Fehmi KORU
Farketmişsinizdir; gazeteler bugün neredeyse ortak başlıklarla çıktı; zaten başka bir şey de beklenemezdi: Dün yapılan Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısında alınan.. terfi ve yerinde bırakarak emekliye sevk etme kararları.. herkesin merak ettiği bir sonuçtu.
Sürprizler de olunca medyanın ilgisinin YAŞ üzerinde yoğunlaşması, gazetelerin manşetlerini bu konuya ayırması doğal…
Askeri vesayetli yıllar
Ankara’da uzun yıllar –o yılların çoğunda da Ankara temsilcisi olarak– gazetecilik yaptım; Ağustos ayında yapılan YAŞ toplantısının her defasında önemli sonuçlar doğurduğunu, alınan kararların kurum (TSK) içinde ve dışında yakından izlendiğini bilirim.
O yılların çoğunda ne de olsa Türkiye ‘askeri vesayet’ yükünü sırtında taşıyan bir ülkeydi; o vesayeti kullanacak rütbelilerin kimler olacağı hayati önemdeydi. Yanlış bir tercih ülkenin başına ‘askeri müdahale’ belâsını açabiliyordu.
Süleyman Demirel’in 1980 öncesinde yaptığı vahim yanlış gibi…
‘‘Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Namık Kemal Ersun darbe hazırlığı içerisinde olduğu gerekçesiyle Milliyetçi Cephe hükümeti Başbakanı Süleyman Demirel’in isteğiyle emekliye sevk edildi. Ersun’un yerine geçecek yeni isim için Demirel, Ali Fethi Esener’i, Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ise Adnan Ersöz’ü destekledi. İnatlaşma sürünce her iki paşa da emekli oldu. En kıdemli ‘orgeneral’ olan Kenan Evren’e emeklilik beklentisine girdiği günlerde Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın yolu açıldı. Semih Sancar’ın emekliye ayrılmasıyla birlikte de Genelkurmay Başkanı oldu.’’
Kenan Evren 1977 YAŞ toplantısıyla emekli edilmeyi beklerken oldu bütün bunlar… Kan dökülen 1 Mayıs (1977) olayında pasif bir görüntü çizen ve ‘darbe yapabilir’ gözüyle bakılan KKK Org. Ersun’u emekli etti Milliyetçi Cephe hükümeti. Yerine kimin getirileceği konusunda Başbakan Demirel ile Cumhurbaşkanı Korutürk arasında ihtilâf çıkınca eşyalarını bile toplamış emekliliğe hazırlanan Kenan Evren’e gün doğdu.
Evren önce KKK, ardından da Genelkurmay Başkanı oldu ve sonra da 12 Eylül (1980) darbesini planladı. 1989’a kadar da cumhurbaşkanlığı koltuğunda o oturdu.
Gazetelerin Ankara bürolarının hassas dönemlerde gecenin geç saatlerinde ışıklarının yanıp yanmadığını kontrol etmek için Genelkurmay önüne muhabir gönderdiği dönemlerdi o günler…
Işık yanıyorsa darbe olabileceği düşünülürdü çünkü.
Askeri darbe beklentisi de darbeler kadar Türkiye’yi ve Türk siyasetini yormuştur.
Bugün artık o günler geride kaldı. ‘Askeri vesayet’ kırıldı ve gördüğümüz gibi üniformalılardan kimlerle çalışacaklarına siviller kendileri karar veriyor.
Büyükanıt ve Tağmaç kişilikleri
Kendi hesabıma ben bir gazeteci olarak askerlerin terfi ve atama durumlarıyla en asgarisinden ilgilendiğimi itiraf ederim. 28 Şubat (1997) süreci ufuktan kendini belli etmeye başlayana kadar, Genelkurmay Başkanlığı tarafından bütün etkinliklere, ülke içerisindeki gezilere ve hatta karargâhta az sayıda gazeteciye verilen yemekli davetlere çağrıldığım halde…
Neden ilgilenmezdim hangi komutanlığa kimin geleceği ayrıntısına?
Askerlerin kişiliklerinin nihai kararlarında çok az önem taşıdığına inandığımdan…
Meslektaşlar arasında askeri kesimi çok yakından izleyenler, 27 Nisan 2007 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı internet sitesine gecenin bir vakti konulan ‘e-muhtıra’nın müellifinin Org. Yaşar Büyükanıt olabileceğine çok zor inandılar.
Bizzat kendisi ‘‘O metni ben yazdım’’ dediği halde…
Yaşar Büyükanıt çevrede demokrasiye bağlı, darbelere karşı bir asker olarak bilindiği için…
Türkiye 1970’lerin başlarında göz göre göre bir askeri darbeye doğru yol alıyordu. Gören gözler bunu fark ediyordu. Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Faruk Gürler ile Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Muhsin Batur’un ‘darbeci’ diye isimleri dolaşıyordu.
Doğan Avcıoğlu’nun İlhan Selçuk’un da yazılarıyla destek verdiği Devrim gazetesinde savunduğu türden ‘Baasçı’ bir darbeydi beklenen…
(Hasan Cemal, kendisinin de içinde yer aldığı o süreci, yıllar sonra, ‘Kimse Kızmasın, Kendimi Yazdım’ kitabında bütün çıplaklığıyla anlatacaktır.)
Siyasiler ise, ‘demokrasiye bağlı’ bildikleri Genelkurmay Başkanı Org. Memduh Tağmaç’a güveniyordu.
Güvenleri yarı yarıya doğru çıktı. Org. Tağmaç, ‘sol bir darbe’ planlandığını ve iki kuvvet komutanının o hazırlık içerisinde yer aldığını fark edince, kendi karşı-darbesini devreye soktu.
12 Mart 1971 günü, öğle saatlerinde, devletin radyosundan komutanların hükümete verdiği muhtıra okunacaktı.
Vehbi Koç, dönemin en büyük patronu, günlüğüne, emekliliği sonrasında otobüs ve dolmuşla seyahat ettiğini öğrendiği Tağmaç’a jest olsun diye firması tarafından üretilmiş bir araç hediye etmek istediğini, evine kadar giderek teklifte bulunduğunu yazmış.
Aldığı cevap şu: ‘‘Eşim de ben de araba kullanmayı bilmiyoruz; şoför tutacak paramız da yok. Sağolun, almayalım.’’
Darbeyle Türk siyasetini rayından çıkarmış bir askerdi Memduh Tağmaç ve emekliliği sonrasında toplu taşım araçlarıyla seyahat ediyor, hediyelere ”Hayır” diyordu.
Çok şükür.. pek çoğumuzun.. kulaklarımızı dikerek.. günler –bazı dönemler aylar– öncesinden ‘‘Kim gelecek, kim gidecek’’ tedirginliği yaşadığımız.. YAŞ toplantıları tarihe karıştı.
Ne kadar sevinsek azdır.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları










































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
19.12.2025
18.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
9.12.2025