Fehmi KORU
Geçen hafta uğradığım Ağva’da, oranın yerli halkından biri, kasabalarını ziyaret eden kalabalıklardan şikâyet ederken, “Biraz önce fırına uğradım, eve götüreceğim ekmek kalmamış” demişti.
Fırında ekmek kalmaması, Ağvalı şikâyet etse de, kasaba için hayırlı bir olay. Sonuçta, orayı ziyaret eden kalabalık, otelleri, restoranları, kafelerini doldurarak, mağazalarından alış-veriş ederek, şikâyetçi Ağvalı’nın kişisel ekonomisine de katkıda bulunmuş oluyor…
Kendisi farkına varmasa da…
Venezuela’da da ekmek bulunmuyor, ama
Latin Amerika’nın petrol zengini ülkesi Venezuela’nın başkenti Karakas’ta da fırınlarda ekmek bulunmaz oldu.
AP ajansının başkent Karakas’tan geçtiği habere göre, kentte yaşayan her kişi, ayda 35 saatini, gıda maddesi satılan dükkânlar ve fırınlar önünde uzayan kuyruklarda geçiriyor ve daha da önemlisi, sıra kendisine geldiğinde, satın alabileceği ekmek veya peyniri de bulamıyor.
Hükümet 13 Ağustos günü komşu Kolombiya ile sınır kapılarını açtı, tam 380 bin Venezuelalı ilk sekiz gün ne bulduysa almak üzere oraya saldırdı.
Gıda maddesi depoladığı bilinen yerler halk tarafından saldırıya uğruyor.
Başkentin hayvanat bahçesindeki 50 kadar hayvan açlıktan öldü.
Gazeteler ve televizyonlarda en fazla görülen tablo, elinde ‘Açım’ yazan pankartlarla sokakta dilenen insanlar…
Sıradan insanlar… Düne kadar dilenmek nedir bilmeyen, vaktiyle refahı tatmışken şimdilerde fukaralaşmış insanlar…
Bu bilgileri Washington Post gazetesinden aktardım.
CNN-International’ın ülkeye dair yaptığı bir haberde, halkın süt ve un bulmadığı, tuvalet kâğıdı eksikliği çektiği… İlâç bulmakta zorlandığı… Çoktan yok edilmiş sıtma gibi hastalıkların yeniden patlak verdiği… İşsizliğin tavana çıktığı… Bütün bunların şiddete başvurulan suçları artırdığı… ayrıntısı veriliyor.
Harvard Üniversitesi profesörü Ricardo Hausmann “Pek çok hükümet Venezuela’nın bugünkü durumuna düşmeden çok önce ‘iflâs’ ilân etmiştir; Venezuela bunu hiç değilse şimdi yapmalı” diyen bir yazıyı başka bir meslektaşıyla birlikte kaleme aldı diye, ülkenin Cumhurbaşkanı Nicolas Maduro, başsavcıya, Venezuelalı profesör hakkında dava açma talimatı verdi.
Venezuela neden önemli?
Durduk yerde mi Venezuela aklıma geldi?
Hayır.
Venezuela’yla ilgili haberler, bizim gazeteler ve televizyonlarca göz ardı edilse bile, son birkaç aydır dünya medyası tarafından dikkatle takip ediliyor.
Petrol zenginliği sayesinde uzun yıllar boyu yokluk nedir bilmeyen bir ülke, ekonomik dengeleri bozan global değişiklikler yüzünden, çok kısa bir sürede, halkının ‘Açız’ diye sokaklara döküldüğü bir ülke haline gelebildi.
Petrol fiyatlarında radikal bir düşüş yaşandığı için…
Bizde, ülkemizde, fiyatların düşmesinden etkilenme sonucunu getirecek çapta petrol yok… Biz düşen petrol fiyatlarından yararlanan bir ülkeyiz hatta; turizm gelirlerindeki gerilemeye rağmen sırf düşük fiyatlı petrol sayesinde cari açığımızı dengede tutabiliyoruz.
İki ülke arasında benzemezlik ortada.
Ancak yine de bazılarının “Üçüncü saldırı başladı: Ekonomi” diye sunduğu yeni bir gelişme söz konusu.
