Elif ÇAKIR
İktidar partisine göre CHP’li belediyelerin salgında mağdur olanlara yardım etmek üzere bağış kampanyası açmaları “devlet içinde devlet olmak”; vatandaşa yardım etmeleri, kapıdan bir lokma ekmek uzatmaları ise FETÖ-PKK gibi faaliyet göstermek anlamına geliyor.
Yavuz Oğhan ve Akif Beki “BideBunuİzle” programında AK Partili Belediye Başkanı Fatma Şahin’e bu durumu sordular. Daha doğrusu soruyu tam olarak şöyle yönelttiler:
“İzleyicilerden şöyle bir soru var, FETÖ-PKK benzetmesi var CHP’li belediyeler için, bunun için ne düşünüyorsunuz?”
Sayın Şahin’in yanıtı şöyle oldu:
“Yok, bunu kabul etmemiz mümkün değil, yanlış olur. Halkın oyuyla seçilmiş belediye başkanlarımız. Yol ve yöntemlerimiz farklı olsa da oturulur, konuşulur. Bu ifadeyi doğru bulmuyorum.”
Halkın oylarıyla seçilmiş belediyelerin salgında mağdur olan vatandaşa bir lokma ekmek vermesinin, vatandaşa ‘ben yanınızdayım’ demesinin FETÖ-PKK faaliyetleriyle benzetilmesi siyaseten olduğu kadar vicdani olarak da ahlaki olarak da yanlıştır, vahimdir. Hele hele CHP’li belediyelere “devlet içinde devlet, paralel uygulama” suçlamasının yapılması oldukça sorunludur, böyle bir itham aynı zamanda hukuka, kanuna karşı çıkmaktır.
Sayın Şahin vicdan terazisiyle konuştu, meseleye hakikat penceresinden bakarak doğruyu söyledi. Zira vicdan da hakikat de bunu gerektirir. Şahin de vicdanlı, hakikatli bir siyasetçidir.
Fatma Şahin aynı zamanda Türkiye Belediyeler Birliği başkanı. Bu birlik nedir ve yetki alanları nelerdir? Kendi resmi sitesinden okuyalım:
“Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) 1945 yılında belediyecilik alanında faaliyet göstermek üzere kamu yararına bir dernek olarak kurulmuş, Türkiye’de bütün belediyeleri tek çatı altında toplamak amacıyla Bakanlar Kurulu’nun 21 Ağustos 2002 tarih ve 2002/4559 sayılı kararıyla mahalli idare birliği statüsüne kavuşmuştur.”
Halkın oylarıyla seçilerek yönetime gelmiş olan CHP’li, HDP’li, İYİ Partili, Saadet Partili bütün belediyeler aynı çatı altında toplayan bir kamu kurumu.
Peki, neler yapar bu birlik? Yine resmi sitesinden bakalım:
Belediyelerin çıkarlarını korumak ve geliştirmelerine yardımcı olmak, gerektiğinde belediyelerin menfaatlerini korumak amacıyla dava açmak.
Belediyelerce bildirilen sorunları tespit etmek ve tespit edilen sorunların çözümü konusunda girişimlerde bulunmak ve sorunların çözülmesi için mevzuat önerileri geliştirmek.
Belediyelerin uygulamada karşılaştıkları sorunlarla ilgili görüş oluşturmak, belediyelerin uluslararası ilişki ve işbirliklerini desteklemek ve uluslararası ağlara erişimlerini kolaylaştırmak.
Yurtiçi ve yurtdışı merciiler nezdinde bütün belediyeleri temsil etmek.
Görüldüğü üzere Türkiye Belediyeler Birliği, bugün CHP’li belediyelere yapılan ayrımcılıkların karşısında duracak, kanunla verilmiş “sosyal yardım” görevlerini yerine getirmelerinin önünde oluşturulan engellerin aşılması için çaba sarf edecek olan bir kamu kurumu. Bütün belediyeleri çatısı altında toplayan bir kurumun başı olarak Sayın Şahin’in kendi çatısı altındaki belediyelere yöneltilen ağır ithamlar karşısında “Bunu kabul etmemiz mümkün değil, yanlış olur. Halkın oyuyla seçilmiş belediye başkanlarımız” açıklaması yapmasından daha doğal ne olabilir ki?
Ancak Sayın Şahin kendi vicdani fikrinin, kanaatinin arkasında duramadı maalesef. Geri adım atmak zorunda kalarak şu açıklamayı yaptı:
“Bir AK Partili olarak Cumhurbaşkanımızın belirlediği politikalara aykırı beyanda bulunmamız söz konusu olamaz.”
