Hasan ÖZTÜRK
Sırtında tonlarca yük taşırdı sanki bu yokuşu tırmanırken. Attığı her adımdan sonra diğer adımımı atabilecek miyim diye düşünürdü. Diğer çıkışlarında Elmas Ana'nın yanında oluşu cesaret verirdi ona. Bu kez yalnızdı ve Bentderesi yokuşu uzadıkça uzuyordu...
"Sen ortaokulu bitirmiş kızsın, yalnız başına gidip bankada bir hesap açtıramıyor musun?" diye çıkışmıştı ona çalıştığı evin patronu Elmas Ana. Bir kaç ay önce bir kumar masasında dostu öldürülünce, ilk kez, kazandığı paraları biriktirebilme olanağı yakalamıştı Fatma."Yeni bir belalı çıkıp paralarını elinden alıncaya kadar biraz paran biriksin," demişti patronu.
Birkaç adım ilerisinde yürüyen sarışın kız çocuğuna takıldı gözleri. Üvey kardeşini anımsattı ona önünde yürüyen küçük kız. Yedi yıl önce ailesini bırakıp evden kaçtığında, bu kızın yaşındaydı Mahmure. Kardeşinin şimdi on üç yaşında olduğunu anımsadı. Kıvırcık sarı saçlarını hep o tarardı kardeşinin. Yorgun yüzlü annesi, hastalıklı üvey babası ve gyüzünü her hayal ettiğinde, pis sırıtışından biran önce kurtulmak için uğraştığı üvey ağabeyi geldi gözlerinin önüne...
On sekiz yaşında düşmüştü geneleve; şimdi ise yirmi beş yaşındaydı. Yirmi beşten çok daha yaşlı görünüyordu. Mahallelerinin güzel kızı Fatma, orta boylu, kumral ve çevresinde dudaklarının ve gözlerinin güzelliğiyle ünlüydü. Tanınmamak için gözlükle gizlemişti güzel gözlerini bugün. Her erkeğe iç çektiren etli kırmızı dudaklarının bir kısmını ağzına doğru kıvırıp, alt dudağını ısırmış öyle yürüyordu. Tanınmamak için eşarp da bağlamıştı. Yaptığı bu değişiklikler boşuna mıydı acaba diye düşündü? Tüm erkekler üzerine üzerine geliyor, kadınlar alaycı gülüşleriyle ona bakıyorlardı sanki?
Bir lokantanın önünden geçerken başını çevirmemeye çalışarak yemeklerin olduğu vitrini kaçamak bakışlarla süzdü. Ne kadar çok severdi ev yemeklerini. Yemesinden çok pişirmesini severdi. Hep, bir evi ve evinin geniş mutfağı olsun istemişti. Evinin kadını olup çocuk doğurmak, geniş ve aydınlık mutfakta çeşit çeşit yemekler yapıp, işten gelen kocasını karşılamak, düşlerini süslerdi. Gerçekleşeceğine inanmamasına karşın bu düşü kurmaktan vazgeçmemişti. Yine aynı düşü kurduğunda dudaklarını acı bir gülümseme yaladı. Bu acı gülümseme onun yaşamının ayrılmaz bir parçası olmuştu.
Arkadaşı Handan'ı çağrıştırmıştı düşündükleri. Handan'a âşık olan bir adam, onu genelevden çıkarıp kendisine nikahlı eş yapmıştı. Üç ay sonra arkadaşı on kilo vermiş olarak geneleve döndüğünde ağlıyordu. Döndükten birkaç ay geçtikten sonra ancak gelebilmişti kendine. Evlendiği adam, ilk akşamdan başlayarak, kendisiyle evlendiği güne dek kimlerle yattığını ve nasıl seviştiğini anlattırmıştı ona her gece. Altı yıllık genelev yaşamının birinci yılını bitiremeden geri dönmüştü Handan. Yeni senaryolar bulamayıp eskilerini yinelemeye başladığında, kocası: "Sen yalancı orospunun birisin," deyip kovmuştu onu...
