Fehmi KORU
Türkiye’de ilk genel seçimde iktidara gelmesi veya hiç değilse iktidarın önemli bir ortağı olması beklenen bir partinin ilk kongresi, kurucusu ve genel başkanının konuşması sırasında buğulanan gözleri ile hatırlanacak.
Demokrasi ve Atılım Partisi’nin (DEVA) ilk büyük kongresi, kuruluşu üzerinden fazla bir zaman geçmeden muazzam bir kalabalığın katılımıyla yapıldı. Bu kongreyle, DEVA, yapılacak seçimlere katılma hakkını altı ay sonra kazanacak.
Ali Babacan DEVA’nın kurucu genel başkanıydı; dün büyük kongre delegelerinin oyunu alarak seçilmiş genel başkanı oldu.
Sorum şu: Kongre konuşması sırasnda Ali Babacan’ın gözleri neden buğulanmış olabilir?
Bu sorunun herkesin kabul edeceği cevabı, “Henüz 28 Şubat şartları devam ederken kurulmuş, kendisinin de bir parçası olduğu AK Parti’nin ilk dönemiyle şimdiki durumunu mukayese ettiği sırada, kendi kız kardeşinin vaktiyle uğradığı haksızlıkları aktarırken” olur…
Ali Babacan’ın ODTÜ’de okuyan kardeşine ‘başörtüsü’ sebebiyle tam üç kez okuldan uzaklaştırma cezası verilmiş ve bunu yapanlar kayıtlara farklı gerekçeler yazmışlar…
O günlerin yüzlerce-binlerce mağduru konuşmanın o mağduriyetin anlatıldığı bölümünü dinlerken kendilerini tutamayıp ağlamış bile olabilir.
Gözler, hemen arkasından söz edeceği büyük mağduriyetler için buğulanmış olmasın?
DEVA lideri, konuşmasında, kurulduğu dönemde mağduriyetlere sahip çıkarak iktidara ulaşmış AK Parti’nin, son yıllarda kendisinin mağduriyetlere yol açtığını örnekleriyle paylaştı.
Babacan’ın gözünün, aileden birine dönük 28 Şubat mağduriyetine değil, durumlarına sahip çıktığı şu yakınlarda uğratılan mağduriyetler yüzünden buğulandığını düşünüyorum.
Erken bir göz buğulanması yaşamış gibi geldi bana…
AK Parti’nin bugünlere gelişinde Ali Babacan’ın da hiç de küçümsenmeyecek bir payı var çünkü.
Ali Babacan AK Parti’nin övünç kaynaklarındandı
Kurulduğu ve ilk kez iktidara geldiği günlerde AK Parti içerisinde yer alan kadronun en göz kamaştırıcı isimlerinden biriydi Ali Babacan. Ülkemizin bir gencine verebileceği en iyi eğitimi her aşamasında en parlak derecelerle mezun olarak almış, yüksek lisansı için kabul edildiği ekonomi alanının en iyilerinden ABD’deki üniversitede de aynı başarısını tekrarlamıştı.
Gençti, güven veriyordu.
Siyasete davet aldığında tereddüdünü üzerinden atmasında, o sırada ülkede yaşatılan mağduriyetlere duyduğu derin tepkinin rolü büyüktü.
Partisinin kendisine tevdi ettiği ekonomiden sorumlu bakanlık, dışişleri bakanlığı, başbakan yardımcılığı görevlerini de kamuoyu önünde büyük başarıyla yerine getirdiğinin hepimiz tanığıyız.
Bir görüşmemizde, “Görevlerimin hepsinde kendi bilgilerimi vicdanımın terazisinde tartarak konulara yaklaştım, kendimi etraftan gelebilecek müdahalelere de kapalı tuttum” demişti.
AK Parti farklı bir yola gireceğini Ali Babacan ve yine o dönemin topluma güven veren başka isimlerini vitrinden uzaklaştırarak belli etti. Kendi içerisinden çıkardığı ilk cumhurbaşkanı ile bile arasına sonrasında mesafe koydu AK Parti.
