Elif ÇAKIR
2002 yılında “Çetelere, mafyaya, karanlık odalara arka çıkan siyaseti bu millet bugün tasfiye etmiştir, elinin tersiyle itmiştir. Hukuksuzluk siyaset için de ekonomi için de ticaret içinde kabul edilemez bir sorundur. Artık Türkiye’de kirli siyaset dönemi bitmiştir, temiz siyaset dönemi başlamıştır ” taahhüdüyle iktidara gelen AK Parti’nin 18 yıllık iktidarından sonra bugün nasıl bir Türkiye tablosu ile karşı karşıyayız?
Bunu sormak sadece hak değil, aynı zamanda görevdir.
***
İktidar partisinin ortağına ‘gözünün üstünde kaşın var’ ya da ‘ülkede işler iyi gitmiyor’ ya da ‘üç yıl öncesine kadar birbirinize en ağır sözleri söylemiştiniz şimdi ortaksınız’ diyenlerin, iktidarın ortağı partinin sempatizanları, yandaşları, partizanları tarafından kafalarının gözlerinin patlatıldığı bir Türkiye tablosuyla karşı karşıyayız.
***
Cumhur İttifakı’nın yönettiği Türkiye’de son bir haftada yaşananlara bakın:
Çok değil beş yıl öncesinde AK Parti’nin Meclis’teki grup başkanvekili olan Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, MHP lideri Devlet Bahçeli’ye “17-25 Aralık sizce nedir Sayın Devlet Bahçeli?” diye sorduğu için evinin önünde saldırıya uğradı.
Yeniçağ Gazetesi yazarı Orhan Uğuroğlu, Selçuk Özdağ’ın bu eleştirilerini köşesine taşıdığı, KRT televizyonundan Afşin Hatipoğlu da Selçuk Özdağ’la bu açıklamaları üzerine bir program yaptığı için evinin önünde saldırıya uğradı.
***
Bu saldırılar üzerine Taha Akyol ile birlikte yaptığımız Gündem Özel programında Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nu ağırlayarak “siyaset nereye gidiyor”, “ülkücü gençliği sokaklardan çeken Devlet Bahçeli’nin son dönemlerdeki yaklaşımlarını” konuştuğumuz için, Yıldıray Oğur da bu saldırıları köşesinde yazdığı için…
MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından açıkça hedef gösterildik.
Ertesi gün Sayın Bahçeli’nin basın danışmanı köşesinde üç siyasetçiyi; Mustafa Yeneroğlu, Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Sezgin Tanrıkulu’nu hedefe koydu.
Vahimlik burada da bitmiyor. Şiddet uygulayanlarla aralarına en azından kamuoyu önünde mesafe koymaya bile lüzum görmüyorlar. Aksine iktidarın ortağı partinin yetkilileri “hareketin delisi çoktur” mesajları yayınlıyor! Üstüne üstlük şiddete uğrayanları bir de “iki tokat, üç sopa için ortalığı ayağa kaldırıyorlar” diyerek azarlıyorlar!
Şiddetin cür’etini görüyor musunuz?
Akıl alır gibi değil.
İktidarın ortağı parti bunları yaparken, iktidar partisi de kulağının üstüne yatmış, havaya bakarak “Aman Rıza Bey tadımız kaçmasın” ıslığı çalıyor!...
Elbette içlerinde sayısı bir iki de olsa insaflı kişiler vardır ama şunu söylemeliyim ki ürkütücü bir sessizlik hakim AK Parti ve AK Partililerde.
Sıradan bir parti ve sıradan bir partinin yetkilileri değil. Devleti yönetenler! Suçu takip etmek, şiddete karşı çıkmak gibi hem hukuki hem ahlaki mükellefiyet altında bulunan sorumlu ve yetkili kişiler bunlar.
Duymuyorlar, görmüyorlar, ağızlarını bıçak açmıyor…
Bu satırları yazarken aklıma 2009 yılında Aya İrini’de düzenlenen törendeki bir sahne geldi. Ne yalan söyleyeyim gözlerim doldu. Ülkemin bir türlü değişmeyen kaderi adına, 1960 yılından bu yana demokrasi, hukuk, düşünce özgürlüğü, basın özgürlüğü alanlarında bir arpa boyu yol alamayışımız adına içim acıdı.
Bir de bugünkü Türkiye tablosunun dindar kadrolarca yönetilen bir hükümet döneminde olması yüreğimi hepten burktu.
O yıl “Kültür ve Sanat Büyük Ödülü”ne layık görülen isim, duayen gazeteci yazar merhum Çetin Altan’dı.
Çetin Altan ödül töreninde kısa bir konuşma yapmıştı. Merhum Altan konuşurken dönemin başbakanı Erdoğan, dönemin kültür bakanı Ertuğrul Günay kenara çekilip elleri önlerinde büyük bir saygı içerisinde dinlemişlerdi.
O kadar muhteşem bir sahneydi ki…
Sayın Erdoğan şunları söylemişti:
“Bugün mutlulukla ifade ediyorum ki; Türkiye artık ne Çetin Altan’ı 300 kez mahkeme kapılarına çağıran, düşünceyi mahkum eden bir Türkiye’dir, ne de Nazım Hikmet’i 12 yıl boyunca hapishanelerde tutan Türkiye’dir. O alıngan, o vehimler üreten Türkiye, artık yerini özgüvene bıraktı. Farklılıkların kabulü kolay olmadı, kemikleşen önyargılar, tahammülsüz anlayışlar düşünceyi ağır şekilde cezalandırmış bedelini ise bütün Türkiye ödemek zorunda kalmıştır. Ülkesinden umudunu kesmeyen, bedel ödemek pahasına düşünce sevdasından vazgeçmeyen, otoriter anlayışlara boyun eğmek yerine, eğip bükmeden gerçeği söyleyen aydınların, bilgelerin ve yazarların öncülüğü büyük önem taşımaktadır. Hiç kuşkusuz bunlardan biri Çetin Altan’dır.”
…
“Biz pusu kurma siyasetini görmek istemiyoruz. Birbirimizin ayağına basılmasını görmek istemiyoruz. Hepimiz bu ülkenin insanlarıyız. Düşüncenin cezalandırıldığı bir ülke görmek istemiyoruz. Ülkenin içe kapanması için tuzak ve hile siyaseti kurulmasını istemiyoruz. Türkiye tam bir demokrasiyi hak etmeyen bir ülke olamaz. Çetelerle, mafya ile mücadele ederken inanıyorum ki bizim yanımızda olması gereken bir millet var ve biz bunu görüyoruz.”
Allah var Erdoğan her zaman çok iyi konuşan bir siyasetçiydi. Ama 2009 ile bugün arasındaki fark “sözlerinin güvenilir” olmasıydı.
Nitekim ertesi gün Ahmet Altan duygularını köşesinden şöyle anlatacaktı:
“Böylesine doğal bir nezaket, böylesine zarif bir saygı…. Bundan etkilendiğimi itiraf edeyim. Nasıl bir ülkede yaşadığımı biliyorum, yazarlara bu ülkede neler yaptıklarını, ne acılar çektirdiklerini, hapishanelerde çürüttüklerini biliyorum. Önceki gece Aya İrini’de yaşananları izlerken, bir şeyler değişiyor galiba duygusuna kapıldım.
Yazarları linç ettiren, hapislere attıran başbakanlardan, yazarlara saygı gösteren başbakanlara gelmek az bir iş değil. Ve şunu anladım, ümitli olmak güzelmiş.” (3.02.2009)
Bugün Ahmet Altan ne durumda diye hiç soruyorlar mı AK Partililer?!
***
İktidarın artık çok gerilerde kalmış reformist ve özgürlükçü günlerinde “bir şeyler değişiyor galiba duygusuna kapıldım” diye yazmış olan Ahmet Altan bugün hapise! Hem de hüküm verilip tahliye edilerek yetki tamamen Yargıtay’a geçmiş olduğu halde yerel mahkemece tekrar tutuklanarak tekrar hapse konulan Ahmet Altan bugün neler yazıyordur acaba, diye hiç merak ediyor musunuz?
***
Ne kadar hazin değil mi? AK Parti güzel başlattığı hikayesini güzel bir şekilde taçlandırabilirdi.
İktidar sınavlarını güzel bir şekilde verebilirlerdi. Hikayelerini güzel bir şekilde devam ettirebilirlerdi… Böylesi bir seçenek de mümkündü. Dindar insanlar olarak tarihe güzel bir şekilde geçebilirlerdi.
Bugün AK Parti denildiğinde, AK Partili siyasetçiler denildiğinde akla ne geliyor? Hakkaniyetli, adaletli, vicdanlı oldukları mı? Yoksa adaletsizlik, hukuksuzluk gibi olumsuz özellikler mi geliyor akla.
Müsaadenizle AK Partililere dostça sormak istiyorum.
Devri iktidarınızda gazeteciler hedef gösteriliyor, savcılar tehdit ediliyor, siyasetçilerin kafaları, gözleri patlatılıyor. Ve sizler derin bir sessizlik içindesiniz. Hiçbir şey yaşanmıyor gibi davranıyorsunuz. Ne adına?
Nasıl bir bilinçle ve hangi taahhütlerle iktidara gelmiştiniz? Medyasıyla, siyaset tarzıyla, ekonomisiyle, eğitimiyle, adaletiyle, hukukuyla ortaya nasıl bir Türkiye tablosu koydunuz?
Oluşturduğunuz bu Türkiye tablosundan memnun musunuz? Mutlu musunuz?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024