Karşıda, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne giden yolun ağzında bir tanıdığını gördü. Sık gelen müşterilerinden biriydi. Tanıdığı adam, gülerek karşısındakine bir şeyler anlatıyordu. Adama bir süre daha baktıktan sonra, fazla tedbirsizlik yaptığını düşünüp korktu; tehlike sezmiş kaplumbağalar gibi, başını mantosunun yakalarının arasına çekip gömdü...
Fatma, yani genelevde kullandığı adıyla Leman, sırtında tonlarca yükle zorlanarak çıktığı yokuşun bitmesini istemiyordu. Bu işkenceye alıştığını, asıl bundan sonra ki işkencenin canından can koparacağını düşünüyordu. Nasıl gidecekti bankaya? Daha önce aynı bankaya giden arkadaşlarının söylediklerine göre mesleklerini ve adreslerini soruyorlarmış hesap açtıranlara. Ne diyecekti bankadaki memura, mesleğini sorduğunda? Adresini yazdırmak zorundaydı. Adresini yazdırınca da anlayacaklardı kendisinin ne iş yaptığını?
Yokuş biterken karşıda gördüğü simitçi yüzünden yönünü değiştirip karşı kaldırıma geçti. Bu adam geneleve de gelirdi simit satmaya; bir kaç kez simit almıştı ondan; tanımaması olanaksızdı kendisini. Karşıya geçip yoluna devam ederken simitçinin kendisini görmemesi için tehlikeden kaçan çağanozlar gibi yan yan yürümek zorunda kaldı Fatma. Yol sapağına geldiğinde, gideceği bankanın olduğu Ulus'a doğru değil de, Zaman kazanmak için Anafartalar'a doğru yürüdü bir süre. Hesap açtırmayıp kendisine bir şeyler almayı düşündü cebindeki parayla. Bu düşünce ona Elmas Ana'yı anımsattı ve korkuttu. Banka cüzdanını ona göstermezse, bir araba dayak yiyecek, geleceğe ait umutları da suya düşecekti.
Elmas Ana, çok otoriter bir kadındı. Yanında çalışan kızların hakkını en iyi koruyan patron olarak da anılırdı genelevde. Kendisine en çok parayı kazandıran Fatma'nın da ayrı bir yeri vardı onun gözünde. Ona hesap açtırmasını söylerken: "Belli mi olur? Biriktirdiğin paralarla günün birinde sen de benim gibi patron olursun?" demesi, bir ayağı çukurda olan Elmas'ın, Fatma’yı yani Leman’ı çalıştığı eve ortak yapacağının işaretiydi belki de?
Bunları düşününce Anafartalar yönüne doğru daha fazla gidemedi. Geri dönüp Ulus yönüne yürümeye başladı. Hava çok soğuk olmamasına karşın o, siyah mantosunun yakalarını kaldırmış yürüyordu. Pastırma yazı denen böyle bir günde ancak grip hastaları öyle korurdu kendilerini. Beni de grip sanıyorlardır herhalde, diye düşüp rahatlatmak istedi kendisini. Kısa da olsa rahatlattı kendisini ama bu rahatlığı çok kısa sürdü.
"Daha sonrası?"diye geçirdi içinden. Bankadaki memur nasıl olsa anlayacaktı kim olduğunu. Yeniden durdu ve solundaki kuyumcu dükkanının vitrinlerine bakmaya başladı. Gideceği yere beş on dakika geç gitmeyi kazanç sayıyordu.
Bir süre vitrine baktı. Gözü vitrindeki çeşit çeşit alyanslara takıldı. Alyanslara bakarken gözlerinin önünden bir kaç erkek akıp gitti. Bunlar geneleve gelen ve kendisine kibar davranan erkeklerdi. Elmas Ana'yı kendisine öfkeyle bakarken görür gibi oldu, korkarak gideceği yöne doğru yürüdü. Merdivenle inilen bir pasajın önüne geldiğinde, yanı başında duran bir otomobilden inen gelin ve damadı gördü. Damat, yerlere değen eteklerini tutarak gelini taksiden indirdi. Fatma onların fotoğraf çektirmeye gittiklerini anladı. Daha önce, bir arkadaşıyla gelip bu pasajdaki ünlü bir fotoğrafçıya fotoğraf çektirmişlerdi.
