Elif ÇAKIR
Amerika’da 3 Kasım’da yapılacak seçimlerde Demokrat Parti’nin adayı Joe Biden, başkan seçildiği takdirde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı çok farklı bir yaklaşım uygulayacağını belirterek şöyle demiş:
“Erdoğan bir otokrattır. Kendisi Türkiye’nin cumhurbaşkanı ve çok daha fazlası. Şimdi yapmamız gerektiğini düşündüğüm şey, ona karşı çok farklı bir yaklaşım benimsemek ve muhalif liderleri desteklediğimizi açıkça ortaya koymak.”
Biden destekleyeceği muhalefeti cesaretlendirerek diyecekmiş ki: "Erdoğan’ı mağlup edin. Darbeyle değil, seçim süreciyle.”
Saçmalığa bakın ki Biden, Amerikan halkından, Türkiye’deki iktidar değişikliğini organize etmek için oy istiyor.
Neresinden baksanız aptalca, ahmakça, akılsızca söylenmiş hezeyanlar.
Peki, Biden bu dahiyane stratejisini ne zaman açıklamış?
Sekiz ay önce, 16 Aralık 2019 tarihinde!
Nerede etmiş bu lafları? Erdoğan karşıtlığı ile bilinen New York Times gazetesinde!
***
Sekiz aydır gündem olmayan, kimsenin önemsemediği, iktidardan ve Dışişleri’nden kimsenin ciddiye alıp tepki göstermediği, hükümete yakın medyanın da görmezden geldiği bu laflar şimdi dört gündür ülkemizin gündemini işgal ediyor.
Sanki ülkemizin daha önemli sorunları yokmuş gibi!
Öyle görünüyor ki, AK Partili siyasetçiler, Cumhurbaşkanlığı danışmanları, sözcüleri, medyada iktidara yakın kalemler Biden’ın sekiz ay önce ettiği bu sözlerini bir süre daha gündemden düşürmeyecekler.
Biden’ın laflarının hafife alınacak yanı yok. Amerikan başkanlığına aday bir isimden bahsediyoruz ve söyledikleri çirkin.
Nitekim muhalefet partileri Biden’ın bu ipe sapa gelmez laflarına anında en sert şekilde tepki gösterdiler, kınadılar, reddettiler, hem de hiç lafı eğip bükmeden.
Siyaset tek ses oldu bu hadsizlik karşısında, ama siyasetin tek ses halinde tepki göstermesi iktidar kanadını tatmin etmedi, öyle görünüyor ki etmeyecek de...
***
İktidar medyasına göre, Biden’in sözleri muhalefetin dengesini fena halde bozmuş durumda, muhalefetin açıklamaları tırı vırı şeyler, ortada doyurucu ikna edici tek bir açıklama yok... Muhalefet abuk sabuk demagoji arayışına girmiş…
Mesela iktidara yakın kalemlere ve iktidar siyasetçilerine sormak lazım; muhalefet partileri ne yapsalardı iktidarı ve medyasını tatmin etmiş olurlardı?
Biden’in saçma sapan laflarının karşısında muhalefet partileri hangi adımı atmalılar ki abuk sabuk demagoji arayışı içinde sayılmasınlar?
Mesela bütün muhalefet partileri bu durum karşısında partilerini kapatıp anahtarlarını Cumhur İttifakı’na teslim mi etsinler? Erken ya
da zamanında yapılacak seçimlere katılmayacaklarına dair bir sözleşme mi imzalasınlar?
Ne yapmamalılar?
***
Bu durumda vatandaş olarak en basitinden şunu sormak hakkımız değil mi: Hani Türkiye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçtiğinde “dış güçlerin” ülkemize müdahalesi son bulacaktı. Hani kimse ülkemize operasyon çekemeyecekti.
Bugün Beştepe’de bulunanlar o günlerde şöyle yazmışlardı:
“Siyasi istikrarsızlıkların yaşandığı dönemlerde dış güçler ülkemizde istedikleri gibi at koşturabildiler. 16 Nisan Referandumu’ndan evet oyu çıkarsa, Türkiye’de siyasi istikrarın kurumsallaşması adına çok büyük bir eşik aşılmış olacak. Dış güçlerin ülkemize müdahalesi son bulacak…”
Aynı kişiler bugün “dış güçlerin ülkemize müdahale etme planları yaptıklarını” söylüyorlar!
Ama bu nasıl olabiliyor, değil mi?
Sistemin ülkemize kazandıracağını vaad ettiği hususlardan hangisi gerçekleşti?
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi modelinin vaatlerinden bir tanesi olsun tutmaz mı?
Hadi ekonomi uçmuyor, işsizlik sorunu çözülmedi, hukukun üstünlüğünü sorunları daha da kötüleşti… Meclis güçlenmedi, bu sistemde kendilerini “Züğürt Ağa gibi” hissettiklerini ifade edenler bizatihi iktidarın kendi siyasetçileri.
Daha birinci yılında sistemin arıza sinyalleri çalmaya başladı…
İyi tamam da en azından “dış güçlerin müdahalesine” izin vermeyen bir sistem olsaydı.
***
Olması gereken şu değil miydi? Cumhur İttifakı’nın siyasetçileri çıksınlar, göğüslerini gere gere desinler ki: “İşte biz CB Hükümet Sistemi’ni bunun için getirdik. Bu sistem ülkemizi güçlendirdi. Ekonomi canlandı, Türkiye’nin kurumsal gücü ve itibarı arttı… Sistemimiz dünyada saygı ve takdir yarattı…”
Göğüslerini gere gere, özgüvenle bunları söylemek yerine, muhalefet partilerine parmak sallanıyor!
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildi ama hala ekonomimizi dış güçlerin sarstığını bizzat iktidar söylüyor!
Dolar aldı başını gidiyor, neredeyse her evde bir işsiz var, ülkemizin parlak beyinleri ülkemizi terk ediyor, bu ülkenin gençleri yarına dair bir gelecek hayali kuramıyor. Enflasyon rakamları 2001 Türkiye’sinin oranlarını zorluyor. Adalet sorunları toplumun geniş kesimlerine yayılmış durumda, yargı sistemi hukuk mağduriyetleri oluşturmaya devam ediyor. Adalete güven yerlerde sürünüyor.
Doğu Akdeniz’de dostlarımız kimler?
Dış politikada, “Stratejik ortağımız” dediğimiz bir Rusya vardı… Akdeniz’deki tek tutanağımız olan Libya konusunda CB Sözcüsü Sayın İbrahim Kalın bakın ne diyor:
“Asıl bizi endişelendiren, Rusya’nın orada Wagner gibi paralı askerler bulundurması ve BAE’nin Hafter’e destek için Sudan, Nijer ve Çad gibi ülkelerden paralı askerler getirmesidir.”
Ve, iktidar partisi hala Biden’ın hezayanları üzerinden gündemi döndürmeye çalışıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024