Fehmi KORU
Seçimlere gidilen zeminde her geçen gün şaşırtıcı yeni durumlarla karşılaşılıyor.
Dünün şaşırtıcı gelişmesi cumhurbaşkanı adayı olarak Abdullah Gül’ün adının telaffuz edilmesiydi.
Abdullah Gül AK Parti’nin kurucu kadrosundan; partisi seçimi kazanınca önce başbakan olarak hükümeti o kurdu, sonra dışişleri bakanlığını üstlendi; siyasi hayattaki son yedi yılı boyunca da cumhurbaşkanlığı makamı TBMM’deki AK Parti çoğunluğu tarafından ona tevdi edilmişti.
Yeniden adının cumhurbaşkanı adayı olarak geçmesi bu bakımdan aslında şaşırtıcı sayılmamalı.
Şaşırtıcı olan, Gül’ün adını bir CHP milletvekilinin, hem de gerekirse parti grubundan 20 milletvekilinin onu aday gösterecek imzayı vereceğini de söyleyerek telaffuz edilmesiydi.
Değiştirilen anayasaya göre, cumhurbaşkanlığına en az 20 milletvekili veya 100 binden fazla halk imzası gerekiyor.
CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak mı düşünülüyor Gül?
Hayır. Milletvekili, görüşünü açıklarken, Gül’ü Saadet Partisi’nin aday göstermesini temenni ettiklerini de söyledi.
İlginç.
CHP oyun mu oynuyor ne…
Teklifin ilginçliğini herhalde hemen fark etmişsinizdir: CHP’li bir milletvekili, CHP’li —hatta Saadet Partili de— olmayan bir ismin Saadet Partisi tarafından cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesini temenni ediyor ve bunun için gerekli 20 milletvekili imzasını kendi partisinin temin edeceğini kamuoyuna açıklıyor.
Herhalde partisinin yetkili kişilerinin de bilgisi dahilinde yapılmıştır o açıklama…
Oysa, CHP, 2007 yılında Gül’ün cumhurbaşkanlığı adaylığına şiddetle karşı çıkmış, e-muhtıra günlerinde bu gelişmeyi durdurmak için kendisine başvurulmasını bekleyen Anayasa Mahkemesi’nden o meşhur 367 kararını çıkartmış, AK Parti’ye sonradan ‘cumhur-başkanlık sistemi’ yolunda kapıyı aralayan cumhurbaşkanını halka seçtirme amaçlı referanduma gitme zorunluluğunu dayatmıştı.
Ülke o yüzden erken seçime de gitmişti.
Şimdi CHP ‘‘Abdullah Gül yeniden cumhurbaşkanı olsun’’ anlamına da gelen bir temennide bulunuyor.
Temennileri yerine gelirse cumhurbaşkanı adayı olarak Türkiye’nin önüne iki AK Partili isim çıkmış olacak…
Aralarında ‘kardeşlik hukuku’ bulunan iki isim…
Gül’ü AK Parti grubu cumhurbaşkanı seçmişti
Burada hafızalarımızı biraz harekete geçirmek gerekiyor: 2002 yılında AK Parti iktidara geldiği zaman partinin lideri Erdoğan siyasi yasaklı olduğu için başbakanlığı Gül üstlenmiş ve herkesin şaşkın bakışları altında Erdoğan’ın siyasi yasağının kaldırılmasını öncelikli görev bilerek altı ay içerisinde başbakanlık makamını ona teslimde hiç tereddüt etmemişti.
İsteseydi ayak sürüyebileceği ve yasağın kaldırılmasını geciktirebileceği halde…
AK Parti iktidarında gerçekleşen ilk cumhurbaşkanlığı seçiminde AK Parti —bir değil hem de tam iki kez— Abdullah Gül’ü aday göstermişti; parti lideri Tayyip Erdoğan’ın ‘‘Adayımız kardeşim Abdullah Gül’’ açıklamasıyla…
Erdoğan isteseydi daha o seçimde (2007) kendisi cumhurbaşkanı adayı olabileceği halde…
Türkiye’nin son 15 yıl içerisinde ne kadar değiştiğine kanıt olarak tek başına bu yeni durum bile yeterli: Türkiye’nin cumhurbaşkanı tercihi, o olmazsa bu, ama galiba illa AK Partili veya o eğilimde biri olacak…
Elbette kişilikler arasında farklılıklar var ve tercih konusunda temenniler o farklılıklar göz önünde tutularak yapılıyor.
Yine de gerçek değişmiyor: Halkın önüne sunulacak adayın halkın kolayca benimseyebileceği bir isim olması şart; o şartı ancak bu iki isim tam karşılayabiliyor. CHP de bunu fark —ve hatta kabul— etmiş görünüyor.
CHP’den gelen bu ‘şaşırtıcı’ çıkış hakkında Abdullah Gül acaba ne düşünür?
Bu sorunun cevabını doğrusu bilmiyorum. Bildiğim, hiç iştahlı görünmediği; şimdiye kadar verdiği izlenim bu…
Öte yandan, gelecek cumhurbaşkanını belirlemede ön planda bulunduğunu konuya yoğunlaşmasından bildiğimiz Saadet Partisi’nin nasıl bir cumhurbaşkanı profili istediğini Temel Karamollaoğlu’nun her seferinde tekrarladığı sıfatlardan biliyoruz; ancak o sıfatlarla kimin kast edildiği açıklanmadığı için o konuda da henüz bir ipucuna sahip değiliz.
Tekrarlanan sıfatlara sahip aday bulmak da kolay görünmüyor.
Şu anda cumhurbaşkanlığı seçiminde banko, MHP’nin desteğini de arkasına almış olan AK Parti’nin aday göstereceği Tayyip Erdoğan’dır…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
6.11.2025
4.11.2025
2.11.2025
31.10.2025
30.10.2025
28.10.2025
25.10.2025