İktidar partisinin CHP’li belediyeleri “devlet içinde devlet olmakla” itham etmesi, FETÖ- PKK suçlamaları yapması bir politika olabilir mi? İki siyasi parti arasında bu tür karalama kampanyaları olabilir, propaganda olabilir ancak devleti yönetmek anlamında politika demek başka bir şey demek değil midir?
Bu soru yarın belediyeleri ilgilendiren uluslararası bir toplantıda Sayın Şahin’in karşısına çıkmayacak mı? Ne yapacak sayın Şahin? CHP’li belediyelerin ekmek, aş dağıtmasının PKK -FETÖ faaliyetlerinden farkı yok, doğru mu diyecek? Savunabilecek mi? Hangi argümanlarla?
Sayın Şahin hadisesinin ortaya koyduğu bir “AK Parti nereden nereye” fotoğrafı var. O fotoğraf AK Parti açısından hiç de iyi bir fotoğraf değil, bilakis oldukça hazin. Ortaya çıkan tablo dün AK Parti’nin ortaya koyduğu bütün iddialarla, ilkelerle çeliştiğini somut bir şekilde bir kez daha ortaya koyuyor, hem de elle tutulur, gözle görülür bir şekilde.
17 Ağustos 2001 tarihinde ilk grup toplantısında konuşan AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin ve milletvekillerinin Meclis’teki takınacakları tutum ve izleyecekleri politika konusundaki şu sözleri ayakta alkışlanmıştı:
“AK Partili milletvekilleri olarak sizler, diğer milletvekillerinden çok daha özgür olacaksınız. Çünkü AK Parti Grubu’nda çok istisnai haller dışında bağlayıcı grup kararı alınmayacaktır. Bu yaklaşımın tüzüğe de aynen geçirilmesi, sözünü ettiğim bireysel özgürlüğünüzün en önemli teminatıdır. Bu uygulamamızın partilerdeki liderler sultasının kaldırılmasına, keyfi yönetim anlayışının terkedilmesine de katkısı büyük olacaktır. Milletvekillerimiz birer parmak kaldırma makinası olmaktan çıkıp, özgür halk temsilcisi olacaklardır.”
AK Partili milletvekilleri bugün sadece el kaldırıp el indirmiyorlar mı?
***
AK Parti kurulmadan yaklaşık 7 ay kadar önce Milliyet Gazetesi’nden Hasan Cemal’e konuşan Erdoğan, yakındığı en önemli konuyu şöyle anlatmıştı:
“Her şey liderin iki dudağının arasında. Milletvekili elini kaldırırken liderin, grup başkanvekilinin dudağına, gözüne bakıyor. Grupta başka davranıyor, kuliste başka konuşuyor. Bütün bunların altında lider sultası yatıyor. Yeni bir liderlik tarifi lazım. Tekelci bir aklın yönettiği siyaset değil, kolektif bir aklın yürüttüğü bir siyaset anlayışı şart. Kendileri dışındaki kanaatlere tahammül edebilecek, paylaşmasa dahi başka fikirlere tolerans gösterebilecek liderler mevcut değil. Ülkemizde maalesef siyasi liderleri tanrılaştırma anlayışı var.” (4 Ocak 2001)
Milliyet gazetesi Erdoğan’ın Hasan Cemale yaptığı bu açıklamaları sürmanşetinden duyurdu okurlarına.
Erdoğan’ın bu iki açıklamasının üzerine ayrıca yorum yapmaya gerek var mı? Nitekim AK Parti’nin böyle bir dönemi de oldu. AK Partili milletvekilleri makina gibi olmadıkları için mesela Erdoğan’ın olanca çabasına rağmen 1 Mart 2003 tezkeresi Meclis’ten geçmedi. AK Parti’de istişare mekanizmalarının işlediği dönemde, partisinin politikalarını beğenmeyen, itiraz eden milletvekillerinden kimse parti disiplinine verilmedi. AK Parti’nin iktidar olduğu muktedir olmadığı dönemlerde özgürce konuşan milletvekilleri vardı. Vardı bunlar. AK Partili milletvekilleri el kaldırıp el indiren, liderlerinin iki dudağına bakan makinalar değillerdi gerçekten de.
AK Parti nereden nereye dediğim budur. “Tekelci bir aklın yönettiği siyaset değil, kolektif bir aklın yürüttüğü bir siyaset anlayışı şart” diyerek yola çıkan AK Partiden, bugün milletvekillerine, belediye başkanlarına, kendi fikirlerini dudak ucuyla dahi söylenmesine izin vermeyen bir AK Partiye… Ortada tam bir lider sultası durumu yok mu sizce de?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024