Fehmi KORU
Film daha en başta çarpıcı sahnelerle insanın merak duygusunu gıdıklıyor…
Bir kadın gazeteci, uzun çabalar sonucu Robert Redford’un canlandırdığı kişiyi (Dr. Thomas Harbor) karşısına oturtmayı başarıyor. Dr. Harbor bütün semavi dinlerin zaten öngördüğü “Ölümden sonra hayat vardır” tezini dini tarafını bir tarafa bırakarak bilimsel yöntemlerle ispatladığı iddiasındaki bir bilim adamıdır.
İki yıl önce, tezini laboratuvarında yaptığı kapsamlı deneylerle ispatladığını kesin sözlerle açıklamıştır Redford ve ardından dünyada bir fırtına esmeye başlamıştır: Esas mutluluğa erişme garantisi olduğu için kendini öldürenler fırtınası…
Charlie McDowell‘ın yönettiği filme göre, “Öte dünya var ve esas mutluluk orada” tezinin bilimsel olarak ispatlandığını işiten milyonlarca kişi.. bir an önce o hayata kavuşmak için.. hiç tereddütsüz intihar yolunu seçmiş oluyor…
Gazeteci, “Bu sizin eseriniz, kendinizi o insanların ölümünden sorumlu hissediyor musunuz?” diye sorar filmin girişinde… Redford’un canlandırdığı doktor “Hayır, asla” cevabını verir.
Onun bu sözünü duyan TV programı çekim ekibinden biri, hemen oracıkta, cebinden çıkardığı tabancayla intihar eder.
“Baştan sona bu konu etrafında geçen bir film ilginizi çeker miydi?” diye sizlere soruyorum ben de.
Ne yalan söyleyeyim, benim ilgimi çekti ve 2017 yapımı filmi sonuna kadar izledim.
Dindarlık araştırması
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan konusunu önceden bilse ‘Discovery’ (Keşif) filmini izlemezdi herhalde.
Kanaatimin sebebi, bugün çıkan yazısının ilk bölümü…
“GÜYA dindarlık araştırması yapıyorlar.
Sordukları soru şu:
Cennete gideceğinizden emin olsanız, cennete gitmek için şu an ölmeyi düşünür müsünüz?”
*
Ne kadar da saçma bir soru!
Ne kadar da sapan bir soru!
Ne cevap versin kendini dindar olarak nitelendiren kişi, bu saçma sapan soruya?”
Evet, bir araştırma şirketi bir dindarlık araştırması yapmış; ne derece ciddi bir araştırma olduğunu bilmiyorum, ama insanlarımızın düşünce dünyalarına ışık tutucu yönleri olduğu muhakkak sorular sorulmuş araştırmada.
Sorulardan biri de bu: “Cennete gideceğiniz kesin olsa; şu an Cennete gitmek için ölmeyi düşünür müsünüz?”
Şirketin araştırma raporuna göre, bu soruya ‘Evet’ cevabını verenlerin oranı yüzde 15, ‘Hayır’ diyenler ise yüzde 65; geri kalan yüzde 20 soruyu cevapsız bırakmış…
Daha önce de deneklere şöyle bir soru yöneltmiş araştırma şirketi: “Öldükten sonra dirileceğinize ve bu dünyada yaptıklarınızdan hesaba çekileceğinize inanıyor musunuz?”
Bu soruya deneklerin yüzde 9’u “Hayır, Öldükten sonra dirileceğime ve bu dünyada yaptıklarımdan hesaba çekileceğime inanmıyorum” cevabını vermiş. “İnanıyorum” diyenlerin oranı yüzde 73…
“Araştırma ciddi ise” ihtiyatımın bir sebebi bu soru ve o yüzde 9’luk cevap. Çünkü, aynı ankette, kendisini ‘ateist’ olarak tanımlamış olanların oranı yüzde 4 görülüyor.
Tezat değil mi bu?
Ahiret inancı olan insanların Cennet beklentisi yok mudur? Vardır. Araştırma gerçekten ciddi ise, Ahmet Hakan’ın saçma sapan bulduğu soruya verilen cevaplar inançlı insanların rasyonel olduklarını öğrenmemize yarıyor.
Araştırmayı yapan şirketin bu sorudan sonra yaptığı yorum ise yanlış.
O yorum şu:
“Allah’ın istediği, Peygamber’in gösterdiği istikamette, düzgün bir yaşayışın ödülü olmanın ötesinde Allah’ın lütfu olan cennet hayatı her Müslüman’ın hedefidir. Ancak dünya cezp ediciliği ile insanı kendine meftun eder.”
Soruyu kendime sorulmuş saydım, ben de bedavadan gitme düşüncesini benimsemedim, ama bunu yaparken ‘dünya hayatının cazibesi’ gerekçesi aklımın ucundan bile geçmedi.
Konu neden önemli?
Şundan: İnsanoğlu bu dünyada yaptıkları ve söylediklerinden hesaba çekileceğine inanırsa, yaptığına ve söylediğine dikkat eder, başkalarına karşı davranışlarında hep bu inancın etkisiyle hareket eder.
İyi insan ve iyi vatandaş olmanın bir yolu büyük çapta o inançtan geçtiği kadar, toplum içerisinden sorumlu makamlara gelmiş olanların yönettikleri kitlelerle ilişkileri de bu inançtan olumlu etkilenir.
Avrupa’nın bazı ülkeleriyle aramızın açılmasına sebep olmuş ‘Hitler polemiği’ni düşünün… Alman ve Hollandalı politikacılar, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendilerini “Adolf Hitler gibi olmak” ile suçlamasından ne kadar rahatsız olmuşlardı.
Basit sorum şu: Hitler öte dünya inancına gerçekten sahip biri olsa.. yaptıklarından hesaba çekileceğine inansa.. temerküz kampları kurar ve o kadar insanı ölüme gönderir miydi?
Devletleri yönetenler.. sorumluluk içerisinde davranıyorlarsa.. bu bir yönüyle öte dünya inancıyla da yakından ilgilidir…
Aynı zamanda devlet başkanı olan Hz. Ömer’in Dicle nehri kenarında bir koyunu kurt kapsa ondan da kendisini sorumlu tutması bu yüzden değil midir?
Filmle başlamıştım, yine onunla bitireyim: Robert Redford’un canlandırdığı bilim adamı, yeni icadı makinasında, ölmüş insanların zihinlerini okumaya çalışır ve bulduğu, insanların o son anlarında hayattayken yanlış yaptıkları şeylerden pişmanlık duydukları gerçeğidir.
En büyük ‘Discovery’, keşif, budur işte.
Yazarlar
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025