Hakan TAHMAZ
Türkiye’deki savaş, Suriye’nin/Kobanê’nin geleceği üzerinden sürüyor. Çözüm masası kurulduğunda taraflar farklı Kobanê hesap ve planlarıyla masada yer aldılar. Masanın devrilmesinde de Kobanê’deki gelişmeler aynı ölçüde rol oynadı.
Bu durumun kendisi barışın inşası için tarafların siyasi iradesinin çok önemli olduğu ama tek başına yeterli olmadığını gösteriyor. Doğal olarak farklı platformlarda yaşanan çatışmalar veya yapılan hesapların tutmaması üzerine çözüm masasının kolay, bedelsiz devirmesini engelleyecek yegane unsur barışın sosyal ve toplumsal zeminin güçlü olmasıdır. İlk başlarda Çözüm Süreci’ne desteğin yüksek olması büyük ölçüde herkesin “çözümden anladığının” çok farklı olmasından ve beklentinin büyük ölçüde şiddetin sona ermesine hatta PKK’nin siyasal tasfiyesine indirgenmiş olmasıyla alakalı bir durum olduğu bugün çok daha net açığa çıkmıştır. Aksi halde bugün savaş siyasetine büyük ve güçlü toplumsal destek olmazdı.
Suriye’de yaşananları da dikkate aldığımızda yeni Kürd savaşının uzun süreceği görülüyor. Tarafları, savaş politikasını terk etmeye zorlayacak olan barışın sosyal ve toplumsal zeminin güçlü inşasıdır. Barışı engelleyenin kurucu ideoloji ve türevleri olduğu gerçeğinin kavranması/görülmesidir. Bütün bölge devletlerinde var olan güçlü Kürt karşıtlığının Türkiye’de beslendiği siyasal zemin, kurucu Kemalist ideoloji ve onun yarattığı Kürt düşmanlığı ve bölünme korkusudur.
Türkiye’de bütün siyasal kimlikleri bu hat şekillendirmiştir. Barış hareketi, ancak bu gerçekliği değiştirebildiği ölçüde toplumsal etkisi gelişir, caydırıcı güç olma imkânını yakalar. Barışın ve çözümün yolu Türkiye sosyal ve siyasal gerçekliği veri kabul ederek değişim mücadelesinden geçiyor.
Sosyal ve siyasal gerçeklik Kürd meselesini sorun olmaktan çıkaracak toplumsal gerçekliğin Kürd siyasal hareketi dışında üç etkin odak biri ise toplumsal etkisi sıfır olan ama tarihsel anlamı olan siyasal odağın değişim ve dönüşümün barış/çözüm için zaruri olduğunu emrediyor. Milliyetçi, ırkçı, ulusalcı odak ideolojik nedenle, sol/sosyalist odak ise toplumsal etkisi bakımından çözümün ve barışın inşasında özneleri olmaktan uzaklar. Bu koşullarda barış ve çözümün kaderi, cumhuriyetçi ve muhafazakâr çevrenin dönüşümüne ve değişimine bağlı hale gelmiştir.
Bunlardan birini hesap dışı tutmak, dikkate almamak çıkmaz sokağa sapmaktır. Barış ve çözümü imkansızlaştırırken savaşın siyasal ve sosyal zeminlerinin pekişmesine yol açmaktır. Hiçbir siyasal gerekçe bizim böylesi bir sonuca ulaşmamıza hizmet eden siyasal tutumu izah etmeye yetmez.
Cumhuriyetçiliğin çıkışında, var oluşunda olduğu kadar Türk muhafazakârlığı da aynı paradigmadan fazlasıyla besleniyor. Kurtuluş savaşından kalma millicilik her daim Türkiye’nin en revaçta ve güçlü ideolojik akçesi olmuştur.
Siyasal İslamcılar, muhafazakârlar ümmetçilikten daha önce “devletçi” olmakla, cumhuriyetçiler, sosyal demokratlar devleti kuran parti ve gelenek olmakla övüne gelmişlerdir. Bu kesimler için “devletin bekası” evrensel ve inançsal değerlerden her zaman daha öncelik gelmiştir. Birbirinin tezadını oluşturan bu iki kesimin çözüm ve barış için temel özelliklerinden yola çıkılabilinir. Cumhuriyetçiler statükoculuktan ve yanlış temellerde kurulmuş devleti kurucu özne olmanın avantajlarından kurtulmalarını ve çağdaş, Batı’ya yön çevirmiş olmanın gereklerini yapmaya zorlamak gerek. Irkçılıktan uzaklaşmış muhafazakârların ise inançsal değerleriyle evrensel değerlerin çatışma ve çekişmesinde tavırlarını evrensel olandan yana koyacak bir zihniyet dünyasına açılmaları sağlanmalıdır.
Muhafazakâr değişimi, dönüşümü olarak AK Parti’nin değişimi dönüşümü anlaşılamayacağı gibi Cumhuriyetçilerin değişim ve dönüşümün de CHP’nin değişim ve dönüşümüne indirgenemez. Siyasal öznelerin değişimi, dönüşümü sosyal kesimlerin değişim ve dönüşümün gelişmesine bağlıdır, bu ilişki her zaman doğrusal olmaz. Aynı zamanda cumhuriyetçi veya muhafazakârlardan birini ötekileştirme, dışlama barışa, çözüme çelme atmaktır. Barış ve çözüm, bu iki büyük sosyal kesimin, millicilikten uzaklaşmaları ve evrensel değerler temelinde ittifakıyla olabilecek bir şeydir. Türkiye eninde sonunda bu yola girecektir. Biz uzayan süreyi kısaltabiliriz.
Yazarlar
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.07.2025
25.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
11.07.2025
21.05.2025
1.04.2025
20.02.2025
1.02.2025
29.12.2024