Kendisini o gelinin yerine koydu Fatma. Damadın kollarında bir süre dans ettikten sonra, nasıl olduğunu anlayamadan bir çocuk sahibi oluvermişti. O, daha başka düşler de kurmak, ev kadını olup kocasına çeşit çeşit yemekler yapmak istiyordu. Nedense hemen anne oluvermiş, çocuğu eteğine yapışıvermişti.
Eteğinden çekiştiren bir çocuğun:"Teyze baksana,"dediğini duyup ürktü. Bu, hiç de benzemiyordu kendi çocuğuna. Yedi sekiz yaşlarında esmer bir kız çocuğuydu bu. Eteğini onun elinden kurtarmak için yaptığı ani hareket, neredeyse kızın düşmesine neden olacaktı. Çocuk kendisine kağıt mendil satmak istiyordu."Güzel teyzecim, bir tane al, ne olursun? " diye yalvarıyordu. Fatma, ürkek ürkek çevresine bakındı. Herkes kendi telaşında, hiç kimsenin onlarla ilgilendiği yoktu. Cebinden çıkardığı kağıt beş lirayı kızın eline sıkıştırıp mendili almadan yoluna devam ederken, çocuk: "Allah çocuklarına bağışlasın,"diye dua ediyordu. Evlenip evinin kadını olma düşlerini kesen, Mart ayında, ayağında yırtık çorap ve naylon terliklerle dolaşan bu çocuğa kızamadı Fatma...
Gima mağazasının olduğu köşeye doğru ilerleyip, Hacıbayram camisinin olduğu yöne doğru yürüdü. Düz gidebilirdi, ama o, yolu uzatmak istiyordu. Bankaya yaklaştıkça da korkusu artmış, yüreği güm güm çarpmaya başlamıştı. Bir süre Hacıbayram'a doğru yürüdü. Önünden cenaze arabası geçerken herkesle birlikte o da durdu. Yaklaşmakta olduğu sokak onu ürkütmüştü. Sakallı ve şalvarlı adamlar, ileride görünen dükkanların vitrinlerindeki eski yazı kitaplar, ona tanrıyı anımsatmıştı. Geri dönüp yolun karşısına geçerken, tanrının yukarıdan kendisini gözlediğini sanıp korktu. Başını öne eğip tanrıyla göz göze gelmemeye çalıştı."Allah yardım etseydi, bu duruma düşmezdim,"düşüncesini kafasından hemen kovdu. Suçunu tanrıya yüklemenin ne denli günah olduğunu düşünüp pişman oldu ve:"Tanrım beni bağışla,"diye içinden dua etti. Adımlarını sıklaştırıp oradan kaçarcasına uzaklaştı.
-3-
Cesaretini toplayıp, gideceği bankaya doğru bakmak için başını kaldırdığında, tarihi bir sütunun tepesinde boş bir leylek yuvası gördü. Leyleklerin baharda bu yuvaya yeniden döneceklerini düşününce yüreği burkuldu. Kendisi, yedi yıl önce terk etmek zorunda kaldığı yuvasına hala dönememişti. Bu durumda ölünceye dek de dönemeyecekti...
Bankaya yaklaştığında solundaki lokantaların kapılarındaki adamlar içeriye müşteri davet ediyorlardı. Orta yaşlı, tıknaz ve bıyıklı bir adam, kendisine doğru nazikçe eğilip: "Yukarıda aile için yerimiz var, buyurun hanımefendi," dedi. Fatma göz ucuyla baktı adama. Tanıdığı biri değildi ve kendisiyle alay etmiyordu. Hoşuna gitmişti adamın söyledikleri. Fatma, adamın art niyetsiz olduğunu anlayıp, genelevden çıkalıdan beri sıktığı ve avuçlarına kan oturtan tırnaklarını gevşetti...
