Fehim TAŞTEKİN
Ermeniler Karabağ’dan sökülüyor. Köklerinden. Tüm dünyanın gözleri önünde. Araba, kamyon ve traktör sırtlarında Ermenistan’a geçenlerin sayısı 100 bini aştı. Ermeni nüfusu tahminen 120 bindi. Bu gidişle geriye biçareler, “Beni burada gömün” diyenler ve kimi (insani-tıbbi-idari) görevliler kalacak. Durum tersine çevrilmezse müzelik bir varlığa dönüşecekler.
Bir taraf için bu bir “etnik temizlik”, diğer taraf için bir “karşılık”. Neyin karşılığı. 1992’de Ermenistan ve Karabağ’dan sürülen, Hocalı’da katledilen Azerbaycanlıların karşılığı. “Göçertme”, “etnik temizlik” hatta “soykırım” yorumlarına açık bir gelişme tarihi bir referansla hafifletiliyor, mazur gösteriliyor ve tepkiler bastırılıyor. Bir cenah için Ermenilerin yaşadıkları müstahak. Birinin narası ötekinin çığlığını bastırıyor. “İnsani trajedi” diyen çıkarsa da “Hocalı’dan neden bahsetmiyorsun” diye üzerine yürünüyor. Peki sürülenler de dönüp “Bakü’deki Ermenilere, Sumgait ve Gence’dekilere ne oldu” diye sorarsa ne olacak? Ya da referans çubuğunu 1915 ve öncesine koyarlarsa? Sonuçta sınırın öte tarafındakilerin Ağrı’ya bakarken gördükleri sadece bir dağ değil! Televizyoncusu sunumuna “30 yıl önce bu yollardan Azerbaycan Türkleri geçti, öyle arabayla falan değil, yalın ayak, karların altında” diyerek başlıyor! İnsanın kanını donduran olumlama ile…
Her bir trajediyi ötekine bağlamak lanet bir döngünün devamlılığına hizmet ediyor. Bölge yine intikam çıkmazında. Yıllar içinde insanlığın çıkardığı dersler, elde ettiği tecrübeler, insani hukuk alanında geliştirdiği kavramlar ve uluslararası ilişkilerde ulaştığı mekanizmalar geçmişteki acıların bugün yeni yaralar açmasına izin vermemeliydi.
***
Jeostratejik çıkarlar ve konjonktürel gerçeklikler silahı güçlü olanın argümanına da güç katıyor. Azerbaycan tarafı, Devlet Başkanı İlham Aliyev’in Karabağ Ermenilerine eşit vatandaşlık hakları sunduğunu, Karabağlıların ülkenin çok uluslu toplumunun bir parçası olmasını istediklerini, kimseye “gidin” denilmediğini söylüyor. JAMnews’e konuşan Azerbaycanlı bir siyasi gözlemci Karabağ’ın boşalmasını “Karabağ Ermeni toplumunun büyük bir siyasi hatası" olarak nitelendirip ekliyor:
"Ne de olsa, objektif olmak gerekirse, terörle mücadele operasyonu sona erdikten sonra kimse onları tehdit etmedi."
Evet objektif olmak gerekirse muzafferanın yarattığı kakofonide “Ermenilerin Aliyev’e neden inanmadıkları”, “neden kendilerini güvende hissetmedikleri”, “neden korktukları” ve “Azerbaycan içinde kendilerine bir gelecek göremedikleri” soruları duyulmuyor. Aralarında “Ya ölürüm ya hapsedilirim” demeyen kaç kişi çıkar? Ve bunu diyen insanları temin edecek eylemler neden resmi söylemlere eşlik edemiyor? Kuşatılmış, bombalanmış ve silah zoruyla teslim alınmış bir bölgenin halkından bahsediyoruz. Gözaltına alınan Artsakh (Karabağ) Cumhuriyeti'nin eski liderlerinden Ruben Vardanyan "terörizmi finanse etmekle" suçlanıyor. Vardanyan suçlu ya da değil, kendisine kefil olabilecek durumda değiliz fakat Aliyev’in kasasında düşman bir tarafa karşı atfedilecek suçtan bol ne olabilir? Arkada düşmanlıklarla dolu uzun bir tarih yatıyor. Birinin suçlusu, ötekinin kahramanı. Yakalama emri çıkartılan kara liste şimdilik 300 kişilik. Ama kaçırtma etkisi açısından 100 binlik!
