Fehmi KORU
Popülist politikacıların iktidara ulaşmak için her yolu mübah gördüklerinin en çarpıcı örneğini dört yıl önce (2016) arkasına yabancı bir devletin sosyal medya desteğini alarak kampanya yürütmüş Donald Trump’ın seçildiği süreçte görmüştük.
Medyanın bütününü ‘yalancı’ ilan edip iktidara yürümüştü Trump.
Şimdi de Trump türü popülist politikacıların elde ettikleri iktidarı seçimi kaybetseler bile bırakmamaya çalışacaklarının örneğini gözlemliyoruz.
Dört yıl önceki seçimde Trump genel oylarda rakibi Hillary Clinton’dan 2,5 milyon oy daha geride olduğu halde, ülkesinin seçim sisteminin azizliği sebebiyle, başkan seçilebilmişti; bu defa rakibi Joe Biden’le arasında muhtemelen çok daha fazla kendi aleyhine oy farkı olacak; ama yine “Seçildim” iddiasını seslendiriyor.
Hırçın bir kitle desteği ile her olayı istedikleri yöne çekmekte hiçbir mahzur görmeyen utanç duygusunu yitirmişlerden oluşan bir medya (özellikle Washington Times gazetesi ve özellikle Fox News televizyonu) yardımıyla istediği sonucu almak için çabalıyor.
Güvendiği bir kurum da yargı.
ABD’de yargıdaki önemli konumlar siyasi tercihlerle oluştuğu, Trump da dört yıl boyunca hak ettiği kuşkulu kişileri hassas konumlara getirmekten geri kalmadığı için, yitirdiği seçimi mahkemede alacağı umudunu taşıyor.
Seçim beş yılda bir olsaydı
Biliyorum, içinizden ABD’yi ve Amerikan seçimlerini en az benim kadar yakından izleyenleriniz arasında bile Trump’ın sandığa yansıyan miktarda oy alabilmesini hayretle karşılayanlar var.
“Nasıl oldu da böyle biri bu kadar oy alabildi?” diye düşünenler çok.
Ortaya çıkan tabloya ve başka ülkelerdeki popülist liderlerin yerlerini korumadaki başarılarına bakıp, ben ise “Nasıl oldu da Trump seçimden önde çıkmayı başaramadı?” sorusunu soruyorum.
Trump da dört yıl yerine beş yıl ipleri elinde tutmuş olsaydı, o ek bir yıl içerisinde yapacaklarıyla, mesela Macaristan’da Viktor Orban’ın kolaylıkla yapabildiği gibi, sandıktan itirazsız önde çıkmayı becerebilecekti.
Yalnızca bir yıl daha kendisine yetebilirdi.
Popülist liderler, iktidarları sırasında oluşturdukları -içlerinde silahlı milislerin de bulunduğu- kendilerine sımsıkı bağlı destekçi kitlesi ve medya gücüyle sandığa düşen oyları etkileyebiliyorlar.
Darbeyle iktidarı elde ettiği için diğerleriyle ortak özellikleri görülmüyor veya görmezden geliniyor, ancak sonuçta birkaç kez kendisini vatandaşlarının oyuna sunduğu için Mısır devlet başkanı Abdulfettah el-Sisi’yi de aynı kategoriye sokabiliriz; sonuçta o da ‘popülist’ bir lider.
El-Sisi Mısır’da ordu desteği olmadan da sandıktan çıkmayı sağlayacak bir yol izliyor.
Trump’ın, Beyaz Saray’da ziyaretine geldiğinde, basın mensupları önünde ve el-Sisi’nin yüzüne karşı, kendisinden “Benim en takdir ettiğim, en sevdiğim diktatör” diye söz etmesinin altında bu ideolojik akrabalık yatıyor.
Popülist lider iktidarı seviyor
Popülist liderler, Trump onların en bilinen örneği, yanlış anlaşılmasın, ordu desteğiyle ayakta durmuyorlar.
Bir adım daha ileri gidip şunu da söylemek mümkün: Kendileri askeri darbeyle iktidara gelmeseler bile, Trump gibiler, başka ülkelerin darbecilerini veya darbeyle iktidara ulaşmayı yadırgamaz, hatta tahrik ve teşvik bile edebilirler.
Onlar için önemli olan iktidarı elde etmek ve elde ettikten sonra belli bir programı uygulamaktır.
El-Sisi’nin Mısır’da yaptıkları ile Trump’ın ABD’de yürüttüğü politikalara ve ülkesi gücünü kullandığı dünyanın başka yerlerine müdahalelerine bakıldığında ikisi arasındaki ideolojik yakınlık fark edilecektir.
Tespitlerimin kolay kabul edilemeyecek cinsten olduğunu, üzerinde düşünüldüğünde zor hazmedileceğini biliyorum, ama görüşüm bu.
Bu gerçeği ilk gören ben değilim. Aynı görüşü ABD’deki seçimden önce dile getiren politikacılar ve politik gözlemciler olmuştu.
Ortak nokta şu: Popülist liderler bir kez iktidara geldiler mi, orayı terk etmemek için ellerinden gelen her şeyi yaparlar; onları yerlerinden etmek için seçimde açık ara sonuç almayı sağlayacak güçlü bir muhalefet gerekiyor.
ABD’de bu sağlanamadı.
Trump’ın karşısına daha cazip bir rakip çıkartılabilseydi tartışılmayacak bir sonuç alınabilirdi.
Sandığa yansıyan, bu yüzden, açık ara fark olamadı.
Yakın sonuç ise, işte ABD’de yaşanarak görüldüğü üzere, popülist politikacının rahatlıkla at oynatabileceği bir zemin.
Yangının devreye girmesini engelleyemezlerse, Biden ve muhalefet cephesi, kazandıkları seçimi kaybedebilirler.
Tuhaf, ama gerçek.
Nasıl anmıştım Trump’ı, hatırlıyor musunuz?
‘Şeytani zeka’ diye…
İşte görüyorsunuz.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
19.12.2025
18.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
9.12.2025