Figen Çalıkuşu
Yaşanan süreçte ortak ruh halimiz genellikle “temkinli iyimserlik” olarak tanımlanıyor… Ben bu süreci destekliyorum ve coşkuyla iyimser olmak istiyorum.
İyimserlik tabii ki çok iyi bir şey ama şu soruyu da sormamız gerekiyor: Neden insanlar “temkinli”?
Galiba bu temkinlilik hem geçmişte kötü sonuçlanan tecrübelerimizden hem de henüz net cevap alamadığımız ortak ve popüler sorularımızdan kaynaklanıyor.
Herkesin sorduğu ilk soru, süreç Devlet Bahçeli’nin inisiyatifinde yürürken hem devlet başkanı hem de AKP Genel Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan neden sürece mesafeli yaklaşmaya devam ediyor? Bu çok merak ediliyor.
Kürt Sorunu gibi çok hassas, kronik hale gelmiş bir toplumsal sorunu radikal adımlar atarak bir noktaya getirmek için “en muhalif” olanın devreye girmesi elbette itirazı sınırlandırır. Ortamı yumuşatır, tansiyonu düşürür. Bu açıdan Devlet Bahçeli inisiyatifi mantıklı.
Ancak bu yanıtlar, Erdoğan’ın sürece bunca mesafeli durmasını açıklamak için yeterli değil.
Erdoğan'ın siyaseten daha evvel bu tecrübeyi yaşaması ve negatif bir sonuç alması, daha temkinli davranmasının bir nedeni olabilir. Muhtemelen sürecin artı ve eksilerini izleyip hesaplıyordur.
“Terörsüz Türkiye” projesi sağlık, sıhhat kazandıkça, siyasal avantaj sağladığını gördükçe Erdoğan daha fazla sahiplenebilir.
Erdoğan’ın bu mesafeli duruşu “AKP ile MHP arasında bu konuda fazla ahenk yok” iddiasını da güçlendiriyor.
Bu iki partinin “ahenk” içinde olmadığını söyleyenler, örnek olarak Anayasanın vatandaşlık tanımını düzenleyen 66. maddenin değiştirilebileceğine yönelik AKP’nin ağır toplarından gelen açıklamalar sonrası, MHP’li Feti Yıldız’ın kendi gibi düşünen külliyedeki baş danışmanı andıran bir edayla “not ediyoruz” diye paylaşım yapmasını gösteriyor.
Akıl karıştıran ve umudu gölgeleyen kaotik bir durum değil mi?
Ayrıca, Öcalan’ın cezaevinden çıkmasını onaylayan iradenin denetimi altında yazdığı çağrı metninin kimi kapsadığı soruları da var.
Çağrı metni PKK’ya yönelik iken, şimdi “YPG/PYD’yi de kapsıyor” tartışması çıktı. Esas düğüm tam da burada. Kapsıyor mu? YPG ne diyor?
Böylelikle popüler sorulara son günlerde, Anayasa’nın 66. Maddesi yansıra YPG/PYD tartışmaları da eklendi. Bu iki konu mayınlı arazi gibi; çok dikkat ve özen istiyor.
Kısacası sürecin bilinmezleri pek de az değil.
Bilinmeyenler arttıkça tereddüt ve temkin de, iyimserlikle daha fazla yarışır olmaya başlıyor… At başı koşuyorlar.
Ama bütün bunların temelinde “demokratikleşme” konusu yatıyor.
AKP ile MHP’nin çözüme endeksli “evrensel hukuk ve demokrasi talepleri” var.
Bu da bir başka muamma…
Bugün yaşananların sorumlusu olan bu iki parti “evrensel hukuk ve demokrasi” derken ne demek istiyorlar? Böylesine hukuksuz bir ortamda bu talepleri ciddi mi yoksa siyaseten mi söylüyorlar?
Siyaset, yaşamın ve siyasetin temel zemini olarak kabul etmesi gereken “temel hak ve özgürlükleri” siyasal pazarlık konusu haline getirmiş. Sömürdükçe sömürüyor. İnsan olmaktan dolayı elde ettiğimiz haklarımız siyasetin çıkar, istismar ve rant ormanı gibi…
Bugün ülkede hukuk bulunmuyor, insan hakları yok sayılıyor, kimse kendini güvende hissetmiyor, herkes her an en saçma nedenlerle tutuklanabileceğini bilmenin tedirginliğini yaşıyor.
En temel haklarımız neredeyse arsızca çiğneniyor.
Siyasi iktidar, çeşitli talepler ileri sürüyor, her istediğini versek de hukuka döneceğinin bir garantisi yok.
Galiba tereddüt ve temkinin en temel nedeni de bu.
Buna karşılık “Terörsüz Türkiye” sürecinin ardından gelmesi beklenen “demokratikleşme”nin artık “şarta bağlı” olmayacağı ileri sürülüyor…
En büyük vaat bu elbette…
Ama tabii ki popüler soru da şu:
“Bu gerçekleşir mi?”
Kendiliğinden doğal olarak yürümesi ve uygulanması gereken temel hak ve özgürlüklere, hukuk devletine, demokrasiye kavuşacak mıyız?
Bölgesel konjonktüre ve bu süreci devreye sokan iradeye bir arada bakarak mevcut tartışmalara rağmen umudun bayrağını biraz daha yukarı kaldırabiliriz.
Eskinin geride bırakılacağı, sahici adımlar atılacağını umut edebiliriz.
Dileriz süreç iyimserliği artıracak bir süratle ve hukuk devletini de yanına alarak hızla sonuçlanır.
Popüler sorular berrak bir şekilde cevaplanmış olur.
Temkin ve tereddüt kaybolur, iyimserlik coşku ve sevince dönüşür…
Normalleşir, rahatlar, özlediğimiz huzura kavuşuruz.
Yazarlar
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025
11.07.2025
4.07.2025
28.06.2025
20.06.2025
2.06.2025
23.05.2025
18.05.2025