Fehmi KORU
Milli Güvenlik Kurulu (MGK) son toplantısında Afrin’e askeri müdahale konusunu görüştü; toplantıya ait fotoğraflarda katılımcıların önünde açık tutulan haritalar kapsamlı bir müdahale hazırlığının yapıldığına işaret ediyor.
Fotoğrafın bir mesaj olsun diye basınla paylaşıldığını düşünebiliriz.
MİT Müsteşarı ile Genelkurmay Başkanı dünden beri Moskova’dalar.
‘Sınır gücü’ ismi yanlışmış
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Vancouver’da ABD’li mevkidaşı Rex Tillerson’a Türkiye’nin kararlılığını iyi aktarmış olmalı ki, bir gün öncesine kadar sınırlarımızın hemen karşısında sayıları 30 bine varacak bir ‘sınır gücü’ kurulması için Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile ortak bir çalışma yürüttüklerini ilân etmiş olan ABD, bunun Türkiye’yi rahatsız edecek bir girişim sayılmayacağını, ‘sınır gücü’ denilmesinin ise hatadan kaynaklandığını açıkladı.
‘Sınır Gücü’ ismi o gücü kurmakta olan Amerikan komutanlığından bir albay tarafından duyurulmuştu.
“Hata yaptı” denilen kişi o albay işte..
İsminin öyle veya böyle olmasını önemseyenlerdenseniz sınır-ötesi ordu oluşturulması sorununa bitmiş gözüyle bakabilirsiniz; ancak Tillerson’un ve bakanlığının konuya ilişkin açıklamaları, ABD’nin, sınırlarımızın ötesinde, eğitimlerini Amerikalı kurmayların verdiği, binlerce TIR’la taşınmış hafif-ağır Amerikan menşeli silâhlarla donatılmış yerel bir ordu kurmakta olduğu bilgisini pekiştiriyor.
Neden yapıyor bunu ABD?
Öne sürülen gerekçe, IŞİD/DEAŞ faaliyetlerini sınırlamak; bozguna uğratılan örgütten kaçanların bir daha tehdit oluşturmayacak hale sokulması…
İnandırıcı gelmiyor bu gerekçe.
Gerekçesi ve ismi ne olursa olsun, böyle bir ordu oluşturulması, işte gördük, Türkiye’yi rahatsız ediyor.
Beni rahatsız eden ise bundan bir adım ötesi: Afrin ve Menbiç’te güvenliğini tehdit edebilecek oluşumlara tahammül etmeyeceğini aylar öncesinden dosta-düşmana duyurmuş olan Türkiye’yi askeri bir müdahaleye sürükleyebilecek biçimde çelişkili açıklamalar geliyor ABD’li sözcülerden…
“Gel, gel” biçiminde de yorumlanabilecek çelişkide açıklamalar…
Amerika’nın işmarlarına dikkat
ABD’nin bölgemize askeri müdahalesine kapı aralayan olayı hatırlıyor musunuz?
Hayır, 11 Eylül (2001) saldırıları değil, ondan önceki… 1990 yılında Kuveyt’in Saddam Hüseyin’in başında bulunduğu Irak tarafından işgal edilmesi olayını?
Irak’ın Kuveyt’le sınır sorunları yaşadığı biliniyor ve Saddam Hüseyin her fırsatta bunu dünya gündemine taşıyordu. 1990 yılına gelindiğinde, Irak, komşusu Kuveyt’in, kendilerine ait olan petrolü yasaklanmış yöntemlerle çıkarıp sattığı iddiasını seslendirmeye başlamıştı.
Sonunda Saddam’ın Kuveyt’i işgal kararı verip askerlerini komşu ülkeye göndermesine kadar varacak ihtilâfta en büyük pay, ABD’nin Kuveyt konusunda verdiği çelişkili mesajlar olmuştu.
Önce ABD’nin Bağdat Büyükelçisi April Gillespie, 25 Temmuz (1990) tarihinde görüştüğü Saddam Hüseyin’e, muhatabının “Kuveyt’e ne yaparsan yap, bu bizi ilgilendirmez” olarak anladığı sözler sarf etti.
Şöyle oldu: Saddam ülkesinin ABD’nin gönlünü hoş tutmak için başlattığı İran’la savaşı sırasında (1980-1988) Şatt-ül Arab’ın bütününün stratejik öneminin öne çıktığını, oysa Şatt-ül Arab’ı Kuveyt’le paylaşmalarının sıkıntıya yol açtığını aktardı Büyükelçi Gillespie’ye; ondan aynen şu cevabı aldı: “Sizin Kuveyt’le olan ihtilafınız, daha doğrusu Arapların Araplar ile ihtilafları bizi ilgilendirmiyor; (ABD Dışişleri Bakanı James) Baker’ın bana talimatı, Kuveyt konusunun Amerika’yı ilgilendirmediğidir.”
Aynı günlerde, Kongre’nin Uluslararası İlişkiler Komitesi önüne çıkan ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Ortadoğu’dan sorumlu müsteşar yardımcısı John Kelly de, kendisine yöneltilen “Irak tarafından işgal edildiği taktirde Kuveyt’in yardımına koşmamızı gerektirecek bir ikili savunma anlaşmamız var mı?” sorusuna, “Hayır, yok” cevabını verecekti.
Saddam bu açıklamaları ‘yeşil ışık’ saydı ve Kuveyt’e 2 Ağustos (1990) günü askerlerini gönderdi.
Gillespie-Saddam görüşmesinde konuşulanları işgalin başlamasından bir ay sonra öğrenen İngiliz gazeteciler, Amerikan Büyükelçisi’ne, “Doğru mu? Bu saldırıyı siz mi teşvik ettiniz, ne diyeceksiniz?” sorusunu yönelttiler. Aldıkları cevap şu oldu: “Başkaları gibi ben de Iraklıların Kuveyt’in bütününü işgal edeceğini düşünmemiştim.”
Bütününü işgal edeceğini düşünmemiş…
Irak güçleri Kuveyt’i işgal etti, ama ABD ile hemen oluşturduğu koalisyon güçleri, BM’yi de yanlarına alarak, Saddam’ı geri çekilmeye zorladı.
Amerikan askerleri, onbinlercesi, o günlerde bölgeye ayak bastı.
Kuveyt’i işgalden kurtarma bahanesiyle…
O ilk hamlede Saddam’ı devirmedi ABD, bunu rahatlıkla yapabilecekken yapmadı; ancak 10 yıl kadar sonra (2003), bu defa 11 Eylül’ü bahane ederek, Irak’ı işgal etti.
Ne demek istiyorum?
Demek istediğim açık: Afrin ve Menbiç konusunda karar verirken yalnızca mesajların düz anlamlarına bakmamak, yetkili ağızlardan çıkan çelişkili açıklamaları doğru okuyup yorumlamak ve bunu yaparken de Saddam’ın nasıl faka bastırıldığını akıldan hiç çıkarmamak gerekiyor.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025