Fehmi KORU
Türkiye hiç kuşkusuz ilginç bir ülke, insanları daha da ilginç. Başka ülkelerde üzerine titrenen bazı özellikler bizde fazla önemsenmiyor, buna karşılık ortaya atılan anlamsız konular üzerinde mürekkep tüketiyor, çene yarıştırıyoruz.
Ülkenin dışarıda da ismi bilinen kıdemli bir yazarının pasaportuna el konuluyor, son seçimde bir siyasi parti tarafından cumhurbaşkanı adayı gösterilmiş bir siyasetçisinin rahatsızlığı söz konusu oluyor, sadece birkaç kişi bu iki gelişmeyi ciddiye alıp yazılarına konu ediyor, ama o yazılara ilgi duyan da yok zaten.
Buna karşılık, “Bir CHP’li Külliye’ye çıktı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la görüştü” haberi, yalan olduğu hemen ertesi gün anlaşıldığı halde, gündemi haftalar boyu işgal edebiliyor.
Oysa insanların özgürlükler konusunda duyarlı olması, ‘yalan haber’ duyduğunda da tiksinmesi, en azından onu duymazdan gelmesi gerekmez mi?
İnsanımızın bu tercihleri içeride ve dışarıda birilerini sahte gündemler üretmede yarışa geçiriyordur doğal olarak.
Meşgul olacağımız gündemlerin bize hediye edilmesi bu sayede sıklaşacaktur
Adil Öksüz yeniden gündem
Alın, size yepyeni bir gündem konusu daha: Adil Öksüz…
Öksüz 15 Temmuz (2016) hain darbe girişiminin kilit ismiydi. Kamuoyu onun ceketli-kravatlı fotoğrafını da gördü görmesine, ama onu daha çok gözetim altındaki yarı-çıplak fotoğrafıyla tanıdı.
Meşum gece, en hareketli darbe mekanı olan Ankara’nın Kazan (şimdiki adı Kahraman Kazan) ilçesindeki Mürted (Akıncılar) askeri üssünde gözaltına alınan başkalarıyla birlikte çekilmiş fotoğrafıyla…
Sorgusunda “Ne arıyordun askeri üste?” sorusuna muhatap edildiğinde “Arsa bakmaya çıkmıştım da” cevabını vermişti Öksüz.
Askeri üste, hem de gecenin bir vakti, arsa bakma gerekçesi kendisini sorgulayanlar tarafından makul görülmüş olmalı ki, o gece kendisiyle birlikte aynı fotoğrafa giren diğerleri sonradan en ağır cezalara çarptırıldıkları halde, Adil Öksüz, kısa sürede serbest bırakılmıştı.
Darbecilere akıl veren kişi olduğu kısa sürede ortaya çıktı, ama kendisini ara da bulasın…
Bugün bir gerçeği daha biliyoruz: Adil Öksüz’ün şimdilerde FETÖ diye anılan örgütün askerlerle ilgilenme görevlisi olduğu, aynı örgütten kopmuş kişiler tarafından devletin ilgili birimlerine, darbeden en az iki yıl önce bildirilmiş…
Devletin bildiği bir isimmiş, ama darbe gecesi üste yakalanmasına rağmen, sorgulandığı da halde, aynı devlet kendisini bırakabilmiş…
O gün bugündür ortada yok.
AK Parti’den milletvekilliği de yapmış bir futbolcu Kaliforniya’da görüntülendi; bir gazetenin kaçak yayın yönetmeninin ABD başkentinde Uber şoförlüğü yaptığı tespit edildi. Öğrenildiğine göre, değişik ülkelerde örgütle irtibatlı 80 kişi operasyonlarla derdest edilip ülkeye getirildi.
Fakat Adil Öksüz hala bir muamma…
Almanya’da mı yoksa yerin altında mı?
Konunun şimdilerde gündemin birinci maddesi haline gelmesi, içişleri bakanı Süleyman Soylu’nun durduk yerde, “Adil Öksüz’ün nerede olduğunu biliyoruz, ama neresi söylemem” açıklamasının sonucu.
Devletimiz Adil Öksüz’ün saklandığını ve nerede saklandığını biliyormuş…

Bir gazete (İzmir’de çıkan Yeni Asır) “Adil Öksüz burada yaşıyor” diye bir fotoğraf bile yayımladı. Almanya’nın Berlin kentinin Mitte adlı bölgesindeki iki katlı bir evin alt katında yaşıyormuş Adil Öksüz…
Acaba?
Hakkında kitap (Saygı Öztürk, ‘Hayalet İmam’, Doğan Kitap) yazacak kadar kendisiyle ilgili bir gazeteci, devlet adına yapılmış bu açıklamaya rağmen eski görüşünü koruduğunu açıkladı.
“İçişleri Bakanı’nın ‘Yerini biliyoruz ama açıklamam’ sözleri, hiçbir iz bırakmaması, sağ ise yerinin bir türlü belirlenememesi ‘Yeşil’ gibi Öksüz’ün de öldürülmüş olabileceğini akla getiriyor. ‘Çok şey bilen’ dahası darbe girişiminin bütün kritik konuşmalarının yapıldığı telefonlar da, flaş bellekler de kim bilir kimlerin elinde…”
Öldürülmüş olduğunu düşünüyor yazar… Yine de, hani “Bakan boş konuşmaz, yarın bakarsınız getirirler” diye düşünmüş olmalı ki, bu açıklamanın, Adil Öksüz’ü, “Demek yerimi öğrendiler” telaşıyla saklandığı yeri değiştirmeye zorlamak ve böylece izini bulmak amacıyla yapılmış olabileceğini de ihtiyaten yazısının sonuna eklemeyi ihmal etmemiş.
Bence öyle bir ihtiyata hiç gerek yoktu.
Peki açıklamanın tek amacı gündem değiştirmek midir?
Belki Almanya ile sürdürülen görüşmelerde böyle bir açıklamanın şimdi yapılması yararlı olur diye düşünülmüştür.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da, NATO Zirvesi için gittiği Londra’da aynı konuda şu açıklamayı yapmış:
“Şu anda ona benzer yüzlerce binlerce biliyorsunuz FETÖ’cü terörist buralarda yaşıyor. Biz bunların hepsini istedik. İstedik ama adreslerini vererek istedik. Buna rağmen buraların yönetimleri bu FETÖ’cü teröristleri bize bugüne kadar teslim etmedi. Edenler yok mu? Edilenler de var. Edildiği zaman açıklamasını da yapıyoruz. İçişleri Bakanlığımız yapılacak herhangi bir operasyonla karga tulumba alır getirir mi, o ayrı bir konu.”
Londra’da Alman Şansölyesi Angela Merkel ile de görüştü Cumhurbaşkanı.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025