***
Şimdi asıl soru şu: Aliyev, ABD ve AB’den gelen çağrılar üzerine uluslararası bir heyetin Karabağ’a gitmesine izin veriyor. Birincisi bu gözlemciler kalanlar için bir güvence olabilecek mi? İkincisi göçenlerin geri dönüşüne imkân veren bir açılım sağlanabilecek mi? Bu iki konu için ne tür güvenceler konuşuluyor?
Ermenilerin öngörülerine bakılırsa Karabağ’ı terk ettikleri o koridor bir daha kendilerine açılmayacak.
Muhtemelen Ermenistan ve Azerbaycan arasında varılacak kalıcı barış anlaşması için Ermenilerin güvenli bir şekilde dönüşü pazarlık konusu edilecek. Bu konuda liderler arasında 5 Ekim’de öngörülen Granada buluşmasında taraflar renk verecek.
Karabağ Ermenilerinin durumu ve dönüş meselesi geleceğe fırlatılmış bir avuntu gibi duruyor. Bu konu açıldığında Aliyev muhtemelen söze “Erivan’dan kovulmuş Azerbaycanlıların dönüşü” diye başlayacak. Sözler yok Bakü’nün Alevileri, yok Erivan’ın Azerbaycanlıları diye birbirine dolaşıp gidecek. Ermeni lider Samvel Şahramanyan’ın imzasıyla 28 Eylül'de yayımlanan kararname Aliyev’in Karabağ’da işini peşinen kolaylaştırdı. Kararnameye göre Astrakh Cumhuriyeti 1 Ocak’a kadar kendi varlığına son verecek. Ermenistan’ın eli hepten boşaldı, masaya koyabileceği bir şeyi kalmadı.
Yazar Vicken Cheterian “Karabağ’ın, Ermeni Artsakh’ın dağlarında geceler soğuk olur. Kalabalık düşmanlarımız kapımıza dayandığında dostlarımız kayıplara karıştı” diyerek Rusya, AB ve ABD’yi iğneliyor. Sonra dönüp çuvaldızını Ermenistan’a batırıyor:
“Küçük devletler, küçük uluslar yalnızca bir kez hata yaparlar. Ermenilerin tarihine bakıldığında tek bir hataya bile yer olmadığı, tek bir yenilginin bile ölümcül olabildiği görülüyor. Azerbaycan 19 Eylül’de yaralı kartal Artsakh’a saldırdığında, Ermenistan bile yardım etmek için orada değildi.”
Karabağ’ın eski Dışişleri Bakanı David Babayan da gözaltına alınmadan önce "Karabağ kendi başına bırakıldı: Rus barış güçleri pratikte yükümlülüklerini yerine getirmedi, demokratik Batı bizden yüz çevirdi, Ermenistan da yüz çevirdi" demişti. (Ermenileri yalnız bırakan jeostratejik ve politik gerçekliklere değindiğim üç yazımı buradan okuyabilirsiniz: “Kuşatılmış, bombalanmış ve silah zoruyla teslim alınmış bir bölgenin halkından bahsediyoruz.”; “Rusya için mesele şah mat mı?”; “Karabağ hamlesi ve Aliyev’in güvendiği dağlar”)
Son söz de Cheterian’ın olsun: “Şimdi Karabağ'ın tüm nüfusu Azerbaycan ordusunun elinde rehineyken Azerbaycan’ın hükümdarı Aliyev onların zorla ‘entegrasyon’unu ilan ediyor. Bu düşünce karşısında aklıma toplama kamplarının görüntüleri geliyor.”
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları








































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.12.2025
15.12.2025
8.12.2025
26.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025