Esas soruları şimdiye sakladım
Neden temel ilkelerden sapmanın olacağını ilk fark ettiklerinde, hadi o zaman olmadı, iktidar yanlış tercihler yapmaya başladığında itirazlarını yüksek sesle ifade etmedi Ali Babacan ve diğerleri, şimdilerde dile getirdikleri eleştirileri neden o zaman kendilerinden duymadık?
Önemli bir soru bu ve eminim pek çok kişi DEVA’ya ilgi gösterse bile bu soruyu zihninde taşıyor, pek çok kişi de bu soru yüzünden DEVA’dan uzak duruyor.
Bu kritik sorunun cevabı, Babacan’ın gözlerinin buğulanmasına yol açan duygularda gizli.
Kendi kısa cevabım şu: AK Parti’nin içinde yer alan, belli bir dönem sorumluluklarını paylaşan insanların hiçbiri -kesinlikle hiçbiri- savrulmanın şimdi rahatlıkla gözlenen noktalara kadar varabileceğini göremedi. Görmeye başladığında ise -maalesef- gördüklerine inanamadı.
Her şey çırılçıplak ortada olana kadar…
Dışarıdan bakanlar, AK Parti’yi başından benimsememiş, ilk günden ona fırsat tanımak istememiş, iktidara geldiğinde önünün kesilmesini dilemiş kişiler, içeride bulunan ya da hiç değilse yakın duranların yaşanan köklü değişimlerden, sarsıntılardan nasıl etkilendiklerini anlayamıyorlar.
Anlayamadıkları için, AK Parti’den ayrılmışların da içinde yer aldığı yeni partilere kuşkuyla yaklaşmaları doğal.
Sağda-solda çıkan kuşkucu değerlendirmeleri Ali Babacan da -tabii Ahmet Davutoğlu da- benim gibi okuyorlardır sanırım.
Umarım, onlar ve onlarla birlikte yola çıkanlar kuşkucuların düştüğü türden bir algılama yanlışının içinde değillerdir.
Herkes kendilerinden eleştiriden öte bir şeyler bekliyor.
AK Parti’ye dönük eleştiriler yerinde, tamam, ama biraz da tepki vermekte neden geç kaldıklarına dair bir değerlendirme, hatta bir tür özeleştiri…
Beklenen bu.
Gözlerin buğulanmasının ötesinde belki iki damla gözyaşı eşliğinde bir göğüs boşalması…
Yeni partiler şanslılar aslında, kullanabilirlerse tabii
Bugün Türkiye AK Parti’nin yola çıktığı günlerden daha ciddi sorunlarla karşı karşıya. İktidar kendi yanlış politikalarının ürünü olan sorunların altından kalkabileceği görüntüsünü vermiyor. Millet önemli bir bölümüyle iktidara hala prim veriyorsa, bunun sebepleri iyi değerlendirilmeli ve engeller ortadan kaldırılmalı.
En önemli engel de güvenin ikame edilebilmesidir.
Ülkeyi yönetebilecek bir liderin ve bir kadronun var olduğu güvencesi…
AK Parti kurulduğu dönemde şimdi hiçbirini içinde tutmadığı güvenilir bir kadroyla yola çıkmıştı. Ali Babacan da o kadronun en önemli isimlerinden biriydi.
Neden şimdi iktidar partisinin içinde değil, ayrışma ne zaman başladı, neden politikalarına karşı çıkıyor, neden eleştiriyor?
Kendisine ilgi göstermek için hazır bekleyen kitleler Ali Babacan’dan bu soruların da cevabını bekliyor.
DEVA Partisi’nin başarılı olmasını arzulayanlar da…
İktidara gelebilmesinin ilk şartı da budur.
Yazarlar
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları














































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.12.2025
7.12.2025
5.12.2025
4.12.2025
2.12.2025
30.11.2025
28.11.2025
27.11.2025
25.11.2025
23.11.2025