Fehmi KORU
Mahkeme Gezi Parkı olayları ile irtibatlı olduğu iddiasıyla 785 gündür tutuklu bulunan Osman Kavala hakkında savcının mütalaası istikametinde “Tutukluluk halinin devamına” kararı verdi.
Oysa Türkiye’nin yargı hukukunun bir parçası olarak kabul ettiği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kısa süre önce Osman Kavala’nın yargı sürecinde ‘hak ihlali yapıldığı’ görüşünü benimsemiş ve kendisinin tutukluluk haline derhal son verilmesini istemişti.
AİHM kararının gereğinin yerine getirilmemesi ile hukuk alanında yeni ve sonucu belirsiz bir yol açılmış oluyor.
[HDP’nin eski eş-başkanı ve cumhurbaşkanlığı seçiminde adayı Selahattin Demirtaş hakkında da benzer bir karar vermişti AİHM; onunla ilgili olarak serbest bırakır gibi yapılıp başka bir davadan yeniden tutukluluğunun devamı sağlanmıştı. Bu defa doğrudan AİHM kararı tanınmamış oldu.]
Şunu hemen söylemekte yarar var: Silivri mahkemesinin kararıyla ortaya çıkan yeni durum konuyu Osman Kavala’nın şahsından çok daha ileri bir noktaya taşımış bulunuyor.
Darbeleri geçersiz kılmak için Özal…
Türkiye’nin 1980 askeri darbesinin etkilerini hala üzerinde hissettiği bir dönemde, Turgut Özal’ın, sivil siyasetin önünü açmak, hukuk alanını keyfi uygulamalardan uzaklaştırmak ve bu arada Avrupa Birliği (AB) ile ilişkileri tazelemek amacıyla başlattığı bir dizi icraattan biriydi AİHM’ne bireysel başvuru yolunun açılması.
Dün gibi hatırlıyorum: Özal’ın “Bundan böyle Türk mahkemelerinde adil yargılanmadığını düşünenler AİHM’ne başvurabilecekler” çıkışı (1987) ve ardından Avrupa Topluluğu’ndan sorumlu devlet bakanı Ali Bozer’i mahkemeye göndererek ülkemiz adına başvuruyu yaptırması devrim niteliğinde bir gelişme olarak karşılanmıştı.
Pek çok insan o günden sonra bu haktan yararlandı.
Özal’ın o dönemde birbiri ardına gerçekleştirdiği Avrupa ile Türkiye’yi uyumlu hale getiren adımlardan yalnızca biriydi AİHM’ne bireysel başvuru hakkı tanınması. İnsan hakları ihlallerini incelemek üzere Meclis’te bir komisyon oluşturulması, işkenceyi yasaklayan Birleşmiş Milletler sözleşmesinin onaylanması, Türk Ceza Kanunu’nun 141, 142 ve 163. maddelerinin kaldırılması, idam cezalarının uygulanmaması hep aynı dönemde gerçekleştirilmişti.
AİHM’nin aldığı bir kararın yerel bir mahkeme tarafından kabul edilmemesiyle yeniden 1987 öncesine dönülmüş bulunuluyor.
Mahkemeler daha önce de, AİHM önünde meydana gelen yığılmaları ortadan kaldırmak için Anayasa Mahkemesi’ne verilmiş olan bireysel başvuru hakkını tanımayan kararlar alabilmişti.
“Son kararın Osman Kavala’yı aşan bir anlamı var” derken bu yeni durumu kast ediyorum.
Türkiye kendisini haklar ve özgürlükler alanında Avrupa hukuku ile uyumlu bir ülke olmaktan uzaklaştırıp giderek farklı bir kulvara yerleştiriyor.
1987 öncesinde zaten var olan ve çerçevesi darbeci kadrolar tarafından belirlenmiş ’bize özel’ bir hukuk anlayışı kulvarına…
O anlayışa uygun hukuk uygulamalarının toplum için ne anlam taşıdığını yaşı müsait olanlar ile siyasi tarihimizin o dönemlerini okuyarak öğrenmiş olanlar iyi bilir. Övünülecek dönemler değildi o uygulamaların mevcut olduğu dönemler. En büyük çileyi çeken ve mazlumiyeti yaşayanlar ise, AK Parti’nin içerisinden çıktığı muhafazakar kesimdi.
Bundan bir adım ilerisi, AİHM’nin 1989 yılında anayasaya hüküm olarak girmiş yargı yetkisinin iptal edilmesi olabilir.
Galiba bu gidişle o da gecikmeden gündeme gelecek.
Bu gidiş kötü
İyiye doğru bir gidiş mi bu?
Hiç sanmıyorum.
Endişem, bugünlerde anayasadaki açık hükümlere rağmen açılan AİHM ile Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru haklarının yerel mahkemeler tarafından tanınmama yolunun, yarınlarda, bugün bu yolu açanlar aleyhine kullanılabilecek olmasıdır.
Yerel mahkemelerde hakkını alamadığına inanan insanlarımız anayasanın tanıdığı haktan istifadeyle önce AYM’ye bireysel başvuruda bulunuyor, oradan da tatmin edici bir karar çıkmaması durumunda AİHM yolunu tutabiliyordu.
Böyle ikili bir hakkın varlığı bile yerel mahkemeleri daha dikkatli olmaya zorlayıcı bir unsurdu. Bu çifte hakkın varlığı sayesinde yerel mahkemelerin aldığı kararların daha hukuka uygun hale geldiği fark ediliyordu.
Daha önce askeri darbelerin daralttığı hukuk alanını açmak için başvurulmuş bu yolun bu defa 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası dönemde yeniden daralmaya uğratılmasını talihsizlik olarak görüyorum.
Osman Kavala’nın tutukluluk halinin AİHM kararına rağmen devam ettirilmesinin genellikle siyasi etkilerle yapıldığı eleştirileriyle karşılandığı görülüyor.
Siyasetin yargıya karışması düşünülemez bile. Düşünülmemesi gerekir. Eleştiriler ise, üzerinde düşünülmeyi hak ediyor.
İyi yolda değiliz ve bu yeni yol dengelerin en ufak bir değişiminde onu açanları zor duruma düşürebilir.
Bu yoldan dönülmeli.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025