Fehmi KORU
AK Parti kurucusu.. AK Parti hükümetinin ilk başbakanı.. AK Partili ilk cumhurbaşkanı.. uzun yıllar AK Parti dış politikasını belirleyip uygulayan dışişleri bakanı Abdullah Gül.. dün öğle saatlerinde.. şu açıklamayı yaptı:
“Gazetecilerin her zaman tutuksuz yargılanmasının doğru olduğunu söylemişimdir. Şimdi de gazetecilerin tutuksuz yargılanmasının daha doğru olacağını düşünüyorum.”
Cumhuriyet gazetesinin yönetici ve yazarlarını yargılayan mahkeme, akşam saatlerinde, dördü dışındaki sanıkların tutukluluk haline son verdi.
Keşke hepsini tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraksaydı.
Gazeteci ve yazarlara imtiyaz
Önce bir kanaatimi kayda geçirmek isterim: Ben tutuksuz yargılanma kuralının yalnızca gazetecilere uygulanmasını isteyenlerden değilim; delil karatma ve kaçma ihtimali bulunmayan herkes bu kuraldan yararlanmalı.
Gazeteciler ve yazarlar ise yazdıkları veya açıkladıkları görüşler yüzünden yargılanmamalı; başka sebeplerle yargılanacaklarsa, delilleri karartıp karartmayacağına, kaçma ihtimali bulunup bulunmadığına bakılmadan tutuksuz yargılanmalı…
Karartılacak delil ne olabilir ki yazı erbabı için? Bırakın, kendisini kabul edecek bir ülke bulabiliyorsa, kaçacaksa da kaçsın…
Yazarak görüşlerini kitlelerle paylaşan kişilerden kimseye zarar gelmez. Görüşlerin ifadesini sınırlayan, insanlarını söyleyip yazmaktan uzak tutan bir ülkenin kendisi zarardadır.
Cumhuriyet gazetesi mensuplarının çoğunun tutukluluk haline son veren kararın sahibi mahkeme heyeti, kararında, 11. Cumhurbaşkanı Gül’ün açıklamasından etkilenmişse, şimdilerde devletin önemli koltuklarında oturan şahsiyetlerin de aynı türden açıklamalar yapmalarında yarar var.
Yarar var; çünkü Türkiye’yi –ve tabii iktidarı da– dünya-âlem gözünde ‘kusurlu’ muamelesine maruz bırakan, düşünce ve düşünceyi açıklama özgürlüğü konusunda ‘özürlü bir ülke’ olduğumuz kanaatidir.
O kanaat de ülkenin gazetecilerine ve yazarlarına davranışıyla oluşuyor.
Bizde yanlış anlaşılan bir nokta da, “Gazeteciler tutuklu yargılanmasın” tavsiyesinin belli bir meslek grubunu koruma ve kollama olarak yorumlanmasıdır.
“Gazetecilerin imtiyazı mı var?” sorusunu soranlar çıkabiliyor.
Evet, gazetecilerin imtiyazı var. Sadece Türkiye’de değil, demokratik olma iddiası bulunan her ülkede.
İmtiyaz, gazetecilik mesleğinin özelliğinden kaynaklanıyor.
Gazeteci veya görüş sahibi olup düşüncelerini kitlelerle paylaşanlar, başka insanların ‘haber alma özgürlüğü’nü ve toplumsal bilince yardımcı olacak yorumların yapılabilmesini sağlıyor.
ABD, Avrupa, biz ve ben
Bunun özgürce yerine getirilemediği bir ülkenin ‘demokratik’ sayılmadığı bir dünyada yaşıyoruz. ABD bu genişlikte bir özgürlüğü anayasasına ilk değişikliği yaptığı 1791 yılından beri sağlıyor. Avrupa ülkeleri de, Fransız ihtilâli sonrasında (1789), gelişmişliklerine göre, bu yolda yasalar çıkardılar.
Türkiye de, İkinci Meşrutiyet’le (1908) birlikte, o yolda mütereddit de olsa adımlar atmakta.
En ciddi adım da, AK Parti’nin iktidara gelir gelmez üzerinde çalıştığı, meslek örgütleriyle dirsek teması halinde hazırladığı 5680 sayılı yeni ‘Basın Kanunu’ ile atılmıştı (2003).
En tepedeki fotoğrafa bakın: 2000’li yılların başında, ben de, Terörle Mücadele Kanunu’nun 312. maddesini ihlâlden Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılanmıştım; Meclis o maddede radikal bir tanım değişikliği gerçekleştirmeydi muhtemelen ceza da alacaktım.
15 yıl kadar hapis cezası…
Meclis yasada değişiklik yaptı, davanın savcısının yerine yenisi geldi ve mahkeme heyeti de yeni savcının talebine uyarak beni beraat ettirdi.
Bütün yargılama süreci boyunca serbesttim; tutuksuz yargılandım.
Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılandığım halde…
Henüz daha AK Parti kurulmamış ve 28 Şubat’ın şartları devam ediyor iken…
Necip Fazıl’ı ‘Üstad’ bilenler…
Türkiye, İkinci Meşrutiyet’in ilânının ertesi günü fiili bir durumla sansürün işlevsiz bırakılması sonrasında, başka ülkelere bakarak, basın özgürlüğünü önemsemeye başladı. Buna rağmen, Türk basın tarihi, 2000’li yıllara kadar, pek çok olumsuz örnekle doludur.
Cezaevinde yazılmış şiirler, cezaevinde kotarılmış romanlar edebiyatımız bile vardır.
Şairliği yanında döneminde ‘tehlikeli’ sayılan görüşleri de bulunan Necip Fazıl Kısakürek hayatının en verimli olabilecek dönemlerini demir parmaklıklar arkasında geçirmedi mi?
Necip Fazıl, bir Fransız ansiklopedisinin kendisinden, “Öğrenim hayatından daha uzun süre hapiste yatmış olan fikir adamı” diye söz ettiğini sıkça hatırlatır, bundan buruk bir iftihar duyardı.
Üstad’ın ikide bir önüne çıkarıldığı mahkemelerde kendisini savunurken yaptığı konuşmalar, kendisi tarafından, ‘Müdafaalarım’ adıyla kitap haline de getirilmiştir.
Örneği Necip Fazıl’dan vermemin sebebini herhalde anlamışsınızdır: Necip Fazıl, iktidarın önemli isimlerinin kendisini ‘Üstad’ olarak tanımladıkları fikir adamıdır. Zamanında Üstad’a reva görülen muameleyi hatırlamaları bile yeterli.
25 Mayıs 1983 tarihinde vefat etti Üstad; gözleri neredeyse görmez hale gelmişti ve gazetede çıkan bir yazısı yüzünden hapis cezası almış, yaşlılığı mazeretiyle cezası ertelenebilecekken, dönemin askeri yönetimi, kendisinin başvurusunu reddetmişti.
Vefat etmeseydi yeniden hapishaneye düşecekti Necip Fazıl…
Türkiye o günleri geride bıraktı.
Bütünüyle geride bırakmalı.
Gazeteciler yazıları ve fikirleri yüzünden yargılanmamalı; başka bir sebeple yargılanmaları gerekiyorsa da tutuksuz yargılanmalı.
ΩΩΩΩ
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025