Hakan TAHMAZ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, DEM Parti’ye, PKK lideri Abdullah Öcalan’a ve Kürt sorununa bir yıldır sergilediği yaklaşım ve söylemi insanları şaşırtmaya devam ediyor. Sanki çağ atlamış gibi algılanıyor.
Bahçeli, Salı günü partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada ilk kez, Meclis Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda bir heyetin Abdullah Öcalan’ı da dinlemesi gerektiğini ve partisinin buna hazır olduğunu söyledi. Toplantı sonrasında, bir gazetecinin sorusu üzerine ise eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği hak ihlali kararıyla ilgili olarak, “Demirtaş’ın tahliyesi Türkiye için hayırlı olacaktır.” ifadelerini kullandı. Bu sözler Türkiye’nin siyasi gündemine bomba gibi düştü.
Her iki konunun da uzun süredir ülke gündeminin ilk sıralarda yer alması, toplumsal beklentilerin ve tartışmaların bu noktalara odaklanmasına yol açtı.
Demirtaş ve arkadaşlarıyla birlikte Osman Kavala ve diğer Gezi davası tutuklularının tahliye olasılığının belirmesi, kamuoyunda heyecan yarattı. Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarını tanımamanın on yıllık zulmünün sona erebileceği yönünde bir umut dile getirilmeye başlandı.
Bu yazıda, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in yerine atanan kayyımların görevde kalmaya devam etmesi kararını unutmadan, Bahçeli’nin konuşmasında özellikle gözden kaçırılmaması gereken bazı hususlara dikkat çekmek istiyorum.
Öncelikle, bu konuşma AK Parti ile MHP ya da Bahçeli ile AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki güncel siyasal gelişmelere yaklaşımda bir uyum bozulmasına ve politik çatlağın büyümekte olduğuna işaret eder nitelikte.
Bilindiği gibi, Kıbrıs seçim sonuçlarına yaklaşım konusunda iki parti arasındaki görüş farklılığı çok keskin ve sert biçimde dünya kamuoyuna yansımıştı.
Bahçeli seçim sonuçlarını “Kıbrıs Türkleri ve Türkiye için kabul edilemez” bulmuş ve sonuçların tanınmaması çağrısı yapmıştı. Konuyu, İsrail ve Yunanistan’ın jeopolitik hedefleri bağlamında Kıbrıs Türklerinin ve Türkiye’nin “beka ve güvenlik” meselesine bağlamıştı.
İktidar partisi mensupları ise doğru ve doğal olanı yaparak sandık sonuçlarına saygılı bir tutum sergilediler.
Bahçeli’nin Salı günü grup toplantısında sarf ettiği şu sözler de gözden kaçmamalı:
“Bölücü terör örgütünün örgütsel varlığı lağvedildikten sonra örgüt elemanlarının SDG/YPG silahlı güçlerinin Suriye merkezi yönetimiyle entegrasyon müzakereleri devam ederken ayrı bir tümen kurma taleplerini milli güvenliğimize doğrudan bir tehdit olarak değerlendiriyoruz.”
Bu açıklama, Suriye’deki olası gelişmelere dair önleyici bir tepki niteliğinde.
Oysa kısa süre önce Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye ile SDG/YPG arasındaki pürüzlerin giderilmeye başlandığını ifade etmişti.
Bahçeli, bu durumu “yakın tehlikenin birebir takibiyle birlikte sahada önüne geçilmesi akut bir ihtiyaçtır” sözleriyle tanımladı.
Bu vurgu, Türkiye’ye özgü yeni çözüm sürecinin önündeki en ciddi engellerden birine işaret ediyor. Yani Bahçeli’nin çıkışı, iktidarın bilgisi ve onayıyla yürüyen Suriye sürecine ilişkin bazı yönleriyle bazı kesimler tarafından açık bir itirazı içeriyor.
Gerçekten de, Suriye ve Rojava’nın geleceği, iktidarın yeni süreçteki temel motivasyonu olmayı sürdürüyor. Ancak Bahçeli’nin güvenlik merkezli yaklaşımı, siyasi bir değişim veya öğrenme süreci yaşamadığını, tam tersine eski reflekslerini koruduğunu gösteriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD, Katar ve Mısır devlet başkanlarıyla birlikte Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde Barış Zirvesi’nde imzaladığı bildirinin mürekkebi kurumadan, Bahçeli “soykırımcı İsrail lideri Binyamin Netanyahu ile barış olamayacağını, hesap sorulması gerektiğini” açıkladı.
Bahçeli ile Erdoğan arasında bir süredir merakla izlenen yeni çözüm sürecine ilişkin yaklaşım farklılığı, tüm bu gelişmelerle birlikte canlılığını koruyor.
Bu farklılık, “devletin bekası” ve “ulusal güvenlik” konularına denk düşen bir boyuta sahip olsa da, Cumhur İttifakı’na ömür biçmek için henüz erken.
Bahçeli, önceki deneyimlerinde olduğu gibi bu kez de ittifakı bozmama yönünde dirençli davranabilir.
Kendi seçmenini, “devlet dış güçlerin tehditleri altında, Erdoğan’a sahip çıkmak zorundayız” gerekçesiyle ikna etmeye devam edebilir.
Ancak Erdoğan artık Bahçeli’nin desteğini faydalı görmezse, ya da yeni bir siyasi partner ortaya çıkarsa, bu denge hızla değişebilir. O noktada ne olacağını kestirmek güç. Yaşayıp göreceğiz.
Bir diğer bir ihtimal de, her iki liderin kendi aralarında rol paylaşımının gereği olarak sergiledikleri tutum ve yaklaşımların muhalefet tarafından böyle anlaşılmasına yol açacak siyasi oyunun kötü senaryosunu birlikte yazmış olmalarıdır.
Bu olasılık yabana atılmamalıdır; çünkü böylesine bir oyun, toplumsal çürümenin zirve yaptığı bir tabloya işaret eder.
Ancak bu bir gerçeği değiştirmiyor, toplumun barış umudunun yeniden istismar edilmesi, uzun vadede en yıkıcı sonuçları doğurabilir. Böylesi yeni çözüm sürecinde ateşle oynamak gibi bir şey olur.
Aynı zamanda Suriye’de Kürtlerin varoluşlarının anayasal hali veya Şam ile SDG/ YPG ilişkisi Türkiye’deki çözüm süreci açısında İngiliz düğümüne dönüştü. Başta Meclis Komisyon heyetinin Abdullah Öcalan ile dinlemesi ve Selahattin Demirtaş’ın tahliyesi bu düğümün çözüldüğün işareti olacağı anlaşılıyor. Bahçeli son grup konuşmasında vermek istediği esas mesaj bu olabilir.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
23.12.2025
18.12.2025
12.12.2025
9.12.2025
5.12.2025
2.12.2025
25.11.2025
20.11.2025
14.11.2025