Fehmi KORU
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Abdullah Öcalan Meclis’e gelsin, PKK’ya silah bırakma çağrısında bulunsun” çıkışıyla başlayan sürecin birinci aşaması hayırlısıyla tamamlandı.
Bahçeli’nin “Kurucu Önder” sıfatını yakıştırdığı Öcalan Meclis’e gelmedi ama, sesinin yine de muhataplarına ulaştığı, PKK’nın kendini feshettiği haberinden anlaşılıyor…
PKK militanları silahlarını bir yerlere bırakacaklardır.
Nereye bırakacakları herhalde kararlaştırılmıştır.
İktidar cephesi ile Öcalan arasında mekik diplomasisi yürüten DEM Parti sözcüleri, bundan sonraki aşamanın devletten beklendiğini açıklayıp duruyorlar…
Kamuoyuna yansıyan beklentiler çok yönlü. İlk bakışta büyük tepkiler çekeceği düşünülen beklentiler de var konuşulanlar içerisinde, kolaylıkla yerine getirilebilecekler de…
Muhtemelen taraflar gelişmeleri takvime de bağlamışlardır.
Umarım, her şey bundan sonra da yolunda gider…
Temennim endişemi dışarıya mı vuruyor?
Evet, doğru, endişeliyim.
SÜRECİN BAŞARISINI MHP’YE BORÇLUYUZ
Ancak, sürecin buraya kadarının gerçekleşeceğinden de endişe duyuyordum, ama hep birlikte gördük; geçmişte çok daha sağlam bir zeminde başlatılan süreç bir çırpıda akamete uğrayabilmişken, bu defa denenen, olmayacağı sanıldığı halde sonunda gerçekleşebildi.
Kolaylığı, herhalde süreci başlatanın MHP lideri olmasına borçluyuz.
Anavatan Partisi iktidardayken, Turgut Özal, gemi azıya almış terörü bitirme amaçlı girişimlerde bulunmuş, ancak başarıya ulaşamamıştı.
Yakın zamanlarda, arkasına Milli Güvenlik Kurulu (MGK) desteğini de alarak, AK Parti, 2009 yılında, bu alanda arayış içerisine girileceğini dolaylı yollardan duyurduğunda da, arayış süreç halini alamadan karşısında MHP’yi bulmuştu.
Sonrasında, deneme 2013-2015 arasında süreç haline dönüştürüldüğünde, oluşturulmuş ‘Akil İnsanlar Heyetleri’ gittikleri her yerde MHP’lilerin protestolarıyla karşılanmışlardı.
Bir önceki bütün denemelerde çözüme en ciddi engel olan MHP, bu defa süreci başlatınca, mümkün görünmeyen gerçekleşmiş oldu.
Hiç değilse ilk aşaması…
Bahçeli’nin çağrısının muhatabı olan DEM Parti de, yeni arayış başarıya ulaşsın diye, sıkı durdu. Zaman zaman iktidar cephesinden gelen gevşemelerde bile, DEM Parti yöneticileri, sürece dönük çizgilerini ve umutlarını korudular.
İlk başlarda sürprizle karşılaştığı görüntüsü veren AK Parti cephesi de sonrasında süreçten yana tavır alabildi.
[Şimdiye kadar, ‘çözüm süreci’ veya yalın halde ‘süreç’ sıfatları, girişimi yürütenler tarafından kullanılmıyor, başkalarının kullanımına da iyi gözle bakılmıyordu. Ancak artık karşımıza çıkan tabloya rahatlıkla ‘süreç’ de, ‘çözüm süreci’ de denilebilir. Ben de o sözcükleri rahatça kullanıyorum.]
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan direnseydi, süreçte bu aşamaya kadar gelinemezdi.
Sürece ‘Terörsüz Türkiye’ adının iliştirilmesi toplumsal ve siyasal muhalefetin karşı çıkışını sınırladı.
İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu’nun 23 Nisan resepsiyonunda DEM Partililerle samimi görüntüler vermesini de bu tabloya eklemek gerekiyor.
[Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ’ın cezaevinde oluşu da sonuç almayı kolaylaştırmış gibi.]
OLUMSUZLUĞU BAŞARIYA ÇEVİREBİLME BECERİSİ ŞART
Merak edilen, bundan sonraki aşamalarda nelerin bulunduğu…
İkinci aşamada inisiyatifi iktidar cephesinin eline alması gerekiyor.
Önünde değerlendirebileceği uygun bir zemin var.
Ülkemiz daha önce hiçbir iktidar döneminde görülmediği kadar kutuplaşmış durumda.
Demokratik hak ve özgürlükler, anayasa koruması altında bulunmasına rağmen, kullanılmaya kalkışıldığında müdahalelerle karşılaşılıyor.
Cezaevleri farklı kanaat ve görüşlerini paylaştıkları için yargı duvarına çarptırılmış insanlarla dolu.
Milletten oy almış olmak yeterli sayılmadığı için milletvekili seçildiği halde Meclis’teki yerini almayan bir milletvekili ile, seçildikten ve göreve başladıktan sonra gözaltına alınıp tutuklanmış belediye başkanları var.
Bazı belediyeler ‘kayyım’ ile yönetiliyor.
Ekonomi perişan halde. Tedbirler alınıyor, ama işe yaramıyor. Faizlere indir-bindir yapılıyor, her iki halde de ekonomi kötüye gidiyor. Dikişlerin tutmayışına, yine, demokratik hak ve özgürlükler konusundaki yanlışlıklar sebep gösteriliyor.
Sürecin başarılı olması, ülkenin gerçekten ‘Terörsüz Türkiye’ haline gelebilmesi için zeminin uygun olduğu teşhisim, işte bu olumsuz tabloya dayanıyor.
Cesur olunur ve mevcut tabloyu tersine döndürme yönünde gerçekçi adımlar atılırsa, ülke insanını rahatlatmak mümkün olabilecek…
Ekonominin düzelme yoluna girmesi mümkün olabilecek…
Zindanlar orada zaten bulunmaması gerekenler serbest kalacakları için boşalacak…
Kendilerini ‘eşit vatandaş’ olarak görmeyenler varsa, onlar da bu hislerinden kurtulmuş olacak…
İktidar da kendi eliyle düşürüldüğü “Gitseler de kurtulsak” havasını tersine çevirme imkanına kavuşabilecek…
Aksi halde?
Bu ihtimali düşünmek istemiyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025