Banka görünmüştü. Hesap açtıracağı bankanın Ankara Merkez Şubesi olan binanın üç-beş ayak merdivenle çıkılan kapısına baktığında içi ürperdi; gözlerinin hafifçe kararıp başının döndüğünü duyumsadı. Biraz sonra da korku tüm benliğini sardı ve yüreği hızlı hızlı çarpmaya başladı. Karşıya geçip bankanın kapısına gideceğine, o solundaki Sümerbank'a doğru yürüdü. Vitrindeki kumaşlara baktı bir süre. Göz ucuyla kendisiyle birlikte vitrinlere bakanları izledi. Kimsenin onunla ilgilendiği yoktu. Herkes kendi dünyasında yaşıyordu...
Dönüp bir kez daha baktı hesap açtıracağı bankaya. İçini görür gibi olmuştu bankanın. Kendisi kapıdan giriyor, tüm gözler ona çevriliyordu. Bankadakiler birbirlerine onu gösterip gülüşüyorlardı. Bu düşü iyice korkutmuştu onu. Gitmeyecekti bankaya. Gidip herkese rezil olmayacaktı. Elmas Ana dövüp sövecekti ama olsun. Rezil olmaktansa Ana'nın dayağına razı olacaktı.
Sümerbank'ın merdivenlerinden aşağıya doğru inmeye başladı. Ayağı kesik bir adam oturmuş dileniyordu. Uzağından geçti adamın. Adamdan sakınırken başka bir dilenciye yaklaşmak zorunda kalmıştı. Yaşlı, üstünde yamalı giysiler bulunan bir kadındı bu. Yalvaran gözlerle kendisine bakıp ekmek parası istiyordu. Cüzdanından çıkardığı beş liralardan birini de ona verdi. "Allah evlatlarına bağışlasın," dedi kadın...
Ulus çarşısına gidip vitrinlere baktı Fatma. Bir an, annesine ve kız kardeşine bir şeyler alıp göndermeyi düşündü. Hazır parası da varken onları sevindirebilirdi. Bu düşüncesinden vazgeçmesi uzun sürmedi. Yıllardır kabuk bağlayan yarayı kaşımanın doğru olmayacağına karar verdi. Dalgın dalgın bakmakta olduğu konfeksiyon mağazasının vitrininden başını yana çevirdiğinde irkildi. Bir çift gözün kendisine alaycı gülüşlerle baktığını gördü. Arkasına bakmadan oradan hızla uzaklaştı. Tanıyordu bu genç adamı. Kendisinin devamlı müşterisiydi. Fatma'yı dost tutmak istemiş, kendisi, gencin bu isteğini kabul etmemişti...
Tezgâhtarı önerisini anımsayınca birkaç ay önce kumar masasında öldürülen dostu geldi gözünün önüne. Yakışıklı adamdı Düşeş Kemal. Genelevdeki tüm kadınlar bayılırdı kendisine. O, Leman derdi de başka bir şey demezdi. Başındaki ipek eşarbı Kemal almıştı ona. Kendi parasıyla alınan bu armağana çok sevinmişti Fatma...
Biraz önce para verdiği dilenci kadını düşündü. Daha doğrusu o düşünmek istememişti. Elmas Ana gösteriyordu dilenci kadını ona. Parmağını öfkeyle sallayıp: "Sonun bunun gibi olmasını istemiyorsan gidip açtırırsın o hesabı bankaya," diyordu...
Tüm cesaretini toplayıp bankaya doğru yürüdü. Merdivenleri çıkarken dizleri titriyordu. Yakası kalkık mantonun da etkisiyle ter basmıştı tüm bedenine. Bankanın beyaz mermer merdivenleri bitip kapıya geldiğinde: "Allah’ım bana yardım et," diye yalvardı. Bankadan çıkan birinin açtığı kapıdan içeriye daldığında, her şey bulanıktı gözlerinin önünde. Arkadaşları, bu bankayı seçmelerinin nedenini; çok kalabalık, kimse gelen gideni fark etmiyor, diye açıklamışlardı. Oysa bugün bu koskoca binada on kişi ya vardı ya yoktu?
