Fehmi KORU
Aktif bir sosyal medya kullanıcısı değilim; ara sıra “Ben de furyaya katılsam mı?” diye içim içimi yemesine ve yazılarımdan haberdar edilen hatırı sayılı bir ‘takipçi’ grubum bulunmasına rağmen kendimi dizginliyorum...
Her gün kimlerle görüştüğüm, nerelere uğradığım, ne okuyup, hangi filmleri izlediğim herhalde ilgi çekerdi; ancak neden kendimi teşhir edeyim? Herkesin gözü önünde yaşanan hayat, gerçek bir hayat mıdır?
Sosyal medya kullanıcılarına hiçbir itirazım yok. Günümüz insanı biraz böyle; hayatı yaşamaktansa yaşar gibi görünmeyi tercih ediyor... Konuşmanın yerini 140 karakterlik kısacık metinlerle yazışmak alacak neredeyse...
Yoksa çoktan aldı mı?
Bir siyaset adamı, takipçilerine, ikibin kişilik tasfiye listesi içeren bir istihbarat raporunun başbakana sunulduğunu bildirmiş 140 karakterle; günlerdir bu tartışılıyor. Siyasetçinin “Yahu, bu bilgi bir gazetenin manşetindeydi; benim bütün yaptığım onu aktarmak” demesi fazla bir anlam taşımıyor...
Kısacık bir notun dolaşıma girmesinin bir gazete manşetinden daha önem taşıması... Şaşırtıcı gerçekten...
Tehlikeli de... Sadece kimliğini gizleyerek salvosunu gönderenler değil, adlı adınca salladığı yalanlarla ortamı bulandıranlar yüzünden de tehlikeli. Eskiden bir yalanın ilk uydurana geri dönüşü çoğu kez günler alırdı; şimdi birkaç saniye içerisinde dünyayı dolanabiliyor bir yalan...
Dikkat ediyorum, son zamanlarda geleneksel medyadan çok sosyal medyadan ulaştırılan —büyük bölümü kuyruklu yalan veya yakıştırma— haberlere itibar edilmeye başlandı. Kerli ferli yabancılar, ciddi bilinen çevreler, kendilerine ulaşan 140 karaktere indirgenmiş bilgilere dayanan açıklamalar yapıyor, politikalar belirliyorlar.
Özellikle Türkiye söz konusuysa...
Neden acaba?
Galiba sebep, artık ‘kaziyye-i muhkeme’ (kesinleşmiş karar) muamelesi gören Türkiye ile ilgili yargılar: ‘En fazla sayıda gazeteciyi cezaevlerinde tutan ülke’ yargısı... ‘Medya patronlarının siyasi baskı altında oldukları’ yargısı... ‘Denilenleri yerine getirmeyen patronların vergi cezalarıyla terbiye edildikleri’ yargısı... ‘Siyasi baskı altındaki patronların medya organları üzerinde baskı oluşturduğu, uymayanları kovduğu’ yargısı...
Ve buna benzer başka yargılar...
‘Türkiye’de gazeteler gerçekleri yazamıyor’ kanaati, ülkemizi yakın takibi altında tutan yabancı çevrelerde, siyasi kuruluşlarda, medyada etkili bugün... Onlar da gazetelerde okuduklarına değil, telefon cihazlarının ekranlarından kendilerine ulaşan birkaç satırlık notlara itibar ediyorlar...
Bunu fark edenler de işi gücü bırakmış, onlara yeni malzeme sağlama çabasında...
Kınadığım sanılmasın; yeni dünyanın gerçeği bu... Biraz zorlarsanız, bu gelişmenin, her türlü mazarratına rağmen, demokrasi için yararlı sonuçlar doğurabileceğini de söyleyebilirim. Yönetimleri daha dikkatli davranmaya mecbur edeceği için...
Ak Parti hükümeti bu tehdidin farkında; çeşitli tedbirlerle baş etmeye de çalışıyor. Ancak esas yapması gereken, yukarıda sıraladığım Türkiye’ye ilişkin kesinlik kazanmaya başlamış ‘yargıları’gecikmeksizin ortadan kaldırmak olmalı: Cezaevlerinde tek gazeteci kalmamalı... Medya üzerinde siyasi baskı olduğu görüntüsünü silecek yeni bir üslûp bulunmalı...
‘Yeni Türkiye’ için herşeyden önce ‘yeni dünya’yı anlamak şart...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025