Fehmi KORU
Şansınız en büyük başbelânız da olabilir. Başka örneğe hiç gerek yok; ‘güzel ve yalnız’ ülkemize bakmak yeterli...
Dünyanın en değerli arsalarından birine sahip Türkiye. Stratejik önemi tartışmaya gelmez. Enerji kaynaklarının geçiş noktasında. Şaşaalı bir tarihi var. Genç, üretken ve kalabalık bir nüfusla girdi 21. yüzyıla. İslâm Dünyası’nın bir parçası, ama Avrupalı aynı zamanda; ‘dünya lideri’ gözüyle bakılan ABD’nin en fazla ilgi gösterdiği coğrafyada onunla ‘eşit düzeyde’ ilişki kurabilme yeteneği de bulunuyor.
Böylesine ‘şanslı’ bir ülkede yaşıyoruz...
Hiç kuşkusuz ‘şanslı’ bir ülkeyiz, ama bu da başımızın sürekli ağrımasına yol açıyor...
Türkiye’yi kendi başına bırakmıyorlar. İçimize kapanmamıza da, büyüklük hayalleri kurmamıza da, hayallerimiz istikametinde davranmamıza da izin verilmiyor. Kendimiz için seçtiğimiz yollara ‘tehlikeli’gözüyle bakılıyor, dayatılan yol haritaları bile silkinme getirmeye başlayınca haritayı elimize tutuşturanlar ‘tehlike’ zillerini çalıyorlar.
Küçük kalamıyoruz, büyümemiz de istenmiyor...
Sürekli ‘türbülans’ haline düşmemiz bu yüzden: Şansımız başımızın derdi gerçekten...
Ak Parti hükümeti, biraz tarihten esinlenerek, biraz konjonktürü değerlendirerek dünyaya açılmayı amaçlayan bir dış politika izledi. On yılın sonunda Batı’nın gıptayla baktığı, Doğu’nun da esin kaynağı bir ülkeye dönüştük. Ekonomi güçlendikçe, o gücü de dış politikasının emrine verdi Ak Parti hükümeti.
Sonuç? Sonuçta, Türkiye’den ‘bölgesel ve küresel bir güç’ olarak söz edilmeye başlandı.
Günah mı, ayıp mı bu? Değil elbette. Ancak, içte ve dışta, pek çok kesim Türkiye’nin dış politik çizgisini hayalcilik ile suçlayıp durdu. Etrafımızda meydana gelen gelişmeler de hayalleri yıktı. Libya, Mısır ve Suriye’de büyük çapta Türkiye’ye özenilerek başlatılan hareketlilik, en büyük darbeyi, Türkiye’nin dengelerine vurdu.
Tunus da, istifa eden hükümetiyle, Türkiye’nin kaybettiği ülkeler arasına girmek üzere...
‘Küresel güç’ yakıştırması yapılan Türkiye’nin ‘bölgesel güç’ olma özelliği bile tehlikede...
Olabilir. Şartlar değişip eski durum avdet edinceye kadar buna tahammül edilir...
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Japon gazetecilere söyledikleri biraz bu gerçeğin kabullenildildiğine işaret ediyor. Dediği şu: “Türkiye’nin bölgesel ve küresel güç olmak gibi bir hedefi yok. Türkiye sadece üzerine düşen görevi yapmak suretiyle bir yere oturtuluyor. Diğeri hırs diye tanımlanır ki, bu her zaman tehlikelidir. Böyle bir hırsımız yok.”
Düne kadar ülkemizin büyüklük hayali gördüğünü dillerine dolayan, iddiayı büyük bir balon olarak niteleyip patlatmak için iğne üstüne iğne deneyenler, Başbakan Erdoğan’ın bu açıklamasını nasıl karşıladı? Sevinçle? Şaşkınlıkla? İnanamayarak?
Galiba hepsi... Sonuçta, bu defa, hedef indirimi yaptığı için hükümet eleştirilere hedef haline getiriliyor.
Hırslı olmak kötüydü, şimdi de hırslı görünmemek kötü hale geldi.
Bölgenin —belki de dünyanın— en şanslı ülkelerinden biriyiz, ama bunun sevincini yaşamamıza, getirilerinden yararlanmamıza izin verilmiyor...
‘Güzel ve yalnız’ ülkemiz hem ‘güzel’ hem de ‘yalnız’ olmaya devam edecek gibi...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025