Hakan TAHMAZ
Türkiye Fırat’ın doğusuna müdahale için gün sayıyor. Cumhurbaşkanının ifadesiyle “bir gece ansızın” müdahale gerçekleşecek. Türkiye, riskli bir sürece girdi.
Cumhurbaşkanı partisinin 5 Ekim’de Kızılcahamam toplantısında ifade ettiği gibi müdahalenin hem karadan hem havadan yürütülmesi ise riski daha da artıracak.
ABD’nin yaklaşımının, Türkiye’nin istediği gibi ortak bir müdahaleden yana olmadığı ortaya çıktı. Türkiye’nin tek başına müdahale etmesi durumunda hava harekâtına hava sahasını açıp açmayacağı netleşmedi.
Ankara, bu koşullarda, tek başına müdahalenin zor olduğunun farkında. Bazı askeri bürokratların operasyona sıcak bakmadığı yazıldı, çizildi.
ABD ile ortak müdahale başarılamayınca, en azından ABD’nin rızasını alacağı ya da bir noktaya kadar sessiz kalmasını sağlayacak bir yol ve yöntem bulmak durumunda. ABD ile gerilimi göze alabilir ama bütünüyle karşısına alamaz. Böylesi bir durumda işlerin tümden çıkmaza girme riskini göğüslemesi pek de mümkün görünmüyor.
Türkiye, uzun süredir iç ve dış siyasetini Suriye’deki muhtemel gelişmelere ve hedeflerine göre dizayn etmeye çalıştı. İç ve dış ilişkilerini bu ihtiyaca göre şekillendirdi.
Türkiye’nin açıkladığı müdahalenin içeriği, kapsamı, program ve plandan meselenin “terör tehdidi” olmadığı anlaşılıyor.
SGD’yi süpürüldüğü yerleşimler, yeni kentler kurulması, yerleştirilecek Suriyeli mültecileri belirlemesini, Su, okul, konut, idari bina, yol gibi müteahhitlik işleri yapmasını, kaymakam, vali, idari yerel yöneticileri ve güvenlik bürokratları atamasını tehdit ile açıklamak mümkün değildir.
Suriye’de 9 yıldır süren savaşın yarattığı yorgunluk, çözümün zorluğu, geçiş sürecindeki dengeler, beklentiler ve hedefler Suriye’nin egemenlik hakkına müdahale bunlara karşı, Türkiye ilk başta sert muhalefetle ve dirençle karşılaşmayabilir.
Bu müdahale, zamanla Suriye ile ilişkilerde ve müdahale edilen topraklarda yaşayan topluluklarla, Kürtlerle telafisi zor sorunlara yol açacak ve var olan husumet derinleştirecek.
Afrin’e operasyon sonrasında yaşananların yarattığı rahatsızlığı ve sorunları gidermeyi başaramamış Ankara’nın, benzer şeylere yol açacak kapsamlı müdahalesi tam bir felaket olacak.
Afrin’deki gibi Arapça, Türkçe tabela ve sokak yazıları tek başına bir çok şeyi anlatmış olacak. Gaziantep üniversitesine bağlı yüksek okul açılma planı başka bir şeye gerek bırakıyor.
Uluslararası hukuk, savaş hali ya da başka herhangi bir gerekçe, bahane başka bir ülkenin egemenlik hakkına böylesine bir müdahaleye izin vermez. Son dönemde, ülke yönetiminde egemen olan hukuksuzluğu komşu topraklara taşınması Türkiye’yi dış dünyada, yalnızlaştırır ve çok zor durumda bırakır.
Suriyeli mültecileri kendi esas bölgelerinin dışında bir bölgeye gönderilmesi, Suriye’nin demografik yapısını değiştirme eleştirisine ve tepkisine yol açacaktır. Bu aynı zamanda bölgede Kürt, Arap gerilimi tırmandırmak ve aralarında daha fazla sürtüşme anlamına gelir. Bu girişim Suriye’de sorunu daha da büyütmek olacak, bölgenin istikrarsızlaştırılması sonucunu doğuracaktır.
Daha da kötüsü, Türkiye Kürtlerinde fazlasıyla yaygın olan Ankara’nın Kürt karşıtlığı sınırları aşan bir algıya ve olguya dönüşecektir. Artık, bölgenin bir sorununa dönüşmüş olan Kürt Meselesinin çözümü daha da zorlaşacaktır.
Hiç kuşkusuz iktidar partisi ve ortakları bunu bilmiyor ya da kestiremiyor değil. Kürt sorununu tarihsel alışkanlıklarıyla “devşirme yoluyla” savuşturabileceklerini, ileri bir tarihe erteleyebileceklerini sanıyorlar. İçerde ve dışarda bunun pratiklerini sergiliyorlar.
Hak, hukuk, adalet ayaklar altına alınmış durumda. Kendilerine karşı ses çıkaran herkesi terörist, darbeci, dış güçlerin maşası olmak suçlamaktan bitap düştüler. En son iktidarın küçük partisinin MHP genel başkanı Devlet Bahçeli, hasta yatağından ana muhalefet partisi CHP’nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ nun dokunulmazlığının kaldırılması çağrısı yaptı. Kılıçdaroğlu’ nu PKK ile ilişkilendirmeye çalıştı.
Ya iktidar bloğunun karşısında olanlar ne yapıyor? ne düşünüyorlar? ne diyorlar?
Türkiye’nin bu noktaya sürüklenmesi sürpriz değil. Türkiye’nin bölgesel dinamikleri ve gelişmeleri dikkate almaksızın yaptığı tercihlerinin ve Kürtler kazanmasında kim kazanırsa kazansın siyaseti, ülkeyi bu noktaya getirdi. ABD, Rusya ve İran merkezli çözüm arayışının sıkışıklığı. Ankara, her adımını bu noktaya gelineceğini planlayarak attı.
Ana muhalefet partisi de ateşin büyüklüğünü gördüğünden olsa gerek, ortada kuyu var yandan geç oyunu oynuyor. Güvenlik, terör sözlerini duyduğunda iktidarın arkasında hazır ola geçiyor. “Vatan söz konusuysa gerisi teferruat” lakırdısı ile davranmanın ötesine geçmeye cesaret edemiyor.
İktidar sınır boyuna askeri sevkiyatı yapıyor, genelkurmay başkanlığı hareket planlarında son hazırlığını yapıyor, ana muhalefet konferans toplamakla yetiniyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin Kızılcahamam toplantısında hareket emrini verdiğini açıkladığı saatlerde Kemal Kılıçdaroğlu ’nun partisinin Abant toplantısında sadece Şam ile ilişki kurulmasını dillendirmesi, güvenli bölge planına ilişkin tek bir söz dahi söylememesi CHP’nin bu topa girmek istemediğinin işaretidir.
Bir hafta önce yaptığı Suriye Konferansının sonuç bildirgesini bile cesaretle savunmaktan uzak. Felakette sürüklendiğimize aldırış etmeden, “şimdi barış, Kürt meselesi konularını ön çıkarma zamanı değil, demokrasi, hukuk, cumhuriyet elden gidiyor” cambazlığının sonuna gelindiğinin farkında değil.
Önce demokrasi/cumhuriyet sonra barışı konuşuruz taktik ve stratejisinin ülkenin felakete sürüklenmesini kolaylaştırdığını, itiraz edenlerin ise teslim alınmaya çalışıldığını görmek istemiyor.
Bu müdahaleye karşı çıkmadan, sorunların müzakere ve barış yoluyla çözümünü isteyen toplumsal duyarlık sergilemeden nefes alamaz hale gelinecek.
İktidar bloğunun güvenli bölge ve güvenlik eksenli politikalarının gerçek alternatifi her yerde, herkesle, her zaman müzakere ve barıştır.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.04.2025
20.02.2025
1.02.2025
29.12.2024
26.10.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
6.12.2023
17.06.2023