Fehmi KORU
Artık Yargıtay’dan da onaylı olmasına rağmen ‘Balyoz’ davası üzerine tartışmalar hız keseceğe benzemiyor. Emeklilik sonrası bile hayatların iç içe yaşandığı bir câmia olan orduda, aynı dönemde görevde bulunan ve yargılanan komutanlar ile yargılanmayanlar arasında huzursuzluk çıktığı anlaşılıyor...
Zira yaşanan huzursuzluk gazete manşetlerine de tırmanmaya başladı.
Daha doğrusu, gerçeklerin ortaya çıkmasına yardımcı olabilecek açıklamalar, üzerlerinde baskı uygulanarak farklı davranmaya zorlanmalarına tepki gösteren komutanlar tarafından, şimdilerde yapılmaya başlandı.
‘Balyoz’da yargılanıp mahkum olanlar, katılmayanların da ceza almasından hareketle, mahkemenin, İstanbul’daki 1. Ordu karargâhında düzenlenen Plan Semineri’ne dayanarak karar vermediğini ileri sürüyorlar.
Kendilerinin suçsuzluğuna tanık olmaya davet ettikleri yargılanmayan komutanlar ise, ısrarla, Plan Semineri’nin izinsiz yapıldığı ve konuşulanların yanlışlığı üzerinde duruyorlar.
Yeni açıklamalara da itirazlar yine aynı noktadan geldi.
Oysa davanın dayandığı temel, ‘izni’nin sonradan kaldırıldığı anlaşılan, buna rağmen yapılan ve ses kayıtlarından bir ‘darbe hazırlığı’ olduğu izlenimi bırakan o seminer... Seminer’ her katılanın dava kapsamı içerisine alınmaması veya seminerde bulunmayanların da yargılanıp mahkum edilmesi bu gerçeği zedelemiyor.
Dava dosyası içerisinde bulunan belgeler de öyle... Bir gazeteciye bavulla gelmiş, bazısı Gölcük’te tesadüfen bulunmuş belgeler, Seminer’e konuşulanların uygulama aşamasına intikal etmesiyle ilgili... Görüşülenler orada kalmamış, hazırlıklar sonradan da devam etmiş...
Garip olan, verdiği talimatların kendi sesinden dinlenebildiği ve sesin kendisine ait olduğunu daha ilk günden itiraf etmiş bulunan komutanın tutumudur. Darbe yapıldığında ilk gün kimlerin derdest edileceği, derdest edilenlerin nereye götürüleceği talimatını veriyor o komutan, henüz güncellenmediği için ismi listede bulunmayan bir devlet memuru yüzünden astını azarlıyor; kayıtlar ortada. Seminer’in gerçek amacı belli ki hayli farklılaştırılmış...
“Ne bu?” demeye kalkan, “Mahkeme Seminer sebebiyle ceza vermedi” cevabıyla susturulmak isteniyor...
Aytaç Yalman, onun ardından Hilmi Özkök amacından farklılaştırılmış Seminer’e zamanında karşı çıkmış, yapanı sözlü olarak ayıplamış... Son açıklamalarından bunu anlıyoruz.
Plan Semineri’nin dikkatlerden kaçan bir yönü daha var: Zamanlaması... İstanbul’daki seminer, Amerikan askerlerinin Irak’ı işgal etmek üzere yurdumuz topraklarında konuşlanmasına izin vermek üzere Meclis’e sunulmuş tezkerenin görüşülmesinden kısa süre sonra yapılmış... Tezkere 1 Mart’ta (2003) Meclis’te görüşüldü, Plan Semineri de 5-7 Mart (2003) tarihleri arasında 1. Ordu karargâhında gerçekleştirildi.
Tezkere kabul edilse ve Türkiye ABD’nin savaşına dahil olsaydı gelişecek olaylar öngörüsüyle yapıldığı belli oluyor Seminer’in... Sayıları 60 bini bulacak Amerikan askerlerinin ülkemizdeki varlığı anti-Amerikanizme yol açacak, halk sokaklara dökülecek, bu arada sonradan Irak’ta başgösteren terör savaşın parçası haline dönüşen Türkiye’yi de hedef alacaktı...
Sıkıyönetim ilânının kaçınılmaz olacağı günleri öngörmekteydi izni kaldırılmış seminer...
Reddedilmesi tezkerenin, komutanlar arasındaki ayrışmanın ve semineri dava konusu haline getiren sürecin de sebebidir.
Hayırlı bir tartışma bu... Ancak komutanlar daha açık konuşmalı.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
26.09.2025
19.09.2025
18.09.2025
16.09.2025
22.08.2025
19.08.2025
17.08.2025
15.08.2025
14.08.2025