Durup derin bir nefes aldı. Bundan sonra geri dönmemesi gerektiğini düşünüp korkusunu yenmeye çalıştı. Üniforma giymiş banka görevlisine yaklaşıp hesap açtırmak istediğini söyledi. Görevli ona hesap açtıracağı gişeleri gösterip, hatırlı bir müşteriyi uğurlamak için kapıyı açtı.
Hesap açtıracağı gişelerde sıra bekleyen bir kaç kişi vardı. Gişelere giderken caydı ve gidip sütunun önünde duran bir banka oturdu. Başını kaldırıp çevresine bakınmak istedi. Göreceği olumsuz manzaranın korkusundan bunu yapamadı. Bir sigara içmeyi geçirdi aklından. Bu durumun kendisini ele verebileceğini düşünüp vazgeçti. Kendisinin gideceği gişenin önündeki kalabalık gittikçe azalıyordu. Müşterilerin işlemini yapan, biri erkek diğeri kadın iki kişiden biri kısa bir an boş kaldı. Cesaretle ayağa kalktı. Kadının nasıl olsa kendisini tanıyamayacağını düşünüp gidip işlemini yaptırmak istedi. Kalkar kalkmaz da büyük bir düş kırıklığıyla, yığılırcasına oturdu yerine. Gişedeki genci tanıyordu...
Oydu, yanılmıyordu. Genç üç ya da dört kez gelmişti geneleve. Her gelişinde de kendisiyle yatmıştı. Gencin ilk gelişini anımsadı. Kendisiyle olmak isteyen, sıradaki üç adamı sabırla beklemişti genç. Yirmili yaşlardaydı ve ilk kez bir kadınla yattığını söylemişti. Çok heyecanlıydı. Başarısızlıktan korktuğu belliydi. Fatma onun korku ve heyecanını gidermiş, bir süre sonra da ilk kez bir kadınla olma zevkini yaşatmıştı. Böylesi durumlar başından çok geçtiği için biliyordu nasıl davranılacağını. Zaten o, genelevde, hem güzel, hem muamelesi çok iyi diye tanınırdı. Genç, Fatma’nın yani onun bildiği adıyla Leman’ın sayesinde büyük bir utku kazanmışçasına sevinmiş ve gururlanmıştı. Fatma:"Korkulacak bir şey yokmuş gördüğün gibi, "dediğinde o: "Evet, sayende," demişti. Giderken de teşekkür etmiş iki kişilik vizite ücreti bırakmıştı. En son gelişi de bir hafta kadar oluyordu. Kumral saçlı, uzun boylu, beyaz tenli, yakışıklı sayılabilecek bir delikanlıydı.
Açtıracağı hesap için karşısına dikildiğinde onun tepkisinin ne olabileceğini düşündü. Bir ara kalkıp gişeye gitmeye karar verdi. Sonra da cayıp başka bir bankaya gitmeye karar verdi. Orada da karşısına daha başka tanıdıkların çıkıp çıkmayacağını garanti edemediğinden bu düşüncesini beğenmedi. Gencin biraz ötesinde oturan ve aynı işi yapan kıza baktı. Esmer, gözlüklü, güler yüzlü bir kızdı. Karşısındakiyle konuşurken yüzü gülüyor, yanağındaki gamze ona ayrı bir sevimlilik veriyordu. Buradan hesap açtırmadan çıkıp çıkamayacağını bir kez daha düşündü. Elmas Ana'nın ödünsüz yüzü yine gözlerinin önündeydi.
Hesap açtırmak için ayağa kalktı. Hem gencin hem de gözlüklü kızın önünde birer kişi vardı. Fatma yığılıp kaldığı yerinden kalkıp kızın önündeki adamın arkasına geçti. Genç'in, başını kaldırdığında kendisini görmemesi için de hafif yan dönüp diğer yönde duvara yapıştırılmış bankanın reklâm afişine bakar gibi yaptı. Önündeki adamın da kendisi gibi hesap açtırdığını, kızın sorularından anladı. Adam, makine yüksek mühendisi yazdırdı mesleğini. Bir anda mesleğini işçi yazdırmaya karar verdi Fatma. Kız, adresinden kendisinin genelevde çalıştığını anlayamazdı nasıl olsa.
