaları bu yüzden vardır. Bu yüzden devletler ülkesine aldıkları mültecilere çalışma, eğitim, sağlık, barınma gibi imkanları sağlar. Ülkesindeki mültecileri sıradanlaştırır. Görünmez kılar. Normal şekilde, ülkesine kendi tercihiyle gelmiş yabancı statüsüne sokar.
O yüzden devlet yöneticileri ve liderleri her gün kameralar karşısına geçip kendi vatandaşlarının gözüne soka soka mültecilere yapılan yardımlar, devletin sağladığı imkanlar üzerinden hamaset yapmaz.
Bir devlet yapması gerekenleri yapmalıdır.
Ancak bolca hamaset yapıldı. Popülizm yapıldı.
Ekonominin bu kadar kötü olduğu, işsizliğin tavan yaptığı bir dönemde iktidar yetkilileri sabah akşam çıkıp “Suriyeli mültecilere” yapılan yardım miktarlarını açıklarsa...
Devamlı “ümmet” üzerinden hamaset yapılırsa...
Bu söylem vatandaşta bir gün tersine döner... Ve mültecilerin yaşadığı zorluklara bakmaz, onu “ekmeğinin düşmanı” olarak görmeye başlar...
Aman dikkat diyorum; toplumda öyle bir sorumsuzluğa sürüklenmeyelim, artık devlet de üzerine düşen ‘toplumsal organizasyonu’ yapsın.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024