Fehmi KORU
Ülkemizde yaşanan rahatsız edici bazı gelişmeler var; bunlardan ikisi güncellik taşıdığı için önemli.
İlki mesleğimle ilgili.
Basın özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmazıdır
Demokrasi yazı-çizi işleriyle uğraşanların kendilerini güvdende hissettikleri sistemin adıdır. En aykırı fikirlerin ifade edilmesine, en rahatsız edici görüntülerin karikatürleştirilmesine imkân sağlanır.
Bu da ‘tahammül’ sözcüğü kullanılarak yapılmaz, bu bir imkân –hatta üstünlük–olarak görülür; basın özgürlüğü fikir ve ifade özgürlüklerinin doğal uzantısı sayılır.
Olağanüstü hal (OHAL) uygulaması gibi kural-dışılığa müsaade edildiği bilinen dönemlerde bile basının özgürlük alanı açık tutulur.
Fransa’da terör eylemleri OHAL uygulaması getirdi, ama her kafadan farklı sesin yükseldiği ülkede basın mensuplarına yönelik olağandışılıklar yaşanmadı, yaşanmıyor. Hapiste gazeteci yok Fransa’da.
Türkiye’nin görüntüsü bu alanda hiç iyi değil.
Çoğunu mesleki meşgalelerimiz sırasında yakından tanıdığımız gibi, önemli bölümüyle sosyal tanışıklığımız da bulunan isimler uzun süreli hapis cezalarına çarptırılabilecekleri davalardan yargılanıyorlar.
Hem de tutuklu olarak.
Murat Yetkin’in bugünkü yazısından çıkardığım güncel tablo şu:
Şahin Alpay ve Ali Bulaç 500, Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan ve Mehmet Altan 450, Murat Sabuncu ile Akın Atalay 408, Ahmet Şık 347, Deniz Yücel 300, Emre İper 250 gündür cezaevinde ikamet ediyor.
Enis Berberoğlu bir gazeteye haber malzemesi sağladığı için müebbet hapse mahkum edildi; milletvekili sıfatı taşımasına rağmen o da cezaevinde.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne göre 146 gazeteci cezaevinde tutulmakta.
İsimleri verilenlerle aynı kaderi paylaşan Ahmet Turan Alkan, Mümtaz’er Türköne gibi başka tanıdıklar da var.
Bu insanların bir bölümü 70 yaşın üzerinde, bazılarının sağlık sorunları var.
İyi bir görüntü mü bu?
Yakın tarihimizde 15 Temmuz gibi hain bir darbe girişimi yaşandı ve gazetecilerin çoğu o girişimde fiilen yer aldıkları bilinen isimlerin bağlı olduğuna inanılan örgütün birer elemanı oldukları iddiasıyla yargılanıyorlar.
Basın mensupları, tarih konusunda cahil olanları bile, basın tarihini bilir. Her yıl belli bir gün (24 Temmuz) ‘basın özgürlüğü günü’ olarak kutlanır ve o vesileyle geçmişte yaşanmışlıklar hatırlanır da ondan.
Geçmişte hayli yakışıksız olaylar yaşanmıştır: İstiklal mahkemelerinde yargılanan.. kalemi kırılan ve uzun yıllar meslek-dışı bırakılan.. Meslek jargonunda ‘Ankara Hilton’ diye de anılan Ulucanlar Cezaevi’nin ikinci adres haline geldiği..
Böyle bir basın tarihimiz var.
O günlerle bugün mukayese edilmek herhalde hoş bir şey olmasa gerek.
“Yargı ne yapsın?” sorusu geçerli elbette; bu konuda anlayışlı olmayı yargıya bırakmamak siyasetin işi. Basın özgürlüğünün tam anlamıyla yaşandığı döneme geçilene kadar, gazetecilerin tutuksuz yargılanmaları bir yasal düzenlemeyle sağlanabilir. Yeter ki istenilsin.
Seçilmişler kötü, atanmışlar iyi ise…
Yazıya demokratik sistemin basınla ilgili temel ilkesini hatırlatarak başladım; bir başka ilkesini de bu arada ele almakta yarar var.
Anadolu Ajansı (AA) son zamanlarda bazı belediyelerle ilgili övücü haberler yapıyor.
Son haberi dün Viranşehir’den geçti AA.
“Kamu bütçesinin tamamını vatandaşa hizmet için kullanabilmek amacıyla gayret gösteren belediye ekipleri, altyapıdan temizliğe, üstyapıdan peyzaja, ulaşımdan park ve bahçelerin düzenlenmesine kadar birçok belediyecilik hizmetini yöre halkına sunuyor.
Kültürel faaliyetleri ve sosyal hizmetleri de ön planda tutan belediye, eğitimden sanata ve eğlenceye kadar toplumun her kesimini sevindiren onlarca projeyi bir arada yürütüyor.
Bebeklere doğum seti, askerlere ihtiyaç malzemeleri hediye eden belediye ekipleri, ilçenin en yaşlılarını tek tek tespit ederek evlerinde ziyarette bulunuyor.
Belediye, her ayın sonunda belediye bütçesini kamuoyuyla paylaşarak hizmetlerini sürdürüyor.”
Daha fazla hizmeti daha az masrafla yapıyormuş belediye, kasasında para hiç eksik olmuyormuş…
Nedir özelliği Viranşehir belediyesinin?
Haberin girişinde bu sorunun cevabı var: Seçilmiş başkan görevden alınmış, yerine kayyum atanmış; övülen hizmetler atanmış başkana ait…
Çoğu Doğu ve Güneydoğu’da HDP’li olmak üzere 85 belediyenin seçimle işbaşına gelmiş başkanı görevden alındı, yerlerine genellikle o ilçenin kaymakamı vekil olarak atandı.
Habere eşlik eden fotoğrafın üzerinde “Terörist şehirlerde değişim” başlığını kullanıyor AA…
‘Terörist şehirler’ ha!
Siz bunda demokrasi kültürü açısından bir sorun görmüyor musunuz?
Halkın seçtiği kişiler eliyle yönetilen ülkelere ‘demokrasi’ deniyor. Demokrasi en ideal yönetim biçimi olmayabilir, ancak yine de hesap verebilirlik açısından seçimle gelinmesi yerinde bir kural.
Kuralı atanmışları işbaşına getirerek değiştirmek ve bunun reklamını yapmak ne derece doğru görünüyor gözünüze?
Tablo bu konuda da sorunlu; bunun bir adım ilerisi seçimlerin yersiz olduğu kanaatinin yerleşmesini getirebilir.
İstenen herhalde bu değildir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025