Elif ÇAKIR
Başlığa çektiğim bu ifade, ülkemizin saygın hukuk bilginlerinden olan Prof. Dr. Kemal Gözler’e ait.
***
Ülkemizdeki en önemli sorunlardan biri yargıdaki ‘nitelik’ yani kalite sorunudur. Bir ülkedeki hukuk sistemi kağıt üzerinde ne kadar mükemmel olursa olsun yargı evrensel yargı standartlarına uymuyorsa ortaya çıkan adaletsizlik olacaktır.
Nitekim ülkemizde yıllardır yürütülen yargı tartışmalarının odağında “kalite sorunu” bulunmaktadır. Ülkemizde geçmişten günümüze hiçbir adalet bakanı yoktur ki, yargıda kalite sorununun olduğunu ifade etmemiş ve bunun ıstırabını çekmemiş olsun.
Evet, bir ülkede ortaya çıkan adaletsizliklerin sebebi, yüksek yargı yönetiminden mahkeme kürsülerine kadar yaşanan ‘nitelik’ yani ‘kalite’ sorunudur. Hukuk fakültelerinden içeriye adım atmış herkesin ilk duyduğu “iyi kanunlar kötü uygulayıcıların elinde kötü, kötü yazılmış kanunlar ise iyi uygulayıcıların elinde iyi olur” sözüdür. Montesquieu’den Cevdet Paşa’ya kadar bunu okuyabilirsiniz.
Bu dönemlerde yaşanan bu kalite sorununun hukuk fakültelerindeki eğitimin dört yıl olmasından kaynaklandığı sanılıyordu.
***
AK Parti iktidarları döneminde “yargıda kalite” sorununu ilk kez dile getiren isim tecrübeli bir devlet ve hukuk adamı olan Cemil Çiçek’tir. AB yönündeki reformlarda da önemli katkıları olan bir isimdir Sayın Çiçek. Şöyle demişti:
“Yargımız ciddi anlamda kalite sıkıntısı ile karşı karşıyadır. Düzgün bir eğitim koyamadığımız için geldiğimiz nokta ortadadır. Klasik üniversite eğitimi gerçek bir hukuk devletinin oluşması için yeterli değildir.” (3 Nisan 2003)
Sayın Çiçek 4 yıl olan hukuk eğitimin 5 ya da 6 yıla çıkartılması için YÖK’e bir çağrıda da bulunmuştu:
“Türkiye, gerçekten bir hukuk devleti olacaksa kaliteli bir hukuk eğitimine ihtiyaç var. Bunun süresi 5 yıl mı, 6 yıl mı olur? Onu ben bilemem, YÖK bilir. YÖK konuyu gündeme almalı.” (19 Şubat 2005)
Yargıdaki kalite sorunu, adalet bakanlığı döneminde hukukun ve yargının evrensel normlara ulaşması yönünde önemli reformlara imza atan Sadullah Ergin’in de gündemindeydi:
“4 yıllık hukuk eğitiminden sonra 2 yıllık stajın bitirilip kürsüye çıkılıyor olması en büyük handikapımız. 4 yıllık eğitim hukuk fakülteleri için yeterli mi değil mi masa üzerinde bilim heyetimizin çalışmaları arasında.” (8 Kasım 2013)
***
Fakat bu çalışmalar maalesef ancak 7 yıl sonra bugünlerde Türkiye’nin gündemine girebildi.
Hukuk fakültelerinde eğitimin beş yıla çıkarılıp çıkarılmayacağı sorusunu Adalet Bakanı Abdülhamit Gül şöyle yanıtladı:
“Eğitimi 5-6 yıla çıkartmak kolay. Aslolan müfredatın ve o dersleri verecek eğitimin kadrosunun hazır olması.” (20 Haziran 2019)
Sayın Gül’ün ifade ettiği bu gerçeğe rağmen maalesef ki AK Parti iktidarında “müfredatın ve o dersleri verecek eğitim kadrosunun” olup olmadığına bakılmadan hemen her şehirde bir hukuk fakültesi açıldı.
Bunun sonucu olarak Sayın Gül’ün aynı açıklamada ifade ettiği gibi çok fazla açılan hukuk fakülteleri eğitim kalitesini düşürdü. Daha da vahimi ise hukuk fakültelerine ilahiyat, veteriner, kimya, ziraat, maliye, tıp gibi ilgisiz alanlardaki bilim adamlarının dekan olarak atanmış olmasıdır.
***
Ülkemizin saygın anayasa hukuku bilginlerinden Prof. Dr. Kemal Gözler hukuk fakültelerimizin kalitesi hakkında son derece önemli bir makale yayınladı. “Türkiye’de bazı hukuk fakültelerinde hukukçu olmayan dekan ataması hakkında eleştiriler” başlıklı makalesinde, 73 aktif hukuk fakültesinden 20’sinin hukukçu olmayan dekanlar tarafından yönetildiğini açıkladı.
Kemal Gözler gibi uluslararası bilimsel endekslerde yer alan saygın bir ismin bu konuda makale yazması meselenin ciddiyetini, önemini ve vahametini ortaya koymaktadır.
Bir yanda yargıdaki kalitesizlik sorunundan yakınılırken öbür yanda hukuk fakültelerine hukukçu olmayan akademisyenler dekan olarak atanıyor. Böyle bir sistemde hukuk fakültelerinin beş yıla çıkartılması umulan faydayı sağlayabilir mi?
Gözler makalesinde şu haklı soruları sorarak hukuk fakültelerinin durumunu kamuoyunun dikkatine sunuyor:
“Hukuk fakültesi öğrenimi almamış kişiler nasıl olacak da hukuk dersi verecekler. Hukuk eğitimi almamış kendileri hukuk fakültesinde çalışmamış kişiler nasıl olacak da hukuk fakültesini yönetecekler?
Kendileri hâkim ve savcı olma ehliyetine sahip olmayan kişiler nasıl olacak da hâkim ve savcı ve avukat yetiştiren okulları yönetecekler?
Ben atanmış olmalarından bağımsız olarak, hukuk fakültelerinde ders veren hukukçu olmayan hocalara sormak istiyorum: Siz sağduyuya sahip bir akademisyen olarak kendinizi hukuk fakültesinde ders vermeye ehil görüyor musunuz? Yine içlerinden dekan olanlara da şunu sormak istiyorum: Kendinizi bir hukuk fakültesini yönetmeye layık görüyor musunuz? Hâliyle bu sorularımın muhatabı, kendileri istemediği hâlde, yeni kurulmuş hukuk fakültelerine, başka öğretim üyesi olmadığı için vekaleten dekan olarak görevlendirilmiş öğretim üyeleri değildir.”
Bu sorulardaki haklılığı kim inkar edebilir?
Sayın Gözler’in şu sorusunu hukukçu olmayan dekanlar ve hukuk hocalarıyla birlikte YÖK’e de yöneltmek istiyorum:
“Kendinizin yönettiği veya ders verdiği hukuk fakültesine kendi çocuğunuzu göndermek ister misiniz?”
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024