Reyting kurumları saldırıda
İlki, 17-25 Aralık (2013) saldırısı… İkincisi, 15 Temmuz darbe girişimi… Üçüncüsü de, Moody’s ekonomik reyting kurumunun Türk ekonomisi ile ilgili dünkü olumsuz değerlendirme kararı…
Önce haberi okuyalım:
“Uluslararası kredi derecelendirme şirketi Moody’s Türkiye’nin uzun vadeli yabancı para cinsinden kredi notunu ‘yatırım yapılabilir düzey’ olan ‘Baa3’ten bir basamak aşağıda olan ‘Ba1’e düşürdü ve not görünümünü ‘durağan’ olarak belirledi. / Moody’s’den yapılan açıklamada, not indirimine gerekçe olarak, ‘Türkiye’nin yüksek boyutlu dış fonlama ihtiyacına bağlı risklerdeki artış ve daha önce destekleyici olan borçlanma temellerinde, özellikle de büyüme ve kurumsal sağlamlıkta zayıflama’ gösterildi.”
Moody’s elinde para nereye yatırım yapacağına karar verme çabasındaki yabancılara, “Nereye giderseniz gidin, ama gittiğiniz yer Türkiye olmasın” demiş oluyor.
Daha önce Standart and Poors adlı kurum da aynı kararı almış, ancak “Bize reyting vermeye hakkı yok” denilerek önemsenmemişti.
Moody’s tarafından daha önce 2 Aralık günü yapılacağı ilân edilmiş kararın bugünlere çekilmesi, çoğumuza,‘yeni bir saldırı’ hissini veriyor gerçekten…
Reyting kurumlarının olumsuz kararları, yabancı yeni yatırımların ekonomimize gelmesini engellediği gibi, var olan yatırımcıların ülkemizden çıkma niyetlerini güçlendirme etkisi de taşıyor.
Türkiye’nin, bu kararla, ekonomik yönden bazı sorunlar yaşaması kaçınılmaz gibi.
Acaba bu karar/lar gerçekten bir ‘saldırı’ olabilir mi?
Venezuela bu açıdan benim için önemli.
Yeniden Venezuela’ya dönelim
Petrolü sayesinde refah ekonomisine sahip bir ülke Venezuela.
Zenginliği ABD’nin ve şirketlerinin ilgisini çekmiş iken, bugün halkının sergilediği fukaralık, yalnızca petrol fiyatlarının düşmesi veya ekonominin kötü yönetilmesi yüzünden kapısına dayanmadı.
OPEC’in en büyük 5 ülkesinden biriydi ve 1990’lar boyunca halkı refahtan nasibini aldı.
Sorunlar ilk 2000’li yıllarda yaşanmaya başlandı.
Geniş kitlelere refahı yayma iddiasının sahibi olarak iktidara gelen Hugo Chavez bir dizi radikal karar aldı. Yerleşik düzeni sarsacak kararlar…
Darbe girişimi, evet Venezuela’da da…
2002 yılında (11 Nisan’da) Chavez’e karşı düzenlenen darbe girişimi dönüm noktası oldu.
Chavez’e sadık subaylar ile kendilerini tankların önüne atacak kadar lidere bağlı halk katmanları sayesinde darbe girişimi başarısız oldu. Chavez iktidarı 47 saatliğine kaybetti, direniş sayesinde geri döndü.
Darbe girişiminden ABD yönetimi suçlandı, Chavez tarafından…
Fazla uzatmayayım.
Birçok bakımdan birbirine benzemese bile, arayan, Venezuela ile Türkiye arasında ortak noktalar bulmakta zorlanmaz.
2001 yılında, darbenin kısa süre öncesinde, enflasyon yüzde 12,5 iken, hemen ertesinde başlayan gerilim, ekonomiyi zorladı. Bugün enflasyonun yüzde 700 üzerinde olduğu sanılıyor; bazı ekonomistlerin tahmini yüzde 1000’i buluyor.
Halkı ‘Açız’ diye sokaklara döken de bu zaten…
Kasti midir Venezuela’da yaşananlar, dışarıdan gelen bir ‘saldırı’ sonucu mudur?
Pek çok yerli gözlemci ekonomideki olumsuz gidişten Chavez-sonrası kötü yönetimi sorumlu tutsa da, suçlayıcı parmaklar genellikle ABD’nin ülkeye karşı tavrına uzanıyor.
Nicedir Venezuela’yı bu gözle ele almayı düşünüyordum, “Aman ha, dikkatli olalım” mesajını ilgililere vermek için…
Ertelememin sebebi “Nasıl olsa biliyorlardır” düşüncesiydi.
Şimdi sizlerle paylaşıyorum; önümüzdeki dönem ‘saldırı’ boyutu çok konuşulacağı için, Venezuela örneğini sizler de bilesiniz diye…
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025