Fehmi KORU
Türkiye ile ABD (ve bir miktar da Avrupa ülkeleri) arasında bugünlerde yaşandığı türden bir yol ayrımına gelinmesini kaçınılmaz görenlerdenim; sürekli takip edenler yazılarımdan bu izlenimi almışlardır.
Farklı çıkarlar ister istemez çatışmaya sürükler çünkü.
Aramızda algıya dönük bir diplomasi savaşı sürüyor şimdi; umarım bir yerde bu durum tatlıya bağlanır.
Amerika’nın darbeler sabıka dosyası
Algıya dayalı savaşlarda güçlü taraf olmak önemlidir.
Türkiye bir yönden güçlü: 15 Temmuz (2016) darbe girişimi ile ABD arasında ilişki kolayca kurulabiliyor. ABD’nin bu alanda sabıkası neredeyse dünyanın her tarafında kabul görüyor da ondan.
1950’lerden ve Latin Amerika ülkelerinden başlayarak dünyada meydana gelmiş askeri müdahalelerde ABD’nin parmağı çok belirgin.
Darbeci askerleri eğitmek için, ABD’nin, Fort Benning/Georgia’da ‘US Army School of the Americas’ (SOA) adıyla bir okul kurduğunu, Manuel Noriega’dan (Panama) Roberto Viola ve Leopoldo Galtieri’ye (Arjantin) kadar tam 11 diktatörü orada eğittiğini, her vesileyle, bir değil, sonuncusu 15 Temmuz’un ardından olmak üzere birçok defa yazdım.
O okuldan yetişen iki general (Efraim Vasquez ile Ramirez Poveda), 2002 yılında, Venezuela’da, başarısızlıkla sonuçlanan bir darbe girişimine kalkışmıştı.
George W. Bush‘un onayladığına inanılan darbe girişimi (11 Nisan 2002) sonrasında, Washington Post’ta (13 Nisan), yazıma da yansıttığım, şu ayrıntıyı okumuştuk:
“Birkaç haftadır, muhalifler, Chavez’in devrilmesi için ABD desteği bulmak amacıyla, büyükelçiliği ziyaret ediyorlardı. Ziyaretçiler arasında halen görev başında veya emekli askerler, medya öndegelenleri ve muhalif politikacılar da bulunuyordu.”
Size de yabancı gelmedi değil mi bu satırlar?
Gelmesin, çünkü SOA ve benzeri ‘darbe’ eğitimi verilen Amerikan okullarından geçen bir kadro, ülkemizdeki ilk askeri darbe olan 27 Mayıs’ta (1960) belirgin bir rol oynamıştı.
Lâfı uzatmaya gerek yok: ABD’nin darbeler sabıka dosyası bayağı kalındır; “15 Temmuz’un arkasında ABD var” dendiğinde dünyada pek az kişi itiraz eder. Bu sebeple, ABD ile takıştığında, Amerikan halkı nezdinde bile, moral üstünlük doğal olarak Türkiye’dedir.
Ülkemizi yönetenlerin bunu dillendirmesi gerekmiyor.
Moral üstünlüğü kaybetmemek için bu biraz da şart gibi.
Savaşı kaybetmemek için
Endişem iki noktadan kaynaklanıyor.
Birini dün yazdım: Amerikan halkı büyükelçiliklerine saldırı anlamına gelecek her girişimden rahatsızlık duyar. İran’da ‘İslâm devrimi’ (1979) sonrasında meydana gelen ve 444 gün sürdüğü için Amerikan halkına travma yaşatan ‘rehine krizi’ yüzünden…
Trump Amerikası, İstanbul’daki Amerikan başkonsolosluğunda çalışan kişi/lerin tutuklanmasını o moral üstünlüğü dengelemek için fırsat olarak kullanıyor.
Hem de 15 gün önce, görüştüğü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a, bizde manşetlere tırmandırılan, “Ülkelerimiz arasındaki ilişki hiç bu kadar yakın olmamıştı” sözü, ABD başkanı Donald Trump’ın ağzından çıkmışken…
İkinci endişem de yine algılarla ilgili…
Senatörlükte dikkat çekmeden geçirdiği üç yıldan sonra, 1950 yılının Şubat ayında, Joseph McCarthy adlı politikacı, elinde tuttuğu bir kâğıdı sallayarak, “Dışişleri bakanlığımızda ülkemiz aleyhine casusluk yapan Komünist Partisi üyeleri var, işte listesi” diye başlayan bir nutukla ABD tarihine ‘red scare’ olarak geçen dönemi başlatmıştı.
[McCarthy’in elinde tuttuğu kâğıdın, konuşmasından hemen önce temizleyiciye götürdüğü kirlileri karşılığında aldığı makbuz olduğu sonradan ortaya çıkmıştı.]
On yıl süren McCarthy’li yıllarda Amerika her taşın altında ‘Sovyet casusu’ gören bir saplantıya gark oldu. McCarthy’nin “O da komünist, bu da casus” diye suçladığı kişiler işlerinden oldu, bazısı cezaevlerine düştü. İş, akademisyenlere, sanatçılara, yazarlara kadar geldi.

Merak edenler, biri 1991 yapımı olan, diğeri 2015’te gösterime giren ‘Guilty by Suspicion’ ile ‘Trumbo’ filmlerini izleyebilir, ya da benim ikisine de değindim yazıma göz atabilir.
Bütün Amerikan toplumunu içine çeken Soğuk Savaş’ın etkisini her yerde hissettirdiği o dönemde ‘komünist ve Sovyet casusu’ oldukları iddiasıyla yerlerinden edilip cezaevine düşenlerin sayısı iki elin parmaklarını geçmez.
60 milyon insan öldü, birkaç yüz kişi yargılandı
Dünyanın dengelerini değiştiren bir dönem de Adolf Hitler Almanyası tarafından Avrupa’da yaşatılmıştı: Sonuçta 60 milyon insanın canına mal olan bir savaşla bir yandan komşu-uzak ülkeleri birbiri ardına işgal ederken, diğer yandan da ‘iç düşman’ gördüğü kesimleri (Yahudileri, Romanları, eşcinselleri) kitleler halinde toplama kamplarına göndererek milyonlarcasını yok eden Hitler döneminin sorumluları Nürnberg Mahkemeleri’nde yargılanmıştı.
Yargılananların sayısı: Uluslararası Askeri Mahkeme’de 24 kişi.. ABD tarafından kurulan mahkemede de 185 Nazi yandaşı..
Hepsi bu kadar…
Venezuela’da Başkan Hugo Chavez de kendisine karşı girişilen ve 47 saat süren darbe girişimi sonrasında hesaplaşmak için sınırı fazla geniş tutmadı. Dahası, Chavez, yargılanıp mahkum olan 60 kişi için, beş yıl sonra (2007) ‘af’ çıkarttı.
Biz ise 15 Temmuz’da darbe girişimiyle yaşattırılan travmanın etkilerini hâlâ atlatamadık. Şimdiye kadar tutuklanan, yargılanan, görevlerine son verilen, tasfiye edilenlerin sayısı 200 bine yaklaştı; her gün yeni gözaltı haberleri geliyor…
Sınırı çizmekte zorlanıyoruz.
Galiba bu da yabancı ülkelere, halklara, toplumlara kendimizi anlatmakta bizi zorluyor.
Algı savaşları devam ederken moral üstünlüğü kaybetmek zora düşürür.
Zorlanıyoruz.
Karşısında yer alanlar bu durumu Türkiye’nin aleyhine kullanıyor.
Haklı iken haksız görünmeyi kim ister?
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları

















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
19.12.2025
18.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
9.12.2025