Figen Çalıkuşu
Anayasal düzen için tek tehdit “darbe teşebbüsleri” midir?
Yoksa zaten iktidarda olan bir gücün, Anayasa’nın kurallarına uymaması da anayasal düzen için hukuki bir tehdit midir?
Darbe suçlarının yaptırıma bağlanmasında amaç, tabii ki devletin Anayasa ile meydana getirilmiş temel düzenine, temel organlarına ve siyasi kuvvetlerine hukuk dışı yollarla yapılacak saldırılara karşı devleti korumaktır.
Darbeye teşebbüs suçu yasa gereği “cebir ve şiddet” ile işlenir. Buradaki “ve” bağlacı önemlidir, dikkatinizi çekerim “veya” bağlacı kullanılmamıştır. Fiziki yani maddi cebir ve şiddet aranır.
Ancak...
Neredeyse tüm “darbeye teşebbüs” yargılamalarında “cebir ve şiddet” ile yetinilmediğini görmekteyiz.
Çünkü gerçekleşmemiş darbe sonrasında, hukuk dışı yolla saldırıya uğrayan siyasi kuvvet, topyekûn bir hesaplaşmaya girişir.
Yasada “cebir ve şiddet” yazılı olduğu halde, örtülü bir “tehdit” parantezi açılır. Parantez içine, siyasi gücün kendisi için tehdit olarak gördüğü herkes sığdırılmak istenir.
“Anayasal düzen saldırıya uğradı” gerekçesi ile aslında iktidarını korumak adına, yeri gelir Anayasal rejim fiilen değiştirilir ya da güdümlü mahkeme kararları ile Anayasa yok sayılır. Korunmak istenen Anayasa defalarca ihlal edilebilir, anayasal suçlar işlenir.
Türkiye’nin iki ileri bir geri “don lastiği” hallerinin, dertlerinin düğüm noktası bu sorudadır: Bizim hukuk sistemimizde Anayasa yeterince “koruma” altında mıdır?
Herhangi bir siyasi iktidar, Anayasa’yı yok sayan icraatlarda bulunursa, Anayasa’nın maddelerine aykırı işler yaparsa, böyle bir saldırı karşısında Anayasa ve anayasal düzen hukuken nasıl korunacaktır?
Anayasal sistem, “dışarıdan” gelen bir darbeye karşı yasalarla korunurken, iktidar tarafından gerçekleştirilen “içeriden” bir zorlamaya karşı nasıl güvence altına alınacaktır?
Ne Anayasa’da ne de yaptırımı gösterecek yasada, bu yönde bir düzenleme olmadığı için Anayasa ancak “darbeye teşebbüs” halinde bir korumaya sahiptir.
Anayasa böylesine “korunaksız” kaldığında ise yetkilerini Anayasa’dan alan organlar, yürütmesi ile yargısı ile “Anayasal düzeni koruma” gibi elverişli bir kılıf ile varlık sebebi olan Anayasa’yı rahatlıkla yok sayabilirler...
Örneğin bir mahkeme hâkimi Anayasa hükmünü yok sayarak Anayasa Mahkemesi kararı ile bağlı olmadığına dair karar alabiliyor. Açıkça Anayasa’yı çiğniyor. Ama cezasız kalıyor.
Anayasal kurum olan HSK, varlık sebebi Anayasa’yı yok sayan hâkimi koruyor, Anayasal suç işliyor ama o da cezasız kalıyor.
Üstelik Anayasa’yı yok sayan ve direnen hâkim, TCK’da açıkça “cebir ve şiddet” aranmasına rağmen “düşünceyi” suç sayıp, “Anayasal düzen için tehdit” kabul ederek “darbeye teşebbüs” suçundan ceza verebiliyor. Parlamentonun çıkardığı yasayı yok sayıp yeni bir yasa uyduruyor. Yasa koyucunun yerine geçiyor. Anayasal düzeni parçalıyor.
Anayasal düzen için hangisi tehdit?
Anayasa’da teminat altında olan düşünce özgürlüğü mü, Anayasa’yı fiilen yok sayan ve cezasız kalan hâkim mi?
28 Şubat davasında olduğu gibi, Sincan’da tankların geçmesi “cebren hükümeti devirmeye elverişli eylem” kabul edilerek “darbeye teşebbüs” suçundan ceza verilebiliyor.
Oysa Sincan’da tankların yürümesi ertesinde hükümet cebren düşmediğine göre darbe suçunun “cebir ve şiddet unsuru” oluşmaz.
Askerlerin üzerine vazife olmadığı halde demokrasiye ayar vermek adına tank yürütmeleri suçtur ama yasanın tarifine göre teknik olarak suçun adı “darbeye teşebbüs” suçu değildir.
Bugünlerde, 28 Şubat mahkeme kararına göre o süreçte, başta gazeteciler olmak üzere aktif rol oynayanların “cebir ve şiddet” ile bağları kanıtlanmadan yargı yoluyla “darbeci” ilan etme tehdidi piyasaya sürülüyor.
Aynı tarlayı sürüp her seferinde zehirli hasat alma filmi hep vizyonda mı kalacak?
15 Temmuz Darbe Kalkışması öncesinde “Fetöcüler darbeye hazırlanıyor” yazıları da bir zaman sonra bu şekilde mi yorumlanacak?
Anayasa “darbe” dışındaki suçlara karşı da sıkı bir koruma altına alınmadıkça, verdiğim örneklerdeki çalkantılar hep yaşanacaktır.
Anayasal düzeni her türlü saldırıya karşı koruyacak yasal bir güvenceye bu ülkede iktidarın da muhalefetin de ihtiyacı var.
Aksi takdirde hukuki yapı bir tahterevalliye dönüşür, üste çıkan diğerlerini Anayasa’yı yok sayarak ezer. Bu böyle sürer gider.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları












































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.12.2025
28.11.2025
21.11.2025
14.11.2025
7.11.2025
31.10.2025
17.10.2025
10.10.2025
3.10.2025
26.09.2025