Figen Çalıkuşu
Kaskları, yüzlerine inen siperlikleri, copları, kalkanlarıyla unutulmayacak bir resim…
Cumhur İttifakı’nın ve Türkiye’deki rejimin resmi bu… Bu ülkenin gerçek sahibi olan halktan duydukları korkunun ve bu halka besledikleri nefretin resmi.
Bugünkü iktidarı bu resimden daha iyi anlatacak hiçbir şey yok.
Ayrıca bu 1 Mayıs inadı, bu rejimin Anayasa ile kendisini bağlı görmediğini de bir kez daha kanıtladı.
Anayasa’nın 153. Maddesi gereği Anayasa Mahkemesi kararları herkesi, her kurumu bağlar.
Anayasa’nın 11. Maddesi gereği de Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.
Bu CB hükümet sisteminde biz gördük ki önce bazı hakimler AYM kararını uygulamadılar, “Türk milleti” adına karar verirken bu milletin anayasasını yok saydılar.
Sonra HSK, suç işleyen hakimleri koruyarak AYM kararını uygulamadı ve milletin anayasasını yok saydı.
Sonra Can Atalay davasında, Yargıtay 3 CD’sinin 5 üyesi AYM kararına direndi, milletin anayasasını yok saydı.
Sonra TBMM’de rejimin üyeleri çoğunluk ile AYM kararını uygulamadı, Anayasa ile bağlı olmadıklarını ilan ettiler. Milletin evinde milletin vekilleri, milletin anayasasını yok saydı.
En son İçişleri Bakanı ve İstanbul Valisi AYM’nin “1 Mayıs Taksim’de kutlanır, yasaklanması hakkın özünün ihlalidir” kararını uygulamadı.
Böylece Türkiye’deki bu rejim sokaklarda, meydanlarda, Bozdoğan Su Kemeri önünde milletin anayasasını yok saydıklarını sadece Türkiye’ye değil bütün dünyaya ilan ettiler.
Gazetemiz Karar’daki ilk yazımda şöyle yazmıştım:
“Biliyorsunuz artık bir Türk atasözüne döndü, ‘Anayasa Mahkemesi’ni dinlemeyen hakimler var’ cümlesi.
Hukuktan kopup yargı kararlarının, bunun meydana getirdiği hukuksuzluğun ülke ekonomisini çökerttiği ilk defa çok geniş halk kitleleri tarafından anlaşıldı.
Belki kimse farkında değil ama toplumun bu gerçeği algılaması Türk tarihinin en büyük devrimlerinden biri.
Bu sayede insanlar ceplerindeki parayla, mutfaklarındaki yemekle, çocuklarının geleceğiyle hukuk arasındaki bağı gördüler. Bir mahkemede bir ‘başkası’ için verilen kararın sadece o ‘başkası’nı değil kendilerini de ilgilendirdiğini öğrendiler.”
Şimdi yeni bir devrim daha oldu; halk anayasasına sahip çıktı.
1 Mayıs’ta halk “meydanlar da benim, Taksim de benim, anayasa da benim” dedi.
1 Mayıs’ı kutlamak için meydanlara çıkan, Taksim’e çıkmak için çabalayan ve bu nedenle biber gazı yiyen, ters kelepçe ile yerlerde sürüklenen halk, AYM ile de karar altına alınan demokratik hak mücadelesini verdi.
Halk tamamıyla meşru, rejimin unsurları gayrimeşru duruma düştü.
Yetkilerinin kaynağı olan anayasayı yok sayan bu rejimin sahipleri şimdi bize, yeni bir anayasa yapmaktan söz ediyorlar.
Halkın derdi ekmek iken üstelik.
Bu rejimin sahipleri sadece anayasayı yok saymıyorlar… Halkın dertlerine de aldırmıyorlar… Halkın ihtiyaçlarına göre, dertlerine göre politika üretmiyorlar.
Yeni anayasa imiş…
Bozdoğan Su Kemeri önünde halkın karşısına polis ordusuyla çıkanlar mı yapacak yeni anayasayı?
Kim için yapacaksınız bu yeni anayasayı?
Demokratik anayasal hakkını kullanırken biber gazı sıktığınız halk için mi?
1 Mayıs’da bir kez daha anlaşıldı ki yeni anayasa bu millet için olmayacak. Halkın anayasası olmayacak.
Ülke sefalet içinde çökerken, bir yandan yeni anayasa tartışmaları ile gündemi değiştirmek, halkı uyutmaya devam etmek, bir yandan da “manevi değerler” adı altında bezeme ile eğitim müfredatını değiştirmek.
Hep aynı oyun.
Yerel seçimin mesajını hiç ama hiç almamışlar.
Ama halk uyandı, halk bu ülkenin sahibi, halk anayasanın sahibi, halk TBMM’nin gerçek sahibi.
Kaynağını halkın Anayasasından alan devlet yetkisinin, halka karşı anayasayı yok sayarak kullanılmasına bu halk bundan böyle izin vermeyecek.
Hiçbir polis barikatı, halkın iradesini, o iradenin belirleyeceği “geleceği” durduramaz… Zaten korkularının nedeni de bu.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025
11.07.2025
4.07.2025
28.06.2025
20.06.2025
2.06.2025
23.05.2025
18.05.2025