Fehmi KORU
Siyasilere bir şeyler oldu; kim ağzını açarsa etraftaki çoluk-çocuğun kulaklarını kapatmak gerekiyor…
Televizyonlarda haber saatleri ‘genel izlenime açık’ logosuyla yayımlanıyor; oysa bazı konuşmalar için ‘+18’ işareti gerek.
Geçmişte bir vesile düşmüş ve ‘küfür’ konusunda aczimi dile getirmiştim. Çevrem sebebiyle, ne kadar kızarsam kızayım ağzımdan küfür sözcükleri çıkmaz. Şimdilerde bazı çocukların ağzından çıkan küfürleri işitince yüzümün kızardığını hissederim.
Küfür konusundaki aczimi paylaştığım yazımı okuyan akademisyen bir dost uyardı; önemli bir iş insanı okurum bizzat derlediği ve bir kitapçık haline getirdiği müstehcen atasözleri ve deyimlerini elden ulaştırdı.
Okudum.
Bilmez değildim, edebi eserlerini takdir ettiğim Hulki Aktunç’un ‘Büyük Argo Sözlüğü’nü, merakımdan, baştan sona zaten okumuştum.
Ağzının bozukluğuyla tanınan siyasiler neyse, siyasi hayatı boyunca efendiliğiyle öne çıkmış olanlar da şu sıralarda bana hayal kırıklığı yaşatıyor.
En son örnek Kemal Kılıçdaroğlu…
CHP genel başkanlığını son kurultayda kaybetmiş Kılıçdaroğlu’nun YouTube kanalında kendisiyle ilgili yorum yapan Fatih Altaylı hakkında sarf ettiği cümleler yenilir yutulur gibi değil.
Neler söylediğini buraya aynen taşıyamayacağım…
Yorumda kendisini öfkelendiren neler söylenmiş olabilir?
En göze batan cümle şu: “Bilerek ya da bilmeyerek AKP’ye çalışıyor, muhtemelen bilerek.” Küfür sözcükleri arasında Kılıçdaroğlu’nun en çok alıntıladığım bu cümleye öfkelendiği anlaşılıyor.
Bilerek veya bilmeyerek AK Parti’ye çalıştığı iddiasına…
Ağır bir iddia olduğu açık, ancak bir kanaatin dışa vurumu bu. Özellikle son cumhurbaşkanlığı seçiminde, seçilemeyeceği yolunda uyarıldığı halde adaylıkta ısrarcı olması, bazı gözlemcileri böyle bir kanaate sevk etti.
Doğru veya yanlış, sonuçta bir kanaat bu.
Kılıçdaroğlu’nun kendisi de, yine son günlerin tartışma konularından olduğu için biliyoruz, uzun bir süre aynı masayı paylaştığı Meral Akşener hakkında benzer bir kanaate sahip.
Şu sözler ona ait: “Sayın Akşener’i daha sonraki süreçte Saray’da görünce doğrusunu isterseniz şaşırmadım... Yaşadığımız bu topraklarda maalesef ihaneti de görebiliyoruz.”
İçinde ‘ihanet’ sözcüğü geçtiği için Kılıçdaroğlu’nun sözlerinin kendisini öfkelendiren yorumdan hiç aşağı kalır yanı yok. Belki daha da ağır.
Akşener hakkında olunca paylaşılabilir görülen bir kanaat, kendisi ithamın öznesi olduğunda neden küfürlerle karşılanmaya layık görülebiliyor?
Her iki iddia da sonuçta birer kanaat.
Kılıçdaroğlu, son cumhurbaşkanlığı seçimindeki tavrıyla, AK Parti’ye çalışmış olabilir mi?
Meral Akşener, Saray’a çıkıp samimi bir görüntü verdiğine göre, seçim sürecinde masadaki diğer siyasilere ‘ihanet’ etmiş midir?
Doğrusunu söylemem gerekirse, her iki görüşün, hem siyasete yakın duran gözlemciler arasında hem de geniş toplumda, hiç de az olmayan taraftarı var.
[Akşener’in adaylığını koyduğu 2018 cumhurbaşkanlığı seçiminden bir ay önce, yakın mesai arkadaşlarından birine, “Bana nedenini sorma, adamı cumhurbaşkanı seçiyoruz” dediği iddiası da var, ama o başka bir yazı konusu olmayı hak ediyor.]
Konuya eski bir genel başkanın öfkeyle kullandığı hoş olmayan sözcükler açısından yaklaşıyorum ama önemsediğim bir başka yön daha var: Kanaatlerin ifade edilmesine tahammülsüzlük yönü…
CHP’nin eski genel başkanı kendisine yönelik küfürsüz ve hakaret içermeyen bir yoruma ağız dolusu sıfatlar kullanarak karşı çıkıyor…
Bu da beni yakışıksız cevaptan daha fazla rahatsız ediyor.
Özellikle, söyleyen CHP’nin ‘helalleşme’ sürecini başlatan genel başkanı olduğu için…
Son seçimde ilk kez CHP’ye oy vermiş ve verebileceğini kamuoyu yoklamalarında ‘kararsız’ grubunda yer alarak belli etmiş kalabalık bir kitle, devran değiştiğinde nelerle karşılaşılacağı merakında.
AK Parti gidip iktidara CHP gelirse…
Görüş, kanaat ve yorumlara tahammülsüzlük devam edecek, kişisel hayata geçmişte yaşanan türden müdahaleler yeniden görülecek, olur olmaz suçlamalarla fikir ve ifade, girişim ve ibadet özgürlükleri sınırlandırılacak mı?
Merak bu ve oylarını CHP’ye vermeyi düşünebilecek durumdaki pek çok insan, bu sorularına cevap alabilmek için, CHPli bilinen kişiler ile medyadaki temsilcilerini yakından izliyor.
Kılıçdaroğlu’nun tavrı ürkütücü.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025