Genç, karşısındakinin işini bitirmişti. Yanındaki arkadaşını bekleyen hanıma dönüp: "Böyle buyurun hanımefendi," dedi. Fatma kendisini çağıran gencin sesini duydu fakat duymazlıktan geldi. Gözlüklü kız, başını uzatarak: "Siz yan tarafa buyurun hanımefendi," deyince, Fatma için söyleneni yapmaktan başka seçenek kalmamıştı. Karşısına geçtiğinde, genci tanımazlıktan gelip gözlerini ondan kaçırdı. Kendisine: "Buyurun ne istemiştiniz," diyen gence vadesiz hesap açtıracağını söyledi.
Genç bir banka cüzdanı, sarı bir karton, bir bilgi kartı çıkarıp önündekileri doldurmaya başladı. Fatma söylüyor, genç başını kaldırmadan yazıyordu. Üstümde giysilerle sanırım beni tanıyamadı diye düşündü. Onun adını Leman olarak biliyordu herkes. O ise adını Fatma olarak yazdırmıştı. Mesleğini ve adresini sormasını bekliyordu gencin. Mesleğini sorarsa eğer, tanıyamadığını anlayacaktı. Pekiyi ne diyeceğim mesleğimi sorarsa diye geçirdi aklından. Başka bir meslek söylese, adresinden anlaşılacaktı ne iş yaptığı. En iyisi doğruyu söylemekti. Genelevde çalıştığını söylemekten başka çare olmadığını anlamıştı...
Belki de tanıdığı halde öyle davranıyordu genç. Tanıdığını belli etse, amirleri: "Nereden tanıyorsun elin orospusunu?" diye sormazlar mıydı?.. Gencin, kendisini tanımazdan geldiğine karar vermişti bunu düşününce. Mesleğini sorduğunda: "Bilmiyor musun, niye soruyorsun?" dese. Duyan olursa kötü duruma düşerdi çocuk. O da tanımazdan gelip söyleyecekti mesleğini...
Diğer sorular bitip yanıtlarını gerekli yerlere yazan genç, bilgi kartını dolduruyordu şimdi. Ad, soy ad, uyruk derken sıra mesleğe gelmişti. Fatma söylediklerini gözlüklü kızın duyulmaması için gence doğru eğilmiş, fısıltıyla yanıt vermeye hazırlanıyordu. Genç, meslek hanesine "Ev kadını" yazıp adrese geçtiğinde Fatma, yüreğine serpilen suyun serinliğini duydu. Adres de kendisine sorulmadan yazılmıştı; hem de kapı numarasına kadar...
Kartonu Fatma'ya imzalatırken, ayağa kalkıp kulağına yavaşça fısıldadı genç: "Korkulacak bir şey yokmuş gördüğün gibi." Fatma da ona yavaş sesle: "Evet, sayende," dedi...
Fatma'nın üzerindeki tonlarca yük kalkmış, parayı yatıracağı vezneye giderken kuş gibi uçuyordu sanki."İnsan evladıymış," diye geçirdi içinden ve gencin geneleve geldiğinde kendisinin onu mutlu etmek için neler yapması gerektiğini düşündü."Hayır, bu yetmez," dedi kendi
kendine. Onun bu insanlığına karşı başka bir şey yapmalıyım...
Yatırdığı para hesabına geçip, banka cüzdanı genç tarafından kendisine verildiğinde, tüm içtenliğiyle teşekkür etti Fatma. Bankadan çıkmak için kapıya doğru yürürken sevinçten kanatlanmıştı, yürümüyor da uçuyordu sanki?
Fatma'nın arkasından bakan genç, onun sevinçle kapıdan çıkışını, dudaklarında sinsi bir gülümsemeyle izledi. Daha sonra da, mesleklerin yazıldığı bilgi kartını önüne alıp: "Ev kadını" yazısının başına "Genel" sözcüğünü ekledi...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.02.2015
20.12.2014
7.12.2014
16.11.2014
26.10.2014
11.10.2014
27.09.2014
14.09.2014
3.09.2014
16.08.2014