Figen Çalıkuşu
Daron Acemoğlu, “Dar Koridor” adlı son kitabında, Gürcistan’ın nasıl mafya devletine dönüştüğünü anlatır.
Hayretle okumuş, bir devletin o hale gelebileceğine inanmakta zorluk çekmiştim.
Şimdi böyle şeylerin nasıl olabileceğini Sedat Peker’in açıklamalarıyla somut biçimde “içerden” öğreniyoruz...
Peker’in son tweetleri de kibarca “Pudra sistemi” diyebileceğim bu yapı hakkında...
Tweetlerden birçok şeyle birlikte Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’nun oradaki diğer zevat gibi görüşmelerini İletişim Başkanlığı santralı üzerinden yaptığını öğrendik.
Rahmetlinin trafiği de epey yüklüymüş...
Uyuşturucu baronuna vatandaşlık almaktan, Adli Tıp Kurumundan rapor ayarlamaya, Ziraat Bankası’ndaki kredi işlerinden hasım uyuşturucu baronları arasında top çevirmeye, hâkimlere, savcılara ziyaretlere, telefon açmalara kadar...
Sedat Peker’den bir de Mersin Limanı’na gelecek yüklü miktarda paranın piyasaya sokulmasını istemiş...
Mersin Limanı’ndan vızır vızır “kara para” geçtiğini de bu sayede öğrenmiş olduk...
“Suç örgütü lideri” Peker de “Cumhurbaşkanı başdanışmanına” böyle işler yapmamasını öğütlemiş.
Galiba sadece bu gerçek bile ülkenin ne durumda olduğunu göstermeye yeter.
Zindaşti ve hasmı Orhan Üngan davasının ayrıntılarına girmeyeceğim.
Ama bilinen gerçek, her iki davada da Burhan Kuzu hâkimlerle ve savcılarla görüşmüş.
Bütün bu görüşmeleri de Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı üzerinden yapmış.
Kendisinin Külliye’den arandığını söyleyen bir hâkim ifadesi de vardı zaten.
Peki, bir ülkenin bu hale gelmesi, böylesine çürümesi için ne gerekir?
Denetimsizlik gerekir...
Yargının kırımı gerekir...
Hukuka ihanet ve HSK’nın devre dışı kalması gerekir...
Yargının çökmesi tabii en önemli kısmı, bu rezaletin.
Zaten “Pudra sisteminin” yargıdaki çıplak hali, Orhan Ünğan davasında iyice ortaya çıkmış.
Orhan Ünğan, kardeşinin öldürülmesi sonrasında girdiği duruşmada ilk kez “İstanbul Grubundan” söz etmiş.
Bu grup ile davasının ilişkisini, rüşvet alan isimleri, baskı gören hâkim ve savcıları hatta bazı
HSK üyelerinin isimlerini duruşmada söylemiş. Duruşma savcısına “sen de dahilsin, senin hakkında suç duyurusunda bulunuyorum” demiş.
Ama o duruşma kayıtları ne ilginçtir ki silinmiş. Yok edilmiş.
Kayıtlardan birileri haberdar ama “haberdar olanların” işi iddiaları araştırmak değil, “kayıtları” silmek olmuş anlaşılan.
Bir sonraki duruşmaya Orhan Ünğan elinde ses kayıtlarının silindiğini gösteren bilirkişi raporu ile gelmiş. Ayrıca “kaybolan” ses kayıtlarını da duruşmada ibraz etmiş.
Mahkemenin “kaybettiği” belgeleri, hapishanedeki sanık buluyor.
Ve biz bu ülkede yaşıyoruz.
Bizim ülkemizde oluyor bunlar. Böyle bir çöküntünün tam ortasındayız.
Timur Soykan “Baronlar Savaşı” isimli kitapta bu sistemin bir kısmını anlattı bizlere.
Cumhurbaşkanlığı sisteminin savunucusu olan Burhan Kuzu bir keresinde şöyle demişti: "Ben parlamenter sistemi eleştiriyorum, sistemde denetim yok..."
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından ettiği telefonlarla, rüşvet pazarlıkları yaptığı ortaya çıkan Kuzu’nun ne tür bir “denetim”, daha doğrusu “denetimsizlik” istediğini, tek adam rejimini niye öyle canla başla savunduğunu son açıklamalarla net biçimde gördük.
Benin kuşkum mevcut sistemde “negatif bir denetim” var...
Denetim yapmaya kalkanı “denetleyen” ve sistemden çıkartan bir sistem...
Bütün sistem, denetimsizlik üstüne...
Düşünsenize, İzmir’e gönderilirken Kolombiya’da yakalanan kokainler için soruşturma bile açılmadı.
Peker’in anlattığı “Kutlu Adalı Cinayetinde” Mehmet Ağar ve Korkut Eken’in isimleri geçti mesela.
Savcılığın soruşturma açtığı bilgisi var ama devamını bilmiyoruz.
Bir gazetecinin öldürülmesi planına bizzat karışan biri, itiraflarda bulunuyor ama yargı tam bir sessizlik içinde.
Sedat Peker’in diğer paylaşımları içinse bir soruşturma haberi bile yok.
Binali Yıldırım. Son Başbakan...
Oğlunun Venezuela gezisi...
Değişen kokain yolu trafiği...
Ne oldu? Hiçbir şey.
Ama bir “şey” değişiyor...
Sırlar ortaya çıkıyor. Rezillikler tek tek ortaya dökülüyor.
Ve Sedat Peker artık açtığı parantezi kapatmaya doğru yol alıyor.
Sorulması gerektiğini ima ettiği soru şu:
“Pudra kokulu denetimsizlik sisteminde asıl denetçi kim? Bu korkunç suçlardan kim sorumlu?”
Ben size bir şey söyleyeyim, bugün “hiçbir şey olmuyor” diye üzülmeyin.
O kadar çok kanıt, o kadar büyük bir gürültüyle birikiyor ki bu “gürültü” sonunda bütün ülkeyle birlikte yargıyı da yattığı uykudan uyandıracaktır.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.12.2025
12.12.2025
5.12.2025
28.11.2025
21.11.2025
14.11.2025
7.11.2025
31.10.2025
17.10.2025
10.10.2025