Hakan AKSAY
Duygularım karışık.
Birbirine çok uzak şeyler aklımda dans ediyor: Seçimler ve gelincikler gibi...
Ege kıyısında bir kasabadayım. Meydanda bir şenlik havası var.
Şarkı söyleyenler, dans edenler, kenardan gülümseyerek dedikodu yapanlar, çocuk oyunları ve bağrışmaları, kimisi aşka kimisi sekse benzeyen sarılmalar...
Hava da güzel, doğa da...
Neden beni rahatsız ediyor bu mutluluk tablosu?
İçimden bağırmak geliyor:
“Dikkaaaat! Göktaşıııı! Göktaşı düşecek kafamızaaaa!..”
Ne olur böyle bağırsam? Hiiiç! Şöyle bir bakıp devam ederler az önce yaptıkları her neyse.
Ya başka türlü bağırsam:
“Dikkaaaat! Bombaaaa! Yere yatıııın!..”
Sanırım bu işe yarayabilir.
Demek ki insanlar göktaşından fazla bombadan, doğa olaylarından ziyade terörizmden korkuyor.
Peki ya içimdekini dışarı vursam:
“Dikkaaaat! Diktatörlüüüük! Çok yakında uzun süreliğine yerleşebiliiiir!”
Ne yaparlar?
Emin değilim. Daha çok göktaşı tepkisine benzeyebilir.
* * *
Meydana kurulan küçük sahnede adını bilmediğim bir grup şarkı söylemeye başlıyor:
“Boş vermişim dünyaya. Ağlamak istemiyorsan sen de boş ver dünyaya.
Hayat inan çok kısa. Belki çıkmayız yaza...”
Yok, o kadar da değil. Yani hayat kısa da... Şu yazı çıkarırız, çıkarmalıyız.
Meydana doluşan, gülen, eğlenen, konuşan, bağıran insanlar 24 Haziran’la ilgili ne düşünüyor acaba?
Çay bahçesi masalarının bir bölümünde Sözcü gazetesi...
Herhalde AKP’yi pek sevmiyorlar. Ve Kürtleri de. Muhtemelen dindar-muhafazakâr insanları da.
Dün burada birkaç kişiyle konuştum. Erdoğan’a ateş püskürüyorlardı. Kimisi İnce’nin “kesinlikle kazanacağını”söylüyordu. Kimisi de “ne yaparsan yap iktidarın hile-hurda yoluna devam edeceğini”. Bazıları ise kendi seslerine ve cümlelerine hayran bir edayla oy kullanmaya bile gitmeyecek kadar yükseklere yerleşmişti.
İçlerinden bazıları “HDP’nin her an AKP ile anlaşabileceğini”kanıtlamaya çalışıyordu. Sanırım bunların bir kısmı CHP’li, bir kısmı da eskiden CHP’ye oy vermiş, şimdi ise Meral Hanım’a güvenmiş kişilerdi.
Bir diğeri de “İyi Parti’nin ikinci turda Erdoğan’a sığınacağını”iddia ediyordu.
Gül’ün, Akşener’in, İnce’nin adaylığı konusunda aralarında gürültülü tartışmalar çıkıyordu.
İlginç, diye düşündüm. Hepsi Erdoğan’a karşı. Ve hepsi kendi arasında kavgalı gibi...
Onlarla biraz konuştum. Ama sesleri yükselmeye başlayınca sustum. Söylemem halinde bana çok kızacakları şu cümle içimde kıpırdandı:
“Bir bilseniz, Erdoğan sizin gibi paramparça muhalifleri ne kadar seviyor...”

* * *
İnsanlar siyaseti ve siyasi dengeleri iyi bilmiyor olabilir.
Ama durmadan siyasi söylemlerle oyalananların siyaset olmasa da en azından aritmetik bilmeleri, vicdanları sükûnet içindeyse bile akıllarıyla çözüme yaklaşmaları gerekmez mi?
Kimse Erdoğan’ı tek başına yenemiyor. Nokta.
Erdoğan da tek başına kazanamıyor. Onun için yanına MHP’yi, BBP’yi aldı. SP’nin epeyce peşinde koştu.
Çünkü toplama çıkarma biliyor.
Muhaliflerin önemli bir kısmı ise aritmetik gibi "banal" gerçeklerin çok üstünde, “prensip bulutları” arasında uçuşuyor.
Şunun şurasında 50 gün var; Erdoğan’a karşı olanlar, kendi aralarındaki “ilkesel kavgacılığı” bir kenara bırakamazlar mı bu süre için?
Dahası da var: Madem Erdoğan’ın tek adam rejimine karşı çıkıyorlar, o halde tek adamlığa karşı çoğulculuğu, çeşitliliği, farklılık içinde bir arada yaşamayı ve başka gruplara karşı hoşgörüyle yaklaşmayı deneyemezler mi?
Muhafazakârlar da içinde, herkese yönelik bir seçim kampanyası yürütmek gerektiği ortada değil mi? (Bu açıdan İnce’nin kampanyaya CHP rozetini çıkarıp “herkesin cumhurbaşkanı adayı” olma iddiasıyla başlaması iyi bir hamleydi.)
Özellikle Kürtler yokmuş ya da uzak durulması gereken hastalıklı seçmenlermiş gibi davranmaktan vazgeçmek gerek. HDP’yi “şeytanileştirme” stratejisinin mimarı Erdoğan. Madem muhalif adaylar ona karşı cesaretle sahneye çıktılar (evet, cesaretle, çünkü Erdoğan’a yenilirlerse yarın başlarına kötü şeyler gelebilir), o halde neden onun koyduğu oyun kurallarına göre oynuyorlar? Neden işbirliğine HDP’yi (sonuçta önemli rol oynayacak yüzde 10 civarında bir kitleyi) dâhil etmiyorlar? Hâlâ daha korku ayarlı sözüm ona taktik adımlar mı?
Bu arada iktidarın mağdur ettiği ve bazı muhalifler tarafından adaletsiz girişimlerle dışlanmaya çalışılan Kürtler ve sol hareketler arasında, muhalefet içi ayrışmayı derinleştiren ve boykota kapı aralayan açıklamaların da doğru olmadığını düşünüyorum.
En sağdan en sola kadar Erdoğan’ın tek adam rejimine karşı çıkan herkesin her gün değil, her dakika bu amacı hatırlamasını, hatırlamakta zorlanıyorsa kendi kendine durmadan tekrarlamasını, o da olmuyorsa bir kağıda yazıp sürekli olarak gözünün önünde bulundurmasını öneriyorum.

* * *
Bugün çoktan beri olmayan bir şans var toplumun önünde: Bu iktidardan kurtulmak mümkün.
16 yıldır iktidarda oldukları yetmiyormuş gibi, kendi egemenliklerini bir kader ve bir müebbet cezası gibi dayatanlara, bir an için bile olsa koltuktan kalkmak istemeyenlere “Artık yeter!”deme zamanı!
Halkın yarısından fazlası bu iktidara karşı. Kendi saflarında bile yoğun bir memnuniyetsizlik var.
CHP’nin 15 milletvekili hamlesinin ve Gül’ün aday olma ihtimalinin, iktidar çevrelerinde nasıl bir paniğe yok açtığını gördük.
Zayıflar ve korkuyorlar.
Korktukları için eskisinden daha sert davranıp korkutmaya çabalıyorlar.
Bütün bunları boşa çıkarmak mümkün.
Hayalden söz etmiyorum.
7 Haziran’ı hatırlayın.
O kadar çaresiz değiliz.
Yeter ki gücümüze inanalım ve kendi aramızdaki tüm farklılıkları hoşgörüyle karşılayalım.
O dincidir, bu Atatürkçüdür, öteki Kürttür, beriki Alevidir, filanca milliyetçidir, falanca solcudur türü bölücülükle uğraşmayalım.
Demin bir kağıda yazdığımız ana amacı hatırlayalım.

* * *
Ben bunları yazarken hava karardı. Meydandaki kalabalık büyüdü. Şarkılar daha gür sesle söyleniyor.
Yine manidar sözler çınlatıyor ortalığı:
“Bundan böyle düşünerek atın adımlarınızı.
Elbet bir gün mutluluktan yana alırız payımızı.”
İçime bir kurt düşüyor bir kez daha.
Bu insanlar 24 Haziran’a hazır mı?
Bu güzelim denizden bir adım ötede, dağların ve ovaların birkaç km içinde, harika bir bahar akşamında mutlu mesut şarkılar söylerken yarın kendilerini bekleyen tehlikeyi biliyorlar mı?
Kalabalığa yaklaşıp bağırsam mı acaba:
“Dikkaaaat!
Göktaşıııı!
Bombaaaa!
Diktatörlüüüük!..”
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları



























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025