Fehmi KORU
Millet olarak herkesi içine alan bir büyük facianın tarafıyız. Bazılarımızın iyi bildiği, bazılarımızın da -gitmesek de kalmasak da- bir gün tatil yapmayı umduğu ne kadar yer varsa hepsinin yeşil örtüsü yangına teslim. Yangın söndürme uçaklarımız bulunmadığını bu vesileyle öğrendik, bu da yüreğimizi dağlıyor ve içimizi kanatıyor. Yangının dördüncü gününden itibaren yardımımıza koşan uzak-yakın ülkelerin yangın söndürme uçak ve helikopterleri devreye girdi, ancak bugün 11. gün ve hala dumanı tüten yerler var.
Yukarıdaki özet, içinde bulunduğumuz ruh halinin de özeti.
Bölgenin en önemli devleti 20 yıldır siyasi tarihimizin en iddialı siyasi kadrosu tarafından yönetiliyor.
‘Güçlü’ bildiğimiz devlet böyle bir dönemde bir milli felakete cevap vermekte zorlandı.
Türkiye’den nüfus ve yüzölçümü olarak daha küçük ülkelerin ez kaza yangın çıkar diye hazırda tam tekmil birer yangın söndürme filosu ve ona eşdeğerde bir kadro bulundurdukları anlaşılıyor…
Kendi eş-zamanlı yangınlarına derhal müdahale eden uçaklar yanında bizdeki yangını bastırmak için bize de gönderilecek kadar hem de…
[Dün yangınların çıktığı bölgede bulunan diğer bakanlarla birlikte açıklamalarda bulunan dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun konuşmasından bir bölüm: ‘‘Can Azerbaycan’dan daha önce ekip ve ekipmanlar gelmişti. Azerbaycan’dan dün bir uçak ülkemize geldi. Dalaman’a indi. Dün yola çıkan 40 itfaiye aracı ve 162 personel ülkemize giriş yaptı. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in talimatıyla 200 ilave ek itfaiye personeli de bu akşam uçakla Dalaman’a intikal edecek. Kazakistan Dışişleri Bakanı ile telefonla görüştüm. Kazakistan’dan da iki helikopter yola çıktı, 16 kişilik ekibiyle. İsrail’den bir şirketimizin 2 yangın söndürme uçağı kiraladığını söylemiştim. Bugün Dalaman’a uçaklar inmiş bulunuyor. ABD’den 2 helikopterin de pazartesi günü Türkiye’de olacağının bilgisini aldık.” Görüyor musunuz: Ta Amerika’dan helikopter geliyor, İsrail’den uçak kiralanıyor.]
Yangınların bu denli uzun sürmesi, yanan ağaçlar yanında canlıların -insanlar ve hayvanların- da kayba uğramasını getirdi.
Müdahale anında yapılıyor olabilseydi, her yıl alışılmış bir miktar ağaç kaybının sonradan kolayca telafisi mümkün olabilecekti.
Oysa şimdi evler yandı, köyler ve köylüler perişan oldu, müdahale ekiplerinden hayatını kaybedenler oldu.
İddialar boşa çıktı. ‘Güçlü’ bilinen ne varsa yangınla birlikte eridi.
‘Yerli ve milli’ iddiası da, yurtdışından yoğun müdahale aracı davet edilmesiyle birlikte yok oluverdi.
Herhalde mazeret arayışı başlayacaktır, ancak mızrağın çuvala sığamayacağı bir olay bu. Olan bitenden herkes sorumluluğu oranında etkilenecektir.
[Yangın mahallinde uykusuz günler ve geceler geçirdikleri gözler önünde olan bakanların kamuoyunu aydınlatma faaliyeti kapsamında yaptıkları açıklamalara ‘‘Cumhurbaşkanımızın talimatları ile’’ türü ve benzeri cümlelerle başlamaları dikkat çekmekte. Çoğu yorumcu, bu giriş cümlelerini ‘Külliye’ye selam’ olarak değerlendiriyor. Acaba öyle mi? Yoksa o tür cümleler kendi sorumluluklarının sınırını belirlemek ve bunu topluma da bildirmek için mi sarf ediliyor?]
Faturası bayağı ağır olacak bir afet bu.
Bizde kişisel sorumluluk alanına giren olumsuzluklarda sorumlu kişilerin bu durumu kabul edip gereğini kişisel olarak yerine getirmesi alışkanlığı yok.
İzmit Körfez geçiş köprüsünde görevli 51 yaşındaki bir Japon mühendis, Ryoichi Kishi, inşaat sırasında kopan bir halattan kendini sorumlu tutarak intihar etmişti (2015).
Uzak Doğu geleneği böyle bir şey.
Japonya’da, Kore’de sorumlu mevkideki insanlar yanlışlıkları alenileşince kamuoyu önünde günah çıkarıp istifayı basıyorlar…
Dediğim gibi, bizim geleneğimiz farklı.
Biz her zaman suçlanacak birilerini bulup gönlümüzü ferah tutabiliyoruz.
Yangın afeti için iktidar mı suçlanacak sanıyoruz?
Hayır, bu iş için muhalefet ne güne duruyor?
Afetin etkisinde kalan bölgelerin belediye başkanlıkları muhalefet partilerinde. Yetkili ağızlar fazla vakit geçirmeden yangına müdahale görevinin belediye başkanlıklarında olduğunu ilan ediverdi. Devlette, tarım ve orman bakanlığında veya orman genel müdürlüğünde ya da Türk Hava Kurumu’nda (THK) değil…
Yangını kirli eller çıkarmış ve o eller muhalefet ile ittifak halindeymiş; bu iddia da dillerde.
Aksine iddiaların ifadesini engelleyecek doğrudan veya dolaylı tedbirler de alınmaya başladı bile.
Ne yapalım, gelenek farkı işte.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
26.09.2025
19.09.2025
18.09.2025
16.09.2025
22.08.2025
19.08.2025
17.08.2025
15.08.2025
14.08.2025