Elif ÇAKIR
Pazartesi günü Yıldıray Oğur ile birlikte Karar Tv’de Kültür ve Turizm eski bakanı Ertuğrul Günay’ı ağırladık.
Sayın Günay’a göre 2023 seçimleri Türkiye için kritik bir öneme sahip, sandıkta iki seçenek olacak ve “ya demokrasiye ya da otokrasiye” oy vereceğiz.
Otokrasiye oy vermek!
İnsanı ürküten, dehşete düşüren bir seçenek!
Otokrasiye geçmeyi kim tercih eder?
Peki, nedir otokrasi?
Bütün siyasi yetkilerin, siyasi kudretin tek bir kişide toplandığı bir yönetim biçimi. İstediği kararları istediği gibi vermesi, kendisine göre iyi, doğru ve güzel olanı buyurgan bir şekilde halka dayatmasına imkan veren hükümet sistemi.
Otokrasilerde denetim, şeffaflık yoktur. İktidar kimseye hesap vermek zorunda değildir.
Sınırsız yetki, sınırsız güç. Kuralların kurumların olmadığı bir sistem.
Kim otokrasiyle yönetilmek ister? Kim otokrasinin iyi bir şey olduğunu söyleyebilir?
Cumhurbaşkanı Erdoğan da böylesi bir yönetim biçimine karşıydı.
***
23 Mart 2003 tarihinde Başbakan Erdoğan tarafından TBMM’ye sunulan 59’uncu Hükümet Programında AK Parti’nin otoriter ve totaliter rejimlere karşı olduğu, siyasal kimliğini muhafazakar demokrat olarak tanımladığı yazılmıştı.
Erdoğan hükümet programında demiş ki:
“Siyasal otoritenin (devletin veya hükümetin) sınırlandırılması düşüncesi bizim muhafazakarlık temelli siyaset kavrayışımızın en ısrarlı olduğu argümanlardandır.
Bize göre sınırlandırılmayan, keyfiliğe ve hukuksuzluğa olanak sağlayan, katılımı ve temsili önemsemeyen, bireysel ve kollektif hak ve özgürlükleri hiçe sayan totaliter ve otoriter anlayışlar sivil ve demokratik siyasetin en büyük düşmanlarıdır. AK PARTİ İktidarı her türlü dayatmacı, buyurgan, tektipçi, toplum mühendisliğine dayanan yaklaşımları sağlıklı bir demokratik sistem için engel olarak görür”
24 Mart 2003 pazartesi tarihli Resmi Gazete güven oylamasında 162 ret oyuna karşı 350 kabul oyuyla hükümetin güven aldığını duyurmuş.
Erdoğan’ın hükümet programında yazılı olan “Totaliter ve otoriter anlayışlar demokratik siyasetin en büyük düşmanlarıdır” sözünü okumadığı düşünebilir mi?
Erdoğan’ın AK Parti iktidarının reformist dönemlerinde totaliter rejimlerin sonlarının hüsran olduğuna dair gayet güzel açıklamalar yaptığını söyleyebilirim.
Erdoğan 17 Eylül 2011 tarihinde katıldığı “Batıya Doğru Akan Nehir” belgeselinin tanıtım gecesinde Mısır, Tunus ve Libya’ya gerçekleştirdiği ziyareti hatırlatarak şöyle demişti:
“Mısır, medeniyetler beşiği bir ülkedir. Ama Mısır’ın halini görün. Mısır’da şu anda düşünün otoriter ve totaliter bir rejim yıkılıyor. Yeni dönemde hala ortaya çıkan siyasi partiler bir endişeyi taşıyor. Acaba, yine bir şeyler olabilir mi? Bu endişeyi taşıyorlar. Yapılması gereken bütün dünyanın onlara bu özgüveni vermesidir. Tahrir’de ortaya çıktınız ve otoriter, totaliter rejime, teokrasiye hayır dediniz. Totaliter rejimlerinin sonlanması için bu yolda kararlılığın devam etmesi gerekiyor.”
***
Peki bugün Türkiye ne durumda?
Bertelsmann Vakfı 2004 yılından bu yana her iki yılda bir “Dönüşüm Endeksi” (BTI) araştırma sonuçları yayınlıyor. Bertelsmann Vakfı’nın raporunda Türkiye için ilk kez ‘otokrasi’ nitelendirmesi yapıldı. Türkiye 137 ülke arasında 77’inci sırada. (Nisan 2020)
Gerekçe olarak ifade ve basın özgürlüğünün kısıtlanması, insan haklarının ihlal edilmesi ve güçler ayrılığı ilkesinin saf dışı bırakılması gösteriliyor.
İsveç Merkezli V-Dem Enstitüsü’nün ‘2021 Demokrasi Raporu’na göre, Türkiye son 10 yılda en çok otoriterleşen ilk 10 ülke içerisinde. 144 ülkedeki demokratik gelişmeyi takip eden V-Dem Enstitüsü’ne göre 2010’dan 2020’ye doğru olan değişimde Türkiye en çok gerileyen 3. ülke. (Mart 2021)
***
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti lideri Meral Akşener, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi lideri Ali Babacan konuştukları her platformda, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişle birlikte Türkiye’nin her geçen gün demokrasiden uzaklaşıp otoriter bir rejime kaydığını dile getiriyorlar.
Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu 8 Mart 2021 tarihli konuşmasında şöyle demişti: “Türkiye hızla otoriter bir sisteme doğru gidiyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi siyasetin doğasını bozdu, bu sistem Türkiye’yi Avrupa modeli demokrasiden hızla uzaklaştırıyor.”
DEVA Partisi lideri Ali Babacan 8 Mayıs 2020 tarihli konuşmasında şöyle diyor:
“Türkiye’de uluslararası sıralamalarda geldiği noktaya bakınız. Özgürlükler, demokrasi, hukuk, medya özgürlüğü noktasında aşağı iniyoruz. Türkiye’de her geçen gün otokratikleşme eğilimleri artıyor, otokrasi trendi kötüye doğru gidiyor.”
***
2023 seçimlerinin kritik olduğunun altını çizen, siyasi parti liderlerinin Türkiye için birleşmeleri gerektiğini söyleyen Ertuğrul Günay bir çözüm önerisinde bulunuyor:
“Türkiye’yi demokratik hukuk devleti yapmamız lazım. Ondan sonra yapacaklarımızı yapalım. Gelecekteki insanlara böyle bir Türkiye bırakmamalıyız. Bizler, belli bir yaşın üzerindeki insanlar bu konuda vebal taşıyoruz. Ve bugün geldiğimiz noktada benden fazla vebal taşıyan birçok insan var. Herkes eteğindeki taşları döksün ve büyük bir çekim merkezi yaratılsın.”
Günay’a göre İYİ Parti’nin, Gelecek ve Deva Partisinin ekonomik, sosyal, dış politik programları yan yana konulduğunda önemli bir farklılık yok o zaman neden ayrı ayrı partiler halinde olmalarına gerek yok:
“Büyük bir birlikteliğe ihtiyaç var. Üçüncü ittifak değil, mümkünse tek parti çatısı olmalı.
Türkiye de seçmen kitlesinin çok geniş bir kesiminin tercihi merkez sağ çizgisindeki partiler -Demokrat Parti, Adalet Partisi, Doğru Yol ve ANAP- oldu. Bu çizgi esas itibariyle Türkiye’yi dünyayla bağdaştırmaya ve bu anlamda geliştirmeye ve kalkındırmaya önem veren ve bu alanda başarılı adımlar atan bir çizgidir.
AK Parti de ilk kurulurken ve ilk iktidar dönemlerinde bu çizgiyi temsil ediyor göründü.
2014 ve sonrasında tümüyle bu çizgiden uzaklaştı. Ve bu merkez demokrat diyebileceğimiz alan bir siyasi parti tarafından yeterince temsil edilemediği için boş kaldı. Bu seçmen kitlesi varlığını koruyor.”
Günay’a göre bu kitlenin oranı yüzde 40. AK Parti’den kopmuş ama gidecek yer de göremiyor kendisine. Çünkü halk küçük partilere oy vermek istemez. Oy vereceği siyasi partinin iktidar olacağına inanması lazım.
“Adalet ve Kalkınma partisi artık kendi bloğunu temsil etmiyor. AK Parti’den kopmuş ama gidecek yeri yok. Küçük partilere oy vermek istemiyor. Peki kim temsil ediyor? Dört beş tane parti var biz temsil ediyoruz o bloğu diye. Demokratik hukuk devleti zemini ayağımızın altından kayıp gidiyor. Demokratik hukuk devleti olmaktan çıkıyor. Türkiye’nin bu notaya gelmesinde hepimizin dahli var, hepimizin ödemesi gereken bedeller var. Eğer bu bireysel bir kariyer savaşları değil de hakikaten ülke için bir demokrasi mücadelesiyse, ödeyin kardeşim bedelinizi. Herkes eteğindeki taşları döksün, bir çatı altında toplansın.”
Millet İttifakı ne olacak sorusunu şöyle yanıtlıyor Günay: “Millet İttifakı duracak. CHP olacak ve tek parti çatısı altında birleşen diğer partiler. Bu seçmenlerde büyük bir sinerji yaratır. Bu yeni birliktelik, akılcı iş birliği Millet İttifakının seçimlerden kıl payı değil, büyük bir farkla sonuç almasını sağlar. Demokratik hukuk devletinin sağlam temeller üzerinde inşası mümkün